Fransız Senatosu'nun 15 yaş altı çocukların sosyal medya platformlarına kaydolmasını veli iznine tabi tutan tasarıyı kabul ettiğini yazmıştım.
Artık platformların, kullanıcıların yaşını ve küçüklerin velisinden izin alıp almadığını doğrulamaları gerekecek.
Kurallara uymayan platformlara, dünya genelindeki cirosunun yüzde 1'ine kadar para cezası kesilecek.
Bitmedi! Veliler, platformlardan, 15 yaşındaki çocuklarının sosyal medya hesaplarını askıya almasını talep edebilecek.
Sabah Pazar ekinden Pınar Yıldız Yüksel, bu konuyu uzmanlarıyla konuştu ve ortaya etkileyici bir analiz çıkardı.
Sadece Fransa'da değil, ABD ve birçok Avrupa ülkesinde de çocukları sosyal medya platformlarından koruyacak yasalar çıkarılıyor!
Yüksel'in haberinde Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi, Görsel İletişim Tasarım Anabilim Dalı Başkanı Ali Murat Kırık'un yorumu meseleyi özetliyor aslında:
"Sosyal medya mecraları, çocukların zarar göreceğine dair kaygıları yeterince önemsemiyor.
Ayrıca, çocukların verileri toplanarak hedefleme amacıyla kullanılır ve reklamlar onlara özelleştirilmiş şekilde sunulur."
AV OLDULAR!
"Bağımlılık ve kullanıcı sayısının artırılması da önemli bir hedef olarak kabul edilir.
Dolayısıyla, çocuklar platformlara çekilerek, daha fazla içerik tüketmeleri ve reklamlara maruz kalmaları sağlanır. Bu durumda çocuklar, platformlar için bir av haline gelebilir."
Çocukları av olarak gören bir de pedofili sapıklar ve istismarcılar var. Bu hastalıklı kişiler, çocukları genelde sosyal medyada kandırıyor.
Taciz, linç ve siber zorbalıklar çocukların psikolojisini derinden etkiliyor.
Çocukların saatlerce sosyal medyada vakit geçirmeleri eğitimlerini, sağlıklarını da kötü etkiliyor. Sosyal medyanın zararları saymakla bitmez.
Özellikle TikTok çocuklarda bağımlılık yaratıyor. Birçok ülke hem ülke güvenliği hem de çocuklara kötü etkileri yüzünden TikTok'u yasakladı.
Ülkemizde de çocuklarımızı sosyal medya platformlarında koruyacak yasalara ihtiyaç var. Peki, vatandaş bu duruma ne diyor? O da alttaki yazıda...
***
'ÇOCUKLAR EVİN REİSİ OLDU'
Fransa'nın 15 yaş altı kullanıcıların sosyal medya platformlarını kullanmasını veli iznine tabi tutmasıyla ilgili sosyal medya taraması yaptım. İşte bu konuyla ilgili bazı vatandaşlarımızın yorumları:
■ "13 yaşındaki kızımı korumak için cebelleşiyorum. İnanın çoğu çocuk akran baskısı yüzünden kullanmak istemese bile senin TikTok'un yok mu, Instagram kullanmıyor musun diye alttan mesaj vererek çocuğu dolduruyor."
■ "Çocukları bir gelir kapısı olarak gören sosyal platformlar, onları sömürmekte bir sakınca görmüyor... Bunu gören ABD ve Fransa kayıtsız kalamadı ve 15 yaş altı için sosyal medya kullanımına yasak getirdi. Şimdi bu önlem, tüm Avrupa'da dalga dalga yayılıyor. Üstelik bu bir sansür değil, gereklilik!"
■ "Bizde de bu yasanın benzeri çıkarılsa birçok ebeveyn buna sevinir."
■ "Ülkemizde böyle bir yasa gelse özgürlükler kısıtlanıyor diye kıyameti koparırlar. Avrupa'da ise böyle yasaklar normal karşılanıyor."
TELEFONA YENİLDİK
■ "Mantıksız,15 yaş aynı zamanda cinsel reşitlik yaşı. Kim kimi neden koruyor?"
■ "Bizde çocukları alıştıran veli zaten. Çocuk yemek yemiyor diye telefonla yemek yedireni mi ararsın, ilaç içmiyor diye telefon kullanarak ilaç içireni mi, dersini yap telefon vereceğim diyeni mi ararsın vs. Bizde telefon ilk velilere yasaklanmalı."
■ "Dünya bir cep telefonuna yenildi."
■ "Bizde bunu destekleyecek veli çok az. Çocuklar evin reisi olmuş her istedikleri yapılıyor."
■ "Çocukların üzerinden para kazanan fenomenler aç kalır. Bizde ilk başta anne baba karşı çıkar."
■ "Çocuklarla birebir ilgilenmek yerine kolay olanı seçip, bazı sebeplerden ötürü (iş, yorgunluk v.s. ) internet dünyasını önlerine seriyoruz."
■ "Aaa Z kuşağının özgürlüklerini ellerinden mi alıyorlar. Çok ayıp. 3. Dünya ülkesi mi orası?"
■ "Bizim çocuklarda sabaha kadar televizyon internet izleyip akşama kadar uyuyorlar."
■ "İyi de nasıl? Bizde hesapların çoğu sahte! Önce TC ve telefon no ile doğrulamalı. Gerçek hesap olayı çözülmeli"
■ "Türkiye'de yaş sınırı daha yukarı çekilmeli."
***
TRAFİK CEZASI GELİRE GÖRE KESİLSİN
Finlandiya'da bir holdingin CEO'su olan Anders Wiklof'a 3 Haziran'da, hız sınırı 50 olan yolda 82'yle gittiği için 121 bin Euro trafik cezası kesildi.
Bu paraya lüks otomobil alınır değil mi?
Ama Finlandiya'da bu tür cezalar kişinin gelirine göre hesaplanıyor.
Wiklof, lojistik, helikopter hizmetleri faaliyet gösteren bir holdingin yönetim kurulu başkanı olduğu için çok zengin.
Trafik cezası da gelire göre hesaplanınca yüksek çıkıyor.
Wiklof'un geçmiş trafik sabıkası da kabarık:
2013'te 95 bin, 2018'de 63 bin 680 Euro ceza ödedi.
Bence mantıklı bir uygulama. Türkiye'de hız sınırını yüzde 50'den fazla aşmanın cezası: 4.064 TL. Neredeyse asgari ücretin yarısı!
Sol şeritte 140 km hızla gittiğinizde arkanızdan selektör yaka yaka, 200 km hızla gelenlere şaşırıyorsunuz değil mi?
Bizde hız sınırını yüzde 10-30 oranında aşmanın cezası ise 951 TL. Bu yüzden bazı zenginler yakalanmama ihtimalini düşünüp hız sınırını bilinçli aşıyor.
Diğer kurallara da kazançlarına göre cezalar düşük olduğu için uymayanlar var.
Türkiye'de de trafik cezaları gelire göre kesilmeli. Düşük gelirli bir vatandaş bütçesi oranında örneğin hız sınırını aşınca 80 TL ödemesin tabii. Cezalar caydırıcı olsun.
Ancak asgari ücretlinin ödediği 951 TL için zengine daha yüksek ceza kesilmeli.
Böylece adalet yerini bulur!
Zenginler parası neyse öderiz diye kuralları çiğnemezler.