Doktorlar 'yaşamaz' demişti. Aynı kan akışını ve bel altındaki organları paylaşan kardeşlerin iki kalpleri, dört akciğerleri ve iki mideleri var.
Vücudun sağ kol ve bacağını Abby, sol kol ve bacağını ise Brittany kontrol ediyor.
34 yaşındaki yapışık ikizler, 'Abby and Brittany' adlı TV programlarıyla üne kavuştular.
Ve ikizlerin evlendiği ortaya çıktı! Dün bizim sosyal medya bu haberle çalkalandı.
Önce haber 'evlendiler' diye verildi. Sonra "2021 yılında evlendikleri şimdi ortaya çıktı" dendi.
Sonuçta çok 'tıklanma' getirdiği için evlilik tarihi önemsenmedi. İnternette sürekli bu haber paylaşıldı.
Resmi kayıtlara göre ikizlerin sol tarafta olanı Abby, eski asker Josh Bowling ile evlenmiş.
Şimdi çoğunuzun aklına garip sorular geliyor!
Biri öpüşürken diğeri gözlerini mi kapatıyor?
Hayat ne garip değil mi?
İkizlerin sağ tarafı Brittany de evlenmek isterse ne olacak?
Bence ve resmi olmasa da teknik olarak emekli asker Josh ikisiyle birlikte evlendi. Ama neden?
'Abby and Brittany' TV şovu bundan sonra reyting rekorları kırabilir!
Josh da bunu düşünmüş olabilir mi? Yok bu kötümser bir yaklaşım olur. Josh da severek evlenmiştir. Peki, iki farklı karaktere birden mi aşık oldu?
Bu delice sorular bitmez!
***
GIDA FİYATLARINDAN ŞİKAYET EDİYORUZ AMA...
Birlemiş Milletler Çevre Programı, 783 milyon insan açlıkla mücadele ederken, dünya genelinde bir günde 1 milyardan fazla öğünün israf edildiğini açıkladı.
Gıda israfı çevreyi de olumsuz etkiliyor. Küresel Isınma'yı artırıyor. Kaynaklar boşa harcatıyor.
Elbette gıda israfı sadece bencillik ya da sorumsuzlukla açıklanamaz.
Tüketim toplumu daha fazla kar için insanları sürekli tüketmeye zorluyor. Gıda israfı aslında şirketlerin karını artırıyor.
Türkiye'de ise her yıl kişi başına 93 kilogram yiyecek çöpe atılıyor. En çok gıda israfı yapan 15'inci ülkeyiz.
Yoksul mahalle çöplerinden daha çok tahıl kaynaklı gıdalar, ekmek çıkıyor ve mevsimine göre yaş sebze meyveler çıkıyor.
Zengin mahallelerde ise çöplerde hazır yemekler ön planda.
Hayat pahalılığı bu kadar artmışken gıda israfında 15'inci ülke olmamız düşündürücü.
Hem gıda fiyatlarından şikayetçiyiz hem de her gün 4,9 milyon adet ekmeği çöpe atıyoruz!
Öncelikle birey bazında gıda israfı konusunda farkındalık yaratmamız gerekiyor.
Okullarda çocuklar eğitiliyor ama önce yetişkinler çocuklara örnek olmalı. Gıda tedarik zincirinde kayıpları azaltmak, verimliliği artırmak ve kaynakları doğru kullanmak için de kapsamlı yasal değişikliklere ihtiyaç var.
Atıksız üretimde dönüşüm de çok önemli.
Yemek kültürümüzde serpme kahvaltı gibi değiştirilmesi gereken birçok alışkanlık var.
Ülkemizde sadece gıda değil sudan elektriğe birçok kaynakta büyük israfa imza atıyoruz.
2021 verilerine göre gıda israfının Türkiye yıllık faturası 15 milyar TL.
Tüm kaynaklarda israfın 2022 yılı bilançosu ise tam 1 trilyon TL.
Genel israfını yarıya indirmek bile Türkiye'yi daha gelişmiş ve zengin bir ülke yapabilir.
***
SKİMPFLASYON ARTTI!
KKTC Tarım Bakanlığı ekipleri, 10 otelde zeytinyağı örnekleri alıp analiz etmiş. 66 zeytinyağı numunesinin 19'u tağşişli çıkmış. Denetim yapılanlar da genelde lüks otellermiş.
Zengin turistlere sızma organik zeytinyağı diye kim bilir hangi yağları karıştırıp veriyorlar? Otellerde açık büfelerdeki diğer gıda ürünlerinin durumu aynıdır diye tahmin ediyorum.
Zeytinyağında hile yapan diğer gıdalarda da tağşiş ve hileye başvurur diye düşünüyorum.
Skimpflasyon yüksek enflasyonun olduğu ülkelerde şirketlerin artık sundukları ürün ya da servisin kalitesini düşürdükleri durumu tanımlamak için üretilen bir terim.
Özellikle gıda sektöründe ürünün içeriğindeki pahalı maddelerin azaltılarak maliyeti daha düşük maddelerin artırılması skimpflasyonun en fazla görüldüğü örneklerden birisi. Hazır bayram tatili yaklaşırken bizim oteller, restoranlar da sıkı bir denetimden geçse iyi olur.
Artık gramajı, porsiyonu küçültmek yetmiyor!
Skimpflasyon asıl yeme içme sektöründe öne çıkıyor!
***
BASİT VE ÖFKELİ!
Avusturya'da yapılan yeni bir araştırmada, 1980-2020 yıllarında yayınlanan 12 bin İngilizce şarkının sözleri analiz edildi.
Rap, country, pop, R&B ile rock şarkılarındaki sözler daha basit ve tekrarlayıcı hale gelirken, rap şarkıları öfke ve olumsuz duygularda en derin artışı gösterdi.
Şarkı sözlerinin genel olarak da son yıllarda daha basit anlaşılır ama öfkeli hale gelmiş.
Ayrıca şarkılarda kullanılan farklı kelimelerin sayısının, özellikle rap ve rock şarkılarında azaldığı gözlendi.
Araştırmacılar "Son 40 yılda, mağazadan plak satın almaktan, telefondan yayın platformlarında yüz milyonlarca şarkı arasından seçim yapabilmeye kadar giden bir değişime tanık olduk. Bu müziğin tüketilme şeklini de değiştirdi" diyorlar.
Doğru bir tespit.
Bizim kuşak, 80-90'larda şarkıları önce radyodan ya da kasetçilerden dinler, sevdiği müzisyenlerin haberlerini takip eder. Para biriktirip kaset alırdı.
Harçlığımızı kasetlere gömerdik.
Şimdi müziğe ulaşmak çok kolay ve neredeyse bedava. Gençler uygulamada önüne ne düşerse önce onu dinliyor.
Şarkılarda söz dağarcığının azalması, basit ve yoğun öfkeli olması küresel olarak dünyanın ruh halinin iyi olmadığını ve entelektüel açıdan geriye gittiğini gösterir.
Tüketim toplumunun insanı daha basit düşünen ve hızlı tüketen bireylere dönüştürdüğü ortada.
Elbette çok tüketen, az düşünen bireyler daha öfkeli oluyor.
***
Altyazı
"İnsanlık yararına yapılan hiçbir şeye çoğunluğun onayı ile ulaşılmamıştır." (1492 Conquest of Paradise)