Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MEVLÜT TEZEL

İmamoğlu meseleye esnaf gibi yaklaşıyor

İETT'nin Prens Adaları için ulaşımda kullanılmasını planladığı elektrikli minibüsler 15 Haziran'da hizmet vermeye başladı.
Adalıların, protestolarına rağmen kullanılan 'Azmanbüs' adını verdikleri minibüslere karşı eylemleri devam ediyor.
Normalde Adalar'da 40 adet 13 kişilik, elektrikli, L sınıfı tescilsiz araçlarla toplu taşıma faaliyetleri sürdürülüyordu.
Şimdi bu araçların yerini yavaş yavaş onların iki katı büyüklüğünde genişlikleri ve yükseklikleri Adalar'daki dar yollar için uygun olmayan 'Azmanbüs'ler alacak.
Sarıyer-Beşiktaş hattında çalıştırılan eski Magirus marka minibüslere benzeyen bu çirkin araçların şarj menzilleri fazla, engellilerin binebileceği bir yapıya sahipler ama taşıma kapasiteleri mevcut araçlarla aynı; 13 kişi!
Bu araçlar daha hızlı, daha çok sefer yapabiliyorlar ama bazı dar yollarda iki araç yan yana geçemiyor!
Aslında Adalar'daki temel sorun yaz aylarında, tatil ve bayramlarda 100 bine yaklaşan ziyaretçi sayısı.



KÜÇÜK HİNDİSTAN!
Özellikle 8 bin 500 nüfusu olan Büyükada'ya tatil ve bayramlarda gelen günlük ziyaretçi sayısı 70-80 bine çıkıyor. Çarşıda yürümek imkânsız hale geliyor.
Her yer çöplerle doluyor. Adadaki umumi tuvaletler bile yetersiz. Neler yaşandığını tahmin edebilirsiniz!
Kalabalık o kadar yoğun ki, denetim imkânsız hale geliyor. Sürekli bisiklet kazaları yaşanıyor ve Büyükada her yaz yangın tehlikesi atlatıyor.
'Azmanbüs'lerin de gelişi Boğaziçi'ne ikinci köprü kurmak gibi bir şey. Ada içi ulaşım kapasitesi artınca gelenlerin sayısı da artacak!
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu meseleye sanki gözünü para hırsı bürümüş Ada esnafı gibi yaklaşıyor! Adalarda devamlı yaşayanların olduğunu unutuyor!
Adalarda yenilik diye yapılanlar hep turizmi artırmaya yönelik!
Prens Adaları'nın kendine has, sakin bir yaşam kültürü var. Aslında adaları gezmek isteyenler de bu yaşam kültürünü görmek ve tadını çıkarmak istiyor lakin tek karşılaştıkları büyük bir insan seli oluyor!
Özellikle Büyükada, yazın küçük Hindistan'a dönüşüyor.
Büyükada'ya günü birlik gelenlere sorun, "Çoğu bir daha gelmem ya da sakin zamanda gelirim" der.
Oysa Adalar komple SİT alanı ve araç trafiğine kapalı!
Adalarda elektrikli de olsa toplu taşıma kapasitesinin artırılması İstanbul'un en nadide doğa parçasının yok olmasına zemin hazırlıyor.
Elbette Prens Adaları sadece orada yaşayanların değil herkesin adası. Herkes gelsin, gezsin ama bunun bir planı, programı ve ölçüsü olmalı!



ÇEKİLİR Mİ BU EZİYET?

9 günlük bayram tatilinde tatil bölgelerinde trafik felç oldu.
Otellerde boş oda kalmadı. Bodrum, Ayvalık, Kuşadası ve Çeşme'nin nüfusu 1 milyonu geçti.
Bunlar bayram yoğunluğu beklenen gelişmeler.
Ama şu fotoğraftaki muhtemelen kalacak yer bulamadığı için yola sünger atıp uyuyan insanı anlamakta güçlü çekiyorum.
Otomobili de lüks! Acaba kiraladı mı?
Bayramda sosyal medyaya yansıyan görüntülerde Bodrum, Çeşme ve Alanya bekar erkek doluydu!
Gece sahilde, parkta veya arabada uyuyorlar. Sırf tatilde piyasa yapmak için çekilir mi bu eziyet?



ISLIK AYIBI

Türkiye-Gürcistan maçının en kötü anı Gürcistan milli marşının ıslıklanmasıydı.
Gürcistan'la bir alıp veremediğimiz yok. Hükümetler arası ilişkiler iyi. Halklar arasında da bir sorun yok.
Normalde sorunlu ülkeler olsak bile milli marş kutsaldır.
Aynısını bize yaptıklarında ne hissediyorsanız rakip taraftarlar da onu hissediyor.
Ayrıca marşı ıslıklanan takım daha motive oluyor.
Milli marş her ulusun kutsal değeridir.



SAMET DERS VERDİ

Birçok futbol yorumcusu Vincenzo Montella'nın Gürcistan karşısına defansta Samet Akaydın'la sahaya çıkmaması gerektiğini söylemişti.
Çünkü, ben de dahil son maçlarda büyük hatalar yapan Samet'in performansından endişe duyuyorduk.
Ama Montella, defanstaki eksiklerin de etkisiyle Samet'le sahaya çıktı.
Ve Samet neredeyse hatasız oynadı. Hatta çizgi üzerinden çıkardığı topla maçı kazandıran isimlerden biri oldu.
Grup elemelerinde Hırvatistan'a karşı yaptığı gibi hayatının maçını oynayan Samet, onu istemeyen milyonlarca insanının kendisi hakkında söylediklerine de pişman etti.
Samet negatif eleştirilerden beslenen, kendini ekstra motive eden bir futbolcu galiba.
Biz onu eleştirelim, o da hep böyle oynasın!



TELEFONA GEREK
KALMAYACAK MI?
Omuzlarından aşağısı felç olan 29 yaşındaki Noland Arbaugh'ın beynine dört ay önce Elon Musk'ın sahibi olduğu Neuralink şirketi tarafından çip yerleştirilmişti.
Beynine çip yerleştirilen ilk insan olan Arbaugh, çip aracılığıyla fare imlecini oynatarak, dizüstü bilgisayarında satranç oynamayı başarmıştı.
Bu teknolojinin ileride kör insanların görmesini sağlayacağı belirtiliyor.
Ama Musk'ın başka planları var!
Musk, yakın gelecekte geleneksel mobil cihazların ortadan kalkacağını ve bunların yerini Neuralink nöral arayüzlerin alacağını açıkladı.
Musk'a göre Neuralink'in çip teknolojisi insanların akıllı telefonları ve bilgisayarları herhangi bir fiziksel manipülasyon olmadan kontrol etmelerine olanak tanıyacak.
Telefon şirketleri Musk'ın bu kehaneti hakkında ne düşünüyor acaba? Eğer çipler vücutla uyumlu çalışabilirse insanoğlunu fiziksel ve zihinsel açıdan daha üst seviyelere çıkarabilir.
Belki de bir gün bilimkurgu filmlerinde görmeye alıştığımız yapay zeka ve robotik aletlerle uyumlu bir şekilde çalışan yeni bir ırk oluşabilir.
Elbette parayı veren düdüğü çalacak!
İnsanları bilgisayar ya da makinelerle uyumlu bir şekilde birleştirecek 'çip'lere sahip olmanın da bir bedeli olacak!
Belki de gelecekte insanlar beyninde 'çip' olanlar ve olmayanlar diye ikiye ayrılacak.



Altyazı
"Dostluk ve para, zeytinyağı ve su gibidir. Asla birbirlerine karışmazlar." (The Godfather)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA