Türkiye'nin en popüler tatil beldelerinden olan Bodrum'un bu yaz boş olduğuna dair haberler, sosyal medya paylaşımları çıkıyor.
İddiaya göre; Bodrum'da yapılmak istenen konserlere bilet satın alınmıyor, 500 kişilik lüks gece kulüpleri müşteri olmadığı için kapanıyor.
Bir diğer iddia ise; 13 bin kişilik Antik Tiyatro'da konser vereceği haftalar öncesinden ilan edilen dört popçudan biri sekiz, diğeri 12, öteki ikisi de 10'ar adet bilet satabildi!
Organizatörler "Yüksek fiyatlar turistleri kaçırdı. Bodrum diğer sezonlara göre bomboş. Kulüpler kan ağlıyor" diyor.
Benim fikrimi sorarsanız; belki oteller boş olabilir ama Bodrum'da yazlık sahibi olan büyük bir nüfus var.
Yani Bodrum boş değil. Sadece insanlar dışarıda para harcamayı azaltmış gibi gözüküyor. Parası olanlar bile kazıklanma duygusu yaşamamak için yeme içme mekânlarından ayağını kesmeye başladı.
Para harcamak isteyenler de vize kolaylığı sağlayan Yunan adalarına gidiyor.
Elbette Bodrum esnafının batmasından mutlu olacak değiliz lakin ne ekersen onu biçersin!
Bir lahmacunu 500 TL'ye satarsanız, beach club girişi ücreti 1000 TL olursa, dört kişi içkili bir masadan 10 bin TL ödeyerek kalkarsa mekânlar da zamanla boşalır.
Her şey arz-talep dengesi, serbest piyasa belirler.
Bodrum'da makul fiyata kaliteli ürün ve hizmet sunanlar ayakta kalır, fahiş fiyat politikası uygulayanlar ise zamanla kapanır! Ya da fiyatları indirir!
***
TELEFON KULLANMAYI BIRAKMAK!
'Katil Doğanlar', 'True Detective" gibi başarılı yapımlardan tanıdığımız Woody Harrelson, cep telefonu kullanmayan ünlülerden biri.
Usta aktör, en son konuk olduğu bir podcast programında üç buçuk yıl önce telefonuyla çok vakit geçirdiğini fark edince kullanmayı bıraktığını şöyle açıkladı:
"Telefonda kendime iki saatlik limit veriyordum. Saat 9.30'da bu limiti çoktan doldurmuş oluyordum. Yani uyanıyordum ve iki saatimi telefonda geçiriyordum. Bu sürekli tekrarlanıyordu. Biriyle yemek yerken kendimi telefonuna kapılmış olarak buluyordum."
Ünlü yıldız, uygulamalarda ya da telefon görüşmelerinde de zaman geçirmiyor sadece mesajlara cevap veriyor.
Aslında çoğumuz iş, vakit geçirme vs. farklı nedenlerden dolayı cep telefonu bağımlısıyız. Harrelson'dan tek farkımız "Evet, ben cep telefonu bağımlısıyım" diyemememiz. Öte yandan cep telefonları arabada yol bulmak, bankacılık işlemleri, mesajlaşmak gibi hayatımızı kolaylaştıran uygulamalara da sahip.
Ama cep telefonunda harcanan vaktin çoğu sosyal medyada, dijital platformlarda, sohbet ve oyun uygulamalarında geçiyor!
Telefondan ekran sürenize bakın o size gerçeği söyler! Farkında olmak da yetmiyor. Asıl zor olan telefon kullanımını azaltma kararlılığı gösterebilmek.
Karşımızda tüm algoritması sizi daha çok ekranda tutmaya ayarlı Instagram, TikTok, X gibi sosyal medya uygulamaları, oyunlar ve dizi-film platformları gibi güçlü rakipler var.
Cep telefonu, sigara, alkol benzeri bir bağımlılık gibi görmek gerek belki de!
Hem zamanımızı çalıyor hem de bizi hareketsiz bir yaşama yöneltiyor! Uyku ve çalışma saatlerini çıkardığınızda geri kalan zamanımızın çoğunun cep telefonunda geçtiğini görmek can sıkıcı geliyor mu?
Eğer bunu hissediyorsanız bu büyük bağımlılıktan kurtulmak için küçük bir adım atmış olabilirsiniz.
***
ACİL SERVİSTE YEDİ SAAT
Kanada'da yaşayan bir Türk, kafasını çarptıktan sonra kontrol amaçlı hastaneye gidince yaşadıklarını video çekip paylaşınca sosyal medyada gündem oldu.
Videodaki kişi, beş saattir hastanede olduğunu ve yalnızca kan almak için yanına hemşire geldiğini, ardından ise yedi saat boyunca beklediğini ve doktor gelmediğini söylüyor.
Vatandaş, kan tahlil sonuçları sisteme düşünce yapay zekadan yardım almayı akıl ediyor, sonuçları ChatGBT'ye yüklüyor ve sonra "Kanada'daki doktorunuz ChatGBT" diyerek videoyu sonlandırıyor.
Yurtdışında sağlık hizmeti almanın zor olduğuna dair daha önce de birçok haber çıktı.
ABD'de başınıza bir şey gelse özel sağlık sigortanız yoksa yandınız!
Sosyal devlet anlayışı öve öve bitirilemeyen Kanada'da bile acil serviste yedi saat doktor beklenmesi şaşırtıcı bir durum.
Ülkemizde acil servislerde yaşanan yoğunluk ve bazı polikliniklere randevu almak zor olduğu için eleştirilen ücretsiz sağlık sistemimiz aslında birçok gelişmiş ülkeden daha ileri.
***
GATES'İN KIZI DOKTOR OLURSA
Bill Gates'in kızı Jennifer Gates'in tıp fakültesinden mezun olması biraz eski bir haber ama üzerine yazmaya değer.
Jennifer, New York'taki Icahn Tıp Okulu'ndan çocuk doktoru olarak mezun oldu.
Doktor olmanın çocukluk hayali olduğunu belirten 28 yaşındaki Jennifer, "Öğrenme, sınavlar, uykusuz geceler, gözyaşları, disiplin ve kendinden şüphe duyma anlarıyla dolu bir kasırgaydı, ancak son 5 yıldaki yükselişler, o en düşük seviyelere kesinlikle değdi" diyor.
133,4 milyar serveti olan bir babanın kızının beş yıl uykusuz geceler geçirip doktor olması ilginç değil mi?
Demek ki, Bill Gates "Çocuklarım bana yaslanmadan ayakta kalmayı öğrenecek" derken şaka yapmıyormuş.
Jennifer ABD taşrasında da mecburi hizmet yapmaz herhalde.
Tabii başhekime kızarsa çalıştığı hastaneyi satın alma lüksüne sahip!
***
ORMANDA SİGARA YASAKLANSIN MI?
Çeşme'de çıkan yangının nedeninin sigara izmariti olduğu açıklandı.
Yangını çıkaran gözaltına alındı ama bu yanan ağaçları geri getirmez.
Bir sigara izmariti yüzünden güzelim orman kül oldu!
Ormanlık alanlarda sigara içmek yasaklansın önerisinde bulunacağım lakin bu yasağı uygulamak zor.
Eğitim şart! Doğayı koruma bilincini vatandaşa kazandırmalıyız!
Bu bilinci oluşturmak orman yangınlarını söndürmekten daha kolay aslında!
***
Altyazı
''Güçlü olmak diğerlerinin yapamadığını yapabilme arzusuna sahip olmaktır.'' (Olağan Şüpheliler)
