Çocuklar ve gençler arasındaki sosyal medya bağımlılığını azaltmak için hazırlanan yasa tasarısı Avrupa Parlementosu'nda (AP)
12'ye karşı, 545 oyla kabul edildi.
Bu ezici fark, tasarının yürürlüğe gireceğini gösteriyor.
Tasarı Facebook, Instagram, TikTok ve YouTube gibi popüler sosyal medya uygulamaları ile çevrim içi satış ve oyun sitelerinin bağımlılık yapıcı doğasını azaltmayı ve tüketicileri güçlendirmeyi amaçlıyor.
BBC'nin haberine göre tasarıda sosyal medya devlerini büyük değişime götürecek maddeler var.
Örneğin sonsuz kaydırma, varsayılan otomatik oynatma, sürekli tıklanabilir bildirim gönderilmesi (push) gibi zararlı ve bağımlılık yaratan teknikler yasaklanacak.
İnternet kullanıcıları, 30 dakikadan fazla ekrana bakmaları durumunda uyarılacak.
İnternet üzerindeki birçok uygulama, akıllı telefon kullanıcılarına çeşitli kontrol seçenekleri sunuyor.
Ancak bunları kullanıcının kendisinin etkinleştirmesi gerekiyor. Yeni düzenleme ile bu sorumluluk artık internet sitelerinde olacak.
Sosyal medya siteleri ile diğer internet şirketlerinin karanlık desenler ile yanıltıcı veya bağımlılık yaratan tasarımlar olmadan 'etik ve adil' dijital hizmet vermesi zorunlu hale getirilecek.
Daha güvenli ve sağlıklı internet kullanımı alışkanlığını geliştirmek için farkındalık yaratacak kampanyalar düzenlenecek.
İnternet hizmet ve ürünleri çocuklar için güvenli olacak.
Bunlar gibi daha birçok madde var. Eğer bu tasarı kabul edilir ve uygulanırsa sosyal medyada yeni bir çağ başlayabilir.
Daha güvenli bir sosyal medyaya ortamı oluşabilir!
Türkiye'de de son dönemde başta TikTok olmak üzere sosyal medyanın zararları tartışılıyor. Google gibi internet devlerine karşı dijital telif yasasının çıkarılmasına çalışılıyor.
Mutlaka AP'nin son yasa tasarısı da inceleniyordur.
TBMM Dijital Mecralar Komisyonu Başkanı ve AK Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman ve AK Parti İzmir Milletvekili Şebnem Bursalı'nın bu alanda iyi niyetli çalışmaları var.
Ancak bunlar sadece iki vekilin özverisiyle olacak işler değil.
Avrupa Birliği'nin yasalarını örnek almak da yetmiyor. Yasalar ve uygulama prosedürleri çok farklı ve karışık.
Tüm siyasi partilerin, bazı üniversitelerin desteği ve önerilerinin alınacağı daha geniş kapsamlı bir çalışmaya ihtiyaç var gibi gözüküyor.
***
HANGİSİ NORMAL?
Eski kocası Tolga Akış ve yeni sevgilisi Ali Can Ayyıldız'la beraber ekip yemeği eğlencesine çıkan Zeynep Bastık'ın "Sevgiliniz rahatsız olmuyor mu?" sorusuna verdiği cevap çok tartışıldı.
Bastık "2024 yılındayız artık ya. Böyle şeyler kalmadı. Beraber çalışıyoruz zaten. Hep birlikte bütün ekip olarak geldik buraya" dedi.
Aslında bu sözlerden çok, Bastık'ın küçümseyici mimikleri, ben çok medeniyim dermiş gibi bakışları, sosyal medyada gündem oldu. Zeynep, 2021'de evlenip bir yıl sonra ayrıldığında da Tolga hakkında "Birbirimizin hayatından çıkmıyor, sadece şekil değiştiriyoruz ve birbirimizi çok seviyoruz!" diye konuşmuştu.
Belki de bu açıklamayı yapan ve eski kocasıyla profesyonelce çalışmaya devam eden Zeynep'e bu sorunun sorulması garip oldu.
Yani Zeynep baştan çizgisini çizmiş, hayatının nasıl devam edeceğini de açıklamış.
Eski kocası ve yeni sevgilisiyle beraber eğlenmeyi elbette anormal görenler de olabilir. Herkesin hayat görüşü ve değerleri farklı.
Belki Zeynep, gelecekte Ali Can'dan ayrılınca hem onunla hem eski kocası hem de en yeni sevgilisiyle yemeğe çıkacak!
Ve yine birileri için bu durum normal ve bazıları için de anormal olacak.
***
EN KÖTÜ YEMEKLER
TasteAtlas bu sefer farklılık olsun diye 'en kötü yemekler' listesi yayınladı.
Listede Türkiye'den bir yemeğin yedinci sırada yer alması ilgimi çekti.
En kötü yemek listesinde ilk sırayı İzlanda'dan tütsülü köpek balığı eti 'Hakarl' aldı. Adı bile kulağa hoş gelmiyor.
İkinci sırada İsrail'den karamelize şekerle kaplanmış ince pişmiş eriştelerden yapılan 'Yeruşalmi Kugel' yemeği var.
Üçüncü sırada ise Amerika'dan 'Ramen burger' var. Ülkemizdeki harika lezzetlerin arasında lahana çorbasının adı geçmez ama onu dünyanın en kötü yedinci yemeği seçmek haksızlık.
Uzak Doğu'dan börtü böcekle, köpek ve yarasa etleriyle yapılan yemekler duruyorken bizim lahana çorbasının listeye girmesi saçma!
***
GÜNEŞ ENERJİSİNDEKİ ENGELLER!
İklim ve enerji alanında düşünce kuruluşu Ember'in uydu görüntüleriyle yaptığı yeni analize göre, Türkiye'de güneş enerjisi santrali (GES) kurmaya elverişli çatıların tamamı bu amaçla kullanılırsa, potansiyel olarak 120 GigaWatt (GW)'lık ek kapasite oluşturulabilir.
BBC'nin haberine göre elde edilen yıllık çatı GES elektrik üretimi potansiyeliyse 148 TWh. Bu, Türkiye'nin 2022 yılındaki toplam elektrik tüketiminin yüzde 45'ine denk geliyor.
Türkiye'de evlerin çatılarında GES elektrik üretiminin önündeki en büyük engelin bürokratik süreçlerin uzun sürmesi gösteriliyor.
Mesken tüketicilerinin GES kurmadan önce santralin kurulacağı bölgeden sorumlu dağıtım şirketi, iletim sistemi işletmecisi (TEİAŞ), Enerji İşleri Genel Müdürlüğü, dağıtım sistemi işletmecisi (TEDAŞ) ve üniversiteler gibi farklı kuruluşlardan onay alması gerekiyor.
Türkiye'de nüfusun yüzde 90'a yakınının iki ya da daha çok katlı binalarda yaşaması diğer önemli engel. Çünkü apartmanlarda kat maliklerinin izin süreçleri uzun sürüyor.
Büyük güneş enerjisi santrallerinde ilerideyiz ama küçük işletmelerin ya da bireysel projelerin önünde engeller var.
Neden tüm yeni binalarda güneş paneli kurulması zorunlu hale getirilmiyor?
Oysa güneş, doğal gaz ve petrolde dışa bağımlığımızı azaltacak en ekonomik enerji kaynağı!
***
Altyazı
"Hayatında hiç acı olmasa, mutlu olduğunu nasıl anlayacaksın? " (The Sunset Limited)