Organize suç örgütlerine yapılan operasyonlar sonucunda ele geçirilen 23 lüks araç mahkeme kararıyla İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne verildi.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya "Artık bundan böyle bu araçlar, suç örgütlerinin değil; polisimizin emrinde, milletimizin hizmetinde olacaktır!" notuyla videolu bir sosyal medyada paylaşım yaptı.
Drone'lu çekimle, motive edici bir müzikle hazırlanan videoda Yerlikaya, beyaza boyanmış araçları incelerken görülüyor.
Bu araçların sahiplerinin yargılanması sona erdi mi? Araçlar ihaleyle emniyete mi satıldı? Yasal olarak nasıl bir yol izlendi?
Bentley, Ferrari, Porsche gibi araçların aylık bakımı, parça değişimi ve benzin masraflarıyla yeni araç alınır. Bu son model otomobiller nasıl kullanılacak?
Olası bir kazada emniyete ne kadar fatura çıkar? Bu ultra lüks araçlar satılıp geliri hazineye aktarılsaydı daha mı iyi olurdu?
Bundan sonra suçluların ele geçirilen araçları polise mi kalacak?
Bunlar gibi daha birçok soru geliyor insanın aklına.
Ancak vatandaşın üstüne çökülerek, dolandırıcılık yapılarak, haraç keserek, cinayet işlenerek elde edilen servetlerle alınan bu araçların polisin hizmetine verilmesinin vatandaşta yarattığı keyif tüm bu soruları önemsiz kılıyor.
MESAJ VERİLMİŞ!
Ferrarili polisleri Katar'da, Suudi Arabistan'da görmeye alışkındık. Şimdi bu lüks araçlarla GBT sorgulaması yapılınca daha havalı olacak.
Ferrarili trafik polisiyle hatıra fotoğrafı çektirenlerin de çıkacağına eminim.
Halkımızdaki araba sevdası kelimelerle ifade edilemez. Gördünüz, TOGG'lu mitingler seçim kazandıran etkenlerden biriydi!
Elbette bunlar olayın eğlenceli tarafı asıl önemli olan çetelere, dolandırıcılara ve örgütlere verilen şu mesajları:
Elde ettiğiniz servetler geçicidir!
Suç işleyen bir gün mutlaka hesap verir!
Zenginlik, lüks otomobiller suçluları kurtarmaz.
Ayrıca bu lüks otomobiller polisin güç gösterisi olacak. Bu araçları görenler halkla "Fakirler" diye dalga geçen dolandırıcıların ya da suç çetelerinin içeride olduğunu hatırlayacaklar.
Özetle psikolojik üstünlük açısından ilginç bir girişim oldu. Polisin suçlulara ayar veren bu şovu çok konuşuldu. Lakin bunun devamı gelecekse lüks araçların benzin, bakım, tamir vs. masrafları da dikkate alınmalı.
Kamu harcamalarında, kamu yararı iyi hesaplanmalı!
***
TÜRK POLİSİ OLSA...
Geçtiğimiz günlerde Almanya'nın Mannheim kentinde yaşayan 49 yaşındaki Türk vatandaşı Ertekin Özkan, elinde bıçakla polise doğru ilerleyince polis tarafından dört el ateş edilerek öldürülmüştü.
O sırada olaya müdahale etmek isteyen fakat polis tarafından engellenen anne, yaşadıklarını gözyaşları içinde anlattı.
Özkan'ın "Bir suç işledim" diyerek kendisini polise ihbar etmesiyle başlayan olayda anne "Polis istese onu ayağından, kolundan da vurabilirdi ama bile isteye oğlumu öldürdüler" diye isyan etti. Olay Türkiye'de yaşansa polis eli bıçaklı şahısla sohbet eder, sigara ikram eder ve onu bir şekilde ikna ederdi.
En son çare de ayağından vururdu. Ama bu iyi niyetli yaklaşım yüzünden de birçok polis hayatını kaybetti! ABD, Almanya'da elinde bıçak polise doğru yürüyorsanız, ihtarlara uymuyorsan anında kevgire çevirirler sizi. Belki de doğrusu bu. Polislerimizin kıymetini bilelim.
***
YOLLARDAKİ KÖPEK TEHLİKESİ
Önceki gün Diyarbakır, Tekirdağ ve Konya'da sokak köpeklerine çarpmak istemeyen sürücülerin yaptığı kazalarda toplam 10 kişi yaralandı.
Yolun kenarına devrilen, tarlaya uçan ve köpeğe çarpıp ters dönen üç otomobilde de büyük hasarlar meydana geldi.
Allah'tan can kaybı yaşanmamış.
Başıboş köpeklerin, genelde şehir dışındaki bölgelerde sürü halinde dolaştıkları için otoyola çıkıp kazalara neden olma oranları da artıyor.
Böyle bir durumda ne yaparsınız? Paniğe kapılıp gaza bassanız köpek hayatını kaybedecek ve araçta çarpmaya bağlı hasar oluşur.
Ani fren yapınca ya da direksiyonu kırdığınızda ise yukarıdaki haberlerde olduğu gibi araç büyük hasar alıyor ve siz ölümden dönüyorsunuz.
Başıboş köpekler, bisiklet kullananların, şehir dışında doğa yürüyüşü yapanların da korkulu rüyası oldular.
Devletin bu sorun hakkında çalışmaları var, üç bakanlık harekete geçti.
Elbette kısırlaştırılıp sahiplendirmeye çalışmak, sahiplenilmeyenleri modern barınaklara koymak en doğru çözüm gibi gözüküyor.
Yalnız köpeklerin toplanma sürecinde istenmeyen görüntüler ortaya çıkacağını ve bu görüntüleri bazı radikal, hayvan severlerin sosyal medyada manipüle edeceklerini şimdiden söyleyebilirim.
Köpek toplayanlara saldıranlar, sosyal medyada linç edilenler de olacaktır diye tahmin ediyorum.
Köpeklerin toplanması süreci zorlu geçecek!
***
ALKOLLÜLERİN ARAÇLARI!
Türkiye'de alkollü olarak araç kullanma cezası 4 bin 64 TL. Ayrıca ehliyete altı aylığına el koyuluyor.
Cezayı 15 gün içerisinde öderseniz yüzde 25 indirim de alıyorsunuz.
Öte yandan bazı gelişmiş ülkelerde alkollü araç kullanıma sıfır toleransla yaklaşılıyor. Kaza yaşanmasa bile hapis cezası uygulayanlar var.
Örneğin Avustralya'da alkollü sürücülerin araçlarına el koyuluyor. Sonra ya satılıyor ya da ezilerek parçalanıyor.
Letonya da araçlara el koyan ülkelerden ama son dönemde araçları Ukrayna'ya bağışlıyorlar.
Böylece Rusya ile savaşta Ukrayna'nın en büyük destekçilerinden biri olmaya devam ediyor.
Şimdiye kadar alkollü sürücülerin 903 bin 453 euro değerindeki 271 aracı, Ukrayna'ya gönderildi.
Darısı Türkiye'nin başına!
Alkollü araç kullananların gözünün yaşına bakılmaması gerekiyor.
Çünkü hem kendilerinin hem de başkalarının hayatlarını bencilce, bilinçli bir şekilde tehlikeye atıyorlar!
***
Altyazı
"İnsan kalbinin içinde mantık arayan avanaktır." (O Brother Where Art Thou)