Türkiye'de geçen yıl ölümlü-yaralanmalı kazaya karışan scooter sayısı 2 bin 446 oldu.
Bu kazalarda 21 sürücü yaşamını yitirdi. 2 bin 50 sürücü de yaralandı.
2022'de ise scooter kaynaklı ölüm veya yaralanmayla sonuçlanan bin 840 kazada sekiz sürücü öldü, bin 554 sürücü yaralanmıştı.
Ölen sayısı iki katını geçmiş!
Geçtiğimiz yıl elektrikli scooter'lar çok tartışılıyordu. Bir ara İstanbul'da Kadıköy belediyesi yayaların geçişini engelleyecek şekilde park edilen kiralık scooter'ları toplamıştı.
Polis, kuralları ihlal eden scooter sürücülerine cezalar kesmişti. Bu araçların bazı bölgelerde hız sınırı düşürülmüştü. İstanbul Büyük Şehir Belediyesi (İBB) scooter'lar için özel park alanları yapılacağını söylemişti.
Birkaç yere göstermelik yapıldı,
o kadar!
Sonra scooter tartışması bıçak gibi kesildi. Ceza kesen polis de yok! Neden acaba?
Oysa sorun artarak devam ediyor ve çözüm de üretilmiyor.
Hiç olmazsa kask takma zorunlu olsun diye defalarca yazdık.
Scooter kiralayan şirketlerin karını düşüreceği için olsa gerek motosiklette zorunlu olan kask scooter'lar da zorunlu değil.
İki kişi binenler hala var.
KALDIRIMDA YER YOK
Özellikle İstanbul'un merkezi semtlerinde gelişi güzel park edilen scooter'lar yüzünden bazı kaldırımlarda yürümek zorlaştı.
Yaşlılar düşüyor, çocuk arabası sürenler yola çıkmak zorunda kalıyor, görme ve yürüme engelliler scooter'lara isyan ediyor.
Sanki bir lobi scooter'ları koruyor! Ortada taksicileri bile isyan ettiren büyük bir kazanç var! Bu araçların işletme hakkı için bir ihale yapıldı mı?
Yoksa başta İBB olmak üzere belediyeler, şehir hayatını zindan eden, ölümlere neden olan bu araçları kiralayan şirketlerle özel bir anlaşma mı yaptı? Bu kadar ölüme karşı sessiz kalınması garip!
Bazı ülkelerde bu araçların kullanımı yasaklandı ya da sert kurallar getirildi ama bizde kuralsızlık devam ediyor.
Mevcut kurallar ise uygulanmıyor! Bir yılda scooter'lar yüzünden 21 sürücü yaşamını yitirdi.
Önlem alınması için seneye 40 kişinin ölmesi mi bekleniyor?
***
BU ADAM BENİM BABAM
Şampiyonlar Ligi'ni kazanan Real Madrid'li futbolcular şampiyonluğun sevincini Madrid sokaklarında taraftarlarıyla kutladı.
Sokakta atlı polis olan babasıyla karşılaşan Madridli oyuncu Dani Carvajal, gururla "Bu adam benim babam" der gibi kupayı arkadaşlarından alarak hatıra fotoğrafı çektirmesi için babasına verdi.
Bonuslar ve reklam gelirleri hariç yıllık maaş geliri 10 milyon 420 bin Euro olan Carvajal'in babasının atlı polis olması da ilginç değil mi?
Sosyal medya bu olayla ilgili "Avrupa bitmiş baksana adamın babası hâlâ atlı polis", "Yazık o kadar para kazanıyor hala babasını çalıştırıyor" yorumları gördüm. Bizde genelde ünlü futbolcu babaları, oğullarının ilk büyük transferinden sonra istifayı basıp müteahhit ya da menajer oldukları için bu tarz yorumlar yapılmış olabilir.
Elbette ülkemizde ünlü futbolcu babası olup severek yaptığı işi devam ettirenler de var. Carvajal'in babası da mutlaka onlardan biri.
***
HİÇ BEKLEME, AL!
İstanbul'u çok seven ve yeni sezonda da Galatasaray'da kalmasına kesin gözüyle bakılan Dries Mertens, İstanbul'daki ev fiyatlarından şikayet etti: "Açıkçası İstanbul'da oturduğumuz daireyi almak istedik ama çok pahalıydı, biz de kiraladık."
Primler, reklamlar, sponsorlar hariç Galatasaray'dan yıllık 2.9 milyon Euro kazanan Mertens, yenilenecek sözleşme ve imza parasıyla alacağı toplam ücret 4 milyon Euro'yu bulması bekleniyor.
Mertens bile ev alamıyorsa biz hiç düşünmeyelim!
Fotoğraftaki ev Mertens'in kaldığı ev ise orası Boğaz manzaralı, fiyatı ekstra yüksek olabilir.
Bence pahalı demesini nedeni parası olmadığı için değil. Belki de Mertens'e de şu an İstanbul'daki lüks konutların fiyatlarının normal değerinin çok üstünde olduğu, emlak balonunun patlamasını beklemesi gerektiği de söylenmiş olabilir.
Yıllardır söylenen şu emlak balonu da patlamadı gitti! Özellikle İstanbul'da konut fiyatlarının genel anlamda düştüğünü ben hiç görmedim.
Konut kredileri çok düşükken ev almayıp, kiraların hep düşük kalacağını düşünen birçok insan şimdi pişman!
Pandemiden önce yüzde 0,69 faizle konut kredisi alanlar ise şimdi evdeki fatura bedelleri kadar kredi ödüyordur!
Sevgili Mertens bizde "Alan kazanır" diye bir söz vardır. Gücün varsa hiç durma al. Kira ödemekle geçmez bu hayat! Torunların dua eder sana!
Belçika'da belki o paraya daha güzelini alırsın ama İstanbul'daki kadar prim yapmaz!
İstanbul'da konuttan zarar edildiği daha hiç görülmedi.
***
GÖĞÜS FARKIYLA!
A Milli Kadın Voleybol Takımı, Milletler Ligi 2. haftasında ev sahibi ABD'yi 3-2 mağlup etti. Ama bu tarihi zafer yerine bir Türk kadın taraftarın TRT ekranına yansıyan sevinci 'göğüs' farkıyla gündem oldu!
Free lance model olarak çalıştığı iddia edilen kadının sevinçten zıplarken açılan göğsü canlı yayında TRT ekranlarına yansıyınca sosyal medya yıkıldı!
Haber sitelerinde TRT'nin iş kazasına kurban gittiği yazıldı.
TRT ise özetle "Maçın çekimini ve rejisini ev sahibi ABD'li yayın kuruluşu gerçekleştirmiştir. TRT spor ve maçı yayınlayan tüm yayın mecraları ABD'li yayın kuruluşunun anlık ilettiği görüntüleri müdahale imkanı olmaksızın ekrana yansıtmıştır..." diye bir açıklama yapmak zorunda kaldı.
Bu olay bana 2004 yılında ABD'de hayatın durduğu Amerikan futbol liginin finalinde (Super Bowl) sahnede şarkı söyleyen Janet Jackson'ın bir anda göğsünün açılması olayını hatırlattı.
TRT, marjinal sanatçı görüntüleri ekrana yansımasın diye Eurovison Şarkı Yarışması'nı bile yayımlamazken Filenin Sultanları'nın maçında ABD rejisinin kurbanı olmuş oldu!
Canlı yayınların böyle bir riski var!
***
Altyazı
"Evlatlar, babalarını, hep hatırlamak istedikleri gibi hatırlarlar." (Babam ve Oğlum)