Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MEVLÜT TEZEL

Marketler pazar günleri kapanacak mı?

İstanbul Ticaret Odası Perakende Meslek Komitesi'nin son çalıştayında en önemli gündem maddesi; pazar günleri zincir marketlerin kapatılması konusu oldu.
Çalıştaya katılan tüm üyeler zincir marketlerin pazar günü kapanması yönünde oy kullandı.
Bakkal ve küçük marketler elbette zincir marketlerin pazar günleri kapalı olmasını ister.
Böylece mevcut bakkalların işlerinin artacağı ve sadece İstanbul'da en az 20 bin yeni bakkalın açılacağı tahmin ediliyor. 20 bin bakkalda en az iki kişi çalışsa sadece İstanbul'da 40 bin yeni istihdam demek.
Mevcut bakkal ve küçük marketlerde de iş yoğunluğunun artmasıyla çalışan sayısı da artabilir.
Tüm Türkiye'de zincir marketler pazar günleri kapalı olsa birçok insan iş sahibi olabilir.
Ayrıca zincir market emekçilerinin modern köle gibi çalıştırılmasının da önüne geçilir.
Elbette market çalışanları dönüşümlü izin yapıyorlar ama çoğunun fazla mesai yaptığını, bazen hem kasaya bakıp hem ürün yerleştirip hem de yerleri sildiklerini görüyoruz!
Yani pazar günü kapalı kalmak zincir market çalışanlarının da sosyal yaşamına katkı sağlar.



VATANDAŞ NE İSTER?
Tabii vatandaşın da fikrini sormak lazım!
Bazı kötü niyetli küçük esnafın kazıkçı olduğunu biliyoruz! Özellikle marketlerin kapalı olduğu saatlerde bakkala geldiğinizi bilip, ona göre yüksek fiyat çekenler olabiliyor.
Sigarayı kredi kartıyla aldığınızda bile fazladan para alıyorlar.
Bakkal fiyatları genelde zincir marketlere göre daha pahalı. Bakkalların daha pahalı olma nedeni büyük alımlar yapan zincir marketlerle fiyat konusunda rekabet edememelerinden kaynaklanıyor.
Bakkallar ve küçük marketlerde genelde fiş kesilmediği için vergi kaybı da artabilir.
Eğer bakkallar iyi denetlenecekse, fiyatlar artmayacaksa ve vergi kaybı düşük olacaksa zincir marketlerin pazar günleri kapalı olmaları hayırlı olabilir.
Böylece küçük esnaf biraz nefes alır, ekonomi canlanabilir, istihdam artar.
Eğer bakkallar, zincir marketler pazar günleri kapalı elimize düştünüz diye zamlı tarife uygulayacaklarsa hiç bu değişikliğe gidilmemeli!
Bakalım hükümet bakkalların talebine ne yanıt verecek?



AHMET KAYA'YA NASIL BENZERSİN DAVASI!
Gülten Kaya, 23 yıl önce hayatını kaybeden eşi Ahmet Kaya'yı taklit ettiği gerekçesiyle İsmail Yılmaz'ı dava etmeye karar verdi.
Gülten Hanım, Yılmaz'ın rahmetli eşinin sesini ve tonlamasını kullanarak şarkılarını seslendirdiğini iddia ediyor.
ATV Haber'e konuşan Yılmaz ise "Ben bir sanatçıyım. Bir sanatçı Ahmet Kaya üzerinden niye prim yapsın ki? Tip ve ses benzerliğinden dolayı üzerime geliyorlarsa ben onları havale ediyorum. Allah'ın verdiği sıfatı mı değiştireceğim?" diye isyan etti.
Bence Yılmaz, tip olarak Kaya'ya benzemiyor. Yani yolda görsem "Aa Ahmet Kaya" demem. Ama Yılmaz'ın kendini Kaya'ya benzetmek için epeyce uğraştığını düşünüyorum.
İsmail Yılmaz dört yıl önce de Kanal D Haber'de "Ahmet Kaya'nın kopyası" diye haber olmuştu.



O haberde; uzun süre boksörlük yapan, dövüş sporlarıyla uğraşan Yılmaz'ın hayatının onu Ahmet Kaya'ya benzeten bir aranjörle tanışmasıyla değiştiği ve kendisini bir anda sahnelerde bulduğu söyleniyordu.
Ben o haberden Yılmaz'ın Kaya'ya benzetildiği için şarkıcı olmaya karar verdiğini anladım.
Yılmaz'ın şarkılarını da dinledim. Eğer Ahmet Kaya'yı çok dinlemiş biriyseniz Yılmaz'ın sadece sesini değil, tonlama ve vurguları da aynı rahmetli gibi yaptığını fark edersiniz.
Bence Yılmaz, Ahmet Kaya'yı taklit etmeyi geçmiş, klonlamaya çalışıyor!
Gülten Kaya haklı ama açacağı davadan bir şey çıkmaz.
Ayrıca birisi başkasına benziyor ya da taklit ediyor diye dava açmak da saçma.
Örneğin dünyada binlerce Elvis Presley benzeri var. Etkinlikler düzenliyorlar, sahneye çıkıyorlar vs.
Birisini başkasını taklit ediyor diye de cezalandıramazsınız!
Tabii taklit ettiği kişiye saygısızlık yapmıyorsa!



KÜRESEL ISINMADAN ZENGİNLER SORUMLU
Oxfam International'ın son raporuna göre, küresel nüfusun en zengin yüzde biri, dünyadaki 5 milyar insanla aynı miktarda karbon emisyonundan sorumlu.
Yani en zengin kesim dünyaya en çok zararı veriyor.
Elbette zenginlerin daha çok para harcaması, jet uçaklarıyla seyahat etmeleri karbon emisyonunun tek sorumlusu değil. Rapora göre süper zenginlerin kişisel tüketimi, şirketlere yaptıkları yatırımlardan kaynaklanan emisyonların yanında cüce kalıyor.
Asıl sorun en zenginlerin daha çok kazanmak için yatırım yaptıkça İklim Krizi'nin artması.
Öte yandan yatırım olmazsa insanlar işsiz kalır, medeniyet gelişemez.
Ancak kapitalist sistemin çılgın üretimi yüzünden de dünya felakete sürükleniyor.
Uzmanların önerisi ise yılda 10 kereden fazla jet uçağa binenlere vergi konulması ve yeşil olmayan yatırımlara yeşil yatırımlara konulan vergiden çok daha yüksek bir vergi konulması.
Yeşil yatırımların desteklenmesi şu an için en akıllıca çözüm gibi gözüküyor.
Tabii Bill Gates de Küresel Isınma konuşmalarına özel jetiyle gitmese iyi olur!



BOTOKSU ABARTINCA...


Ünlü komedyen Şafak Sezer'in yeni filmi 'Kolpaçino 4' için geri sayım başladı.
Film 12 Ocak'ta gösterime girecek ama Sezer, yeni filminden çok yüzündeki değişimle gündemde.
Sezer, geçtiğimiz ay da, yüzündeki şişkinlikle gündem olmuştu. Ama Sezer'in son hali görenleri şaşkına çevirdi.
Geçtiğimiz aya göre yüzü daha şiş olan Sezer, botoksu fazla abartmışa benziyor. Ünlü oyuncu şu haliyle hem eski hem de yeni filmindeki halinden farklı gözükmeyi başarmış. Elbette insan genç ve güzel gözükmek ister.
Ancak oyuncularda görüntü çok önemli. Botoksu, dolguyu vs. abartıp farklı birine dönüştüklerinde auraları kayboluyor.
Özellikle komedyenlerde görünüş daha önemli!
Bazen komik görünüşlü oyuncu gidiyor, yerine sıkıcı, ciddi biri geliyor.



Altyazı

"Beni heyecanlandıran bir şey gördüğümde, onunla paylaşamayacak olduğum için ağlardım." (Talk to Her)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA