Fox'un dijital platformu Disney Plus, 'Atatürk' dizisini ABD'deki Ermeni lobisinin baskısından çekinip yayımlamaktan vazgeçince ülkece protestolar yapıp, tepki göstermiştik.
Ama Atatürk sevgisini her fırsatta gösteren Tarkan, Şahan Gökbakar, Eda Ece gibi bazı sanatçılar Disney'e ya hiç tepki göstermedi ya da üstü kapalı açıklamalar yaptı. Dizide Atatürk'ü oynayan Aras Bulut İynemli bile kendisinden beklenen tepkiyi gösteremedi.
Bu ikiyüzlü tavır halk arasında şaşkınlık yaratmıştı.
Ve beklenen oldu, 30 Ağustos Zafer Bayramı'nda Tarkan, Şahan, Eda, Aras gibi Disney'e tepki göstermeyen bazı sanatçılar, sosyal medya hesaplarını Atatürk görselleriyle doldurdular.
Elbette herkes gibi resmi bayramlarda Atatürk paylaşımları yapmaları onların da en doğal hakları. Atatürk sevgisi paylaşıldıkça daha güzel.
AMAN ARAM BOZULMASIN!
Ama Disney'e sessiz kalıp, 30 Ağustos'ta Atatürk paylaşmayı es geçmemek biraz hesaplı kitaplı bir davranış gibi duruyor.
Aman Disney ile aram bozulmasın, belki yarın bir proje gelir diye küçük hesaplara girmiş olabilirler.
Vatandaş da bu ikiyüzlü tutumu gözlemlemiş olsa gerek sanatçıların 30 Ağustos paylaşımlarının altına şu esprili yanıtları yazdılar:
"Disney bu tweet'i paylaşmana izin verdi mi?"
"Disney görmesin. Sil hemen çabuk!!"
"Şahan, Recep İvedik'ten daha komik!"
"30 Ağustos vesilesi ile Disney'den izin alır almaz yapıştırmış Atatürk paylaşımını."
"Tombişim Atatürk paylaşımı da yaparmış aman aman."
"Finansal Atatürkçü Tarkan da Disney'den izin alıp geldiğine göre şov başlasın."
Özetle vatandaşın gözünden hiçbir şey kaçmıyor.
***
BENZER İŞLER!
2011 yılında Japonya'da gerçekleşen tsunami felaketinden sonra hasar gören Fukuşima'daki nükleer santralde sızıntı meydana gelmiş ve radyoaktif sular dev tanklarda depolanmıştı.
Yetkililer artık su depolayacak alan kalmadığını belirtirken, yaklaşık 1 milyon tondan fazla radyoaktif suyu okyanusa boşalttı.
Nükleer su kademe kademe 30 yılda denize boşaltılacak.
Başta Çin, Güney Kore ve Japonya'daki balıkçılar olmak üzere halk bu duruma tepkili. Bu suyun ciddi sağlık sorunlarına yol açacağını iddia edenler var.
Bu arada Japonya Başbakanı Fumio Kishida ve bazı bakanlar, enerji santralinden okyanusa arıtılmış su boşaltılan Fukuşima bölgesinden gelen balık ve deniz ürünlerini yedi.
Amaç risk yok diye halkı ikna etmek.
Bu görüntüler 1986 Çernobil Nükleer Santrali'nin patlamasından sonra Karadeniz'deki çaylarda sorun yok mesajı vermek için dönemin Sanayi Bakanı Cahit Aral'ın canlı yayında çay içmesini hatırlattı.
Aral "Rahat olun, için" diyordu.
Yıllar sonra Karadeniz'de kanser vakalarında artış meydana geldi.
Görüyorsunuz Türk, Japon fark etmiyor siyaset her yerde aynı!
***
HAMBURGER DAVASI!
ABD'li yargıç Roy Altman, Burger King'in, Whopper sandviçini olduğundan daha büyük göstererek müşterileri kandırdığı gerekçesiyle açılan davada şirketin itirazını geri çevirdi ve onlardan savunma yapmalarını istedi.
Miami'de devam eden toplu davadaki müşteriler, "ekmeğin üzerinden taşan" malzemelerle tasvir edilen hamburgerlerin yüzde 35 daha büyük olduğunu ve servis edilenden iki kat daha fazla et içerdiğini düşündürdüğünü savunuyor.
Şirket ise resimdeki gibi görünen hamburgerler sunması gerekmediğini açıkladı.
McDonald's ve Wendy's'e New York'ta benzer davalar açıldı.
Farklı sektörlerde birçok marka ürünlerini olduğundan daha büyük, daha albenili gösteren fotoğraflar kullanıyor. Çoğu aldatıcı reklama giriyor ama tüm dünyada bu durum kanıksanmış.
Aslında menü, tabela ve reklamlarda besin fotoğraflarında kullanılan malzemelerin çoğu gerçek bile değil.
Örneğin süt fotoğraflarında gerekli doygunluğu yakalamak için tutkal kullanılıyor.
Hamburgerler karton kullanılarak şişkin gösterilir, hamburgerlerin katmanları arasında boşluk yaratılıyor.
Pancake, pasta vs. ürünlerin üstüne şurup yerine motor yağı dökülüyor ve böylece daha parlak gözüküyor. Bunlar gibi birçok hile var!
ABD'deki davaların benzeri her ülkede açılırsa markaların aldatıcı reklam ve afişlerinin önüne geçilebilir belki.
Tabii bunun için ABD'deki gibi tüketici haklarını koruyan gelişmiş kanunlara ve tüketici bilincine sahip olmak gerekiyor.
***
ÇOCUK SESİ OLMADAN UÇMAK
Uçağa bindiğinizde gelen ikramların tadına bakarken derginizi okuyorsunuz ve tam o sırada arka koltukta bir çocuk ağlamaya başlıyor.
İçinizden "Yandık, nasıl geçer bu yolculuk" derken ailesi çocuğu susturmaya çalışıyor. Bu sefer çocuk daha çok ağlıyor!
Çocuk sahibi olanlar genelde çocuklu yolcuların halinden anladığı için bu durumdan pek şikayetçi olmaz.
Ama bazıları düğmeye basınca çocuğun susacağını sanıyor ve tepki gösteriyor!
Elbette en güzeli çocuğun ağlamaması ama çocuk işte ağlıyor.
İşte bu soruna çare bulmak için Türk-Hollandalı havayolu şirketi Corendon Havayolları, Amsterdam ve Curaçao uçuşlarında çocuk gürültüsünden rahatsız olan yetişkinler için özel bölüm ayırdıklarını duyurdu.
Ama yolculuğun bir bedeli var. Yalnızca yetişkinlere ayrılan alan için tek yönlü seyahat ücretine ek 45 Euro isteniyor. Böylece şirket bir sorunu çözerken kar da elde ediyor.
Keşke bizde de bu uygulamaya geçilse.
Böylece hem çocuklu hem de çocuksuz yolcular daha konforlu seyahat edebilirler.
***
Altyazı
"Hayatta hiçbir şeyden kesinlikle emin olamazsın, hayatta emin olman gereken tek şey bu." (Akıl Oyunları)