NATO'ya üye olmak isteyen İsveç, Türkiye'nin şartlarını kabul etmiyordu.
Seçimi Kemal Kılıçdaroğlu'nun kazanma ihtimalini düşünerek işi yavaşlatıyorlardı.
Şimdi apar topar terörle mücadele için bir yasa çıkardılar.
Hukukçular bunun içi boş, göstermelik bir yasa olduğunu söylüyor.
Türkiye ise İsveç'ten somut adımlar atmasını istiyor.
Bebek katili PKK'lıları demokrasi, fikir özgürlüğü diye destekleyen İsveç'in düştüğü durum acıklı.
Pazarlık masasında ABD'den istediğimiz F-16'lar da var.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken; "Türkiye'nin, İsveç'in NATO üyeliği hakkında endişeleri dile getirilmiştir. Hem F-16 hem de İsveç konusu birlikte ilerleyebilir" dedi.
Yani ABD önce "İsveç'e onay ver sonra F-16'ları alırsın" diyor.
Ya ABD yine sözünü tutmazsa? Türkiye, bu sefer yaş tahtaya basmaz. F-16'lar olmadan İsveç'e onay vermez. Süreç bu yüzden uzuyor.
Yüzde 1 bile destek sağlamayan partilere 40 vekil hediye eden. Bol keseden bakanlıklar, yardımcılıklar dağıtan...
Ümit Özdağ'a bile üç bakanlık teklif eden Kılıçdaroğlu'nun, Cumhurbaşkanı olduğunu düşünsenize!
Kılıçdaroğlu ile pazarlık masasından kârlı ayrılmayan mı var?
Belki İsveç terör yasası bile çıkarmadan NATO'ya girerdi. F-16'lar da yalan olurdu!
***
NEDEN BIRAKMIYOR?
CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) üyelerinden 17'si istifalarını sundu.
İstifa edenler arasında Ekrem İmamoğlu'nun istemediği üyeler de varmış.
Kemal Kılıçdaroğlu, İmamoğlu'nu da yanına alıp güya partide revizyon yapıyor.
Eğer bu ikili anlaşmışsa sonbaharda yapılacak kurultaydan da bir şey çıkmaz.
Kılıçdaroğlu birçok kez MYK değişikliğine gitti ve 13 seçim kaybetti.
MYK değişse de CHP'de bir şey değişmez.
CHP'ye yakın gazeteci ve yorumcular da artık Kılıçdaroğlu'nu istifaya davet ediyor.
Ama onun koltuğu bırakmaya niyeti yok.
Neden acaba?
Hatırlayın Kılıçdaroğlu ne diyordu;
"Uzun süre koltuğunda oturup koltuğundan kalkmayan bir pislik yapmıştır yani altına etmiş demektir!"
***
DEMİREL'İN KORUMASI OLSAYDI...
ABD Başkanı Joe Biden, yine yere düştü.
Amerikalılar da bıktı "Bizim başkan yere düşünce haber oluyor" diyorlar.
Biden 80 yaşında, zor ayakta duruyor ama korumaları da onu hiç düşerken yakalayamıyor.
Güya ABD Başkanı en iyi korunan lider! Koruma dediğin başkanı gölgesi gibi takip eder. Tökezlediğinde hemen koluna yapışır.
Bu olay bana rahmetli Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel kürsüden düşerken 35 yıllık koruması Şükrü Çukurlu'nun yaptığı hamleyi hatırlattı.
Şükrü bey Demirel zarar görmesin diye kendini siper etmişti.
Ve o olayı şöyle anlatmıştı: "Normalde böyle bir durumda insan refleks olarak omzunu kullanır ama biz bunun eğitimini almıştık. Ben kucağımı açtım. Zarar görmemesi için düşüşünü yumuşattım."
Yani Çukurlu Demirel için kazalarda can kaybını önleyen hava yastığı bile olmuş.
Bizim korumalar çok başarılı. Nazar değmesin.
***
AŞILARLA İLGİLİ KÖTÜ HABER!
Yeni bir araştırma, tekrarlanan Covid takviyelerinin yani aşılarının, kanser büyümesine neden olabildiği ve bağışıklık sisteminin kendi dokularına saldırmasına sebep olan otoimmün hastalık riskini artırabildiği sonucuna ulaştı.
mRNA aşılarıyla ilgili birçok iddia ortaya atıldığı için araştırma sonuçları da çok dikkate alınmıyordu. Ama yukarıda bahsettiğim araştırma sonucu ünlü Vaccines dergisinin bilimsel hakem onaylı makalesinde yayınlandı.
Yani ciddiye alınması gereken bir araştırma. mRNA aşısı Covid'e karşı direnç gösteren bir bağışıklık sistemini tetikliyor olabilir.
Ancak iki veya daha fazla mRNA aşısı uygulanan kişilerde anormal derecede yüksek İmmünglobülin G4 (IgG4) seviyeleri bulundu.
Artan IgG4, bağışıklık sisteminin kendi dokularına zarar vermesine, duyarlı bireylerde kanser büyümesini ve kalp kası iltihabına neden olabilir.
Şimdi iyi ki, iki aşıdan sonra devam etmemişim diyorum ama iki aşı yaptırmanın bile riski olabilirmiş.
Gerçi o süreçte yapacak başka bir şey de yoktu. Her şeye rağmen aşılar salgını önledi.
Yani aşı karşıtları haklı çıkmıyor.
Hiç aşı yapılmasaydı bu salgın uzun süre devam ederdi. Elbette hiç aşı yaptırmayıp hastalanmadan salgını atlatan insanlar çok şanslı.
Özellikle yaşlılar aşı olayını çok sevmişti. İki Çin aşısı, iki Biontech, üstüne bir tane daha Biontceh. Yetmedi bir de zatürre aşısı olanlar vardı.
Bu kişiler IgG4 oranlarına baktırsalar iyi olur.
***
'BAŞKASI VURMUŞTUR!'
82 yaşındaki efsane aktör Al Pacino, 29 yaşındaki kız arkadaşı Noor Alfallah'tan bebek bekliyor.
Kısa bir süre önce de sıkı dostu 80 yaşındaki Robert De Niro da 45 yaşındaki kız arkadaşı Tiffany Chen ile bebek sahibi olmuştu.
Bu iki haberden sonra şu meşhur hikâye aklıma geldi:
85 yaşında bir adam doğum hanenin kapısında beklemektedir. Doğumhaneden çıkan doktor şöyle bir bakındıktan sonra yaşlı adama sorar: "İçeride doğum yapan kadın yakınınız mı?"
Adam: "Evet, eşim."
Doktor: "Ama kadın 25 yaşlarında..."
Adam: "Tamam işte, eşim o. Niye şaşırdınız, baba olamaz mıyım yani?"
Doktor: "Yoo,...... aklıma benim dedem geldi de."
Adam: "Nesi varmış dedenizin?"
Doktor: "Kendisi av meraklısı idi. Ancak yaşlanınca zorlanmaya başladı. Bir gün 'Dedeciğim sen yaşlandın, ava gidemezsin' diye uyardık. Kendisi Israr etti ve hazırlandı. E, tabi yaşlılık, çıkarken tüfek yerine baston aldı eline. Ben de kendisiyle gittim. Ormanda bir geyik gördük. Dedim ya, dedem yaşlı. Bastonu omzuna koydu, doğrulttu ve geyiğe bastonla ateş etti. Geyik o anda vurulup yere düştü...
Adam: "Olur mu, başkası vurmuştur onu."
Doktor: "Ben de onu demeye çalışıyorum işte... Başkası vurmuştur"
Şaka bir yana iki efsane oyuncunun da maşallahı var.