Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MEVLÜT TEZEL

Arda o parayı nasıl elden verdi?

Fatih Terim, Arda Turan, Emre Belözoğlu ve Selçuk İnan gibi tanınmış isimlerin dolandırılmasında merak edilen konulardan biri de elden verilen paralar!
Örneğin Arda Turan dolandırıcılıktan yargılanan banka müdürü Seçil Erzan'a "13 milyon 900 bin doları elden verdim" dedi.
Peki, böylesine büyük bir miktar nasıl elden verilir?



Sosyal medyada paranın büyüklüğünü gösterebilmek için yapay zeka ile 13 milyon 900 bin doları 12 metrekarelik bir odaya yerleştirenler oldu.
Yapay zekaya göre para desteleri aynı anda verildiyse fotoğrafta gördüğünüz şekilde yer alması gerekiyor.
O zaman da şu soru akıllara geliyor; bu kadar çok para nasıl taşındı?
Arda'nın bu kadar çok parayı taşıyabilmesi için bankaların özel para araçlarından birini kiralaması gerekiyor herhalde.



Elbette akla gelen en mantıklı yanıt paranın tek sevkiyatta değil, farklı zaman aralıklarında taşınması.
Zaten Arda da önce 3 milyon dolar veriyor, bir ay sonra fon kazancı olarak 1 milyon dolar geri alınca arkadaşından 4 milyon dolar borç alıyor. Daha sonra Eyüp Sultan'daki arazisini 4 milyon dolara satıyor.
Son dönemde ise bankadan 33 milyon lira kredi çekip tüm parayı parça parça Erzan'a elden veriyor!
Of Arda of! Bu kadar paran var, neden yasal olmayan yolları tercih ediyorsun?
Bayrampaşa'dan Barcelona'ya ve oradan da Seçil Erzan skandalına kadar uzanan süreçte Arda Turan'ın yaşadıkları o kadar çarpıcı ki, filmi bile olabilir!
Sosyal medyada Arda'nın dibe çöküşüne film adı önerileri bile yapılıyor. Elbette bu film adlarının çoğu esprili. İşte onlardan bazıları:
"Ben biriktirdim sen ye."
"İmparatorun bana attığı kazık"
"Bayrampaşa'dan Bayrampaşa'ya"
"Elden verdim"
"O son çantayı vermeyecektim"
Şaka bir yana Arda Turan'a geçmiş olsun demek istiyorum. Gerçekten çok zor bir durum. Umarım bu kötü günleri çabuk atlatır.

***


'DENİZ TAŞTI' BAHANE OLMALI MI?
İzmir'de yaşanan yoğun yağış ve fırtına şehrin sular altında kalmasına neden oldu. Kimisi şehirde kanoyla gezerken, kimi de kayık, bot bekledi!
"Bir de Tunç Başkanı (Soyer) beğenmezler. İşte Venedik'i ayağımıza getirdi" diye kinayeli yorumlar yapıldı.
Ne yazık ki, İzmir'in altyapı sorunları yıllardır çözülemiyor! Ama İzmir ve diğer kıyı kentlerimizde çözülmesi gereken temel şehir planlama hataları da var.



Örneğin Balıkesir'in Buhraniye ilçesi de sular altında kaldı.
Hem İzmir hem de Balıkesir için "deniz taştı" bahanesi öne sürülüyor.
Evet, yoğun yağışla birlikte kabaran denizin sokaklara taşması söz konusu ama hata yine insanda!
Dere yataklarında olduğu gibi deniz kıyılarında da denizin taşması ihtimaline karşı önlem alınmadan yapılaşmaya izin veriliyor.
Hollanda'nın yüzölçümünün yarısı deniz seviyesinin sadece bir metre üzerinde veya altında bulunuyor. Bazı yerlerde deniz seviyesinden 5-7 metre aşağıda yapılaşmalar söz konusu. Ama Hollanda, deniz seviyesinin altında yaşamayı modern kanal sistemleri, devasa dalga kıranlar vs. gibi yöntemlerle çözdü.
Yani "Deniz taştı yapacak bir şey yok" diyerek sorumluluğu doğaya atmak günü kurtarmaktır!
Türkiye'nin iklimi değişiyor. İklim Değişikliği'nin yol açacağı doğal felaketleri hesaba katarak şehirlerde yeni kentsel planlar hazırlanmalı!

***


KURYE İSYANINDA HAKLI MI?
GELEN siparişi teslim etmek için sokaklar sular içerisindeyken yola çıkan bir kurye sinirlerine hakim olamadı ve o anları kayda alıp paylaştı.
"Siparişim nerede kaldı diyor hala, yüzerek geliyorum yüzerek! Şu halimize bak ya! Daha beklersin bu yemeği " şeklinde isyan eden kurye tartışma konusu oldu.
Valiler eğer hava şartları çok kötüyse kuryelerin çalışmasına izin vermiyorlar.



Ama valiliğin kararını uygulamayanlar olabiliyor!
Her müşteri hava durumunu anlık takip edip sipariş veremez ki!
Yapılan işin şartları bellidir. Örneğin madenci olmayı karar verdiyseniz yer altında çalışmayı göze alıyorsunuz demektir.
Bu durum kuryeler için de geçerli. Kuryelik sadece güzel havalarda yapılır diye bir kural yok!
Öte yandan söz konusu olayla ilgili medyaya düşen görüntülerde yol göl olmuş, kurye yemeği taşımaya çalışıyor. İsyan etmekte haklı ama yanlış kişiye isyan ediyor. Normalde kızması gereken onu o hava şartlarında çalıştıran işvereni olmalı.

***


SANAL FENOMENLER GELİYOR!
Sanal oyuncular, modeller, fenomenler geliyor diye yazıyorduk, Barselona merkezli The Clueless isimli şirket, sanal fenomeni yaratıp para kazanmaya bile başlamış.
Video oyunları ve fitness tutkusu olan, güçlü ve kararlı bir kadın olarak yaratılan, Aitana Lopez adını verilen 25 yaşındaki model ve fenomenin sosyal medyada takipçi sayısı 142 bine ulaşmış.
Aitana sosyal medya reklamlarından para da kazanmaya (şimdilik 11 bin dolar) başlamış.
Haberle ilgili "Gerçek fenomenler bundan daha sahte bence estetik+makyaj+filtre, olmadı yine estetik + makyaj + filtre" diye yorum yapan kişiyi de kutlarım.



Estetikle tepeden tırnağa değişen fenomenler var ve bu estetik operasyonların üzerine fotoğraf paylaşırken de birçok filtre kullanıyorlar!
Yani Aitana gerçek fenomenler kadar gerçek olabilir!
Bu yapay zeka modeller asıl film ve dizilerde yaygın olarak kullanılmaya başlayınca fark yaratırlar diye düşünüyorum. Kaprisi olmayan, 7 gün 24 saat çalışabilen, yazılımına ne yüklerseniz onu yapan fenomen ve oyuncuların sektörde söz sahibi olduklarını hayal edin! Şov dünyasında birçok şey değişir.
Hayatını kaybetmiş bazı ünlü oyuncuların dijital haklarının satılması da söz konusu.
Hatta frontotemporal demans hastalığına yakalandığı için emekli olan 67 yaşındaki Bruce Willis, "dijital ikizinin" yaratılması için bir deepfake şirketine haklarını satan ilk Hollywood yıldızı oldu.
Yani bilgisayar teknolojisindeki gelişmelere de bağlı olarak Bruce Willis sonsuza kadar her yaş döneminde oyunculuğa devam edebilir.
Eğer "dijital ikiz' anlaşmaları trend olup bütün efsane oyunculara uygulanırsa yeni başrol oyunculara bile gerek kalmayabilir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA