Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MEVLÜT TEZEL

CHP’de fıkra gibi olaylar, insanlar!

Kemal Kılıçdaroğlu kaybederse "Namusu ve şerefi üzerine yemin edip" istifa edeceğini söyleyen Eren Erdem, CHP'nin Sosyal Medya Sorumlusu oldu, iyi mi?
Peki, Özgür Özel'in şu açıklamasına ne demeli; "Sosyal medyada Kılıçdaroğlu istifa etsin diyenlerin altını kazıyın ya AK Partili ya Cumhur İttifakı trolü çıkar"



Aynı Özel seçim öncesi "Cumhuriyet'in 100 yılını da Erdoğan'a bıraktıktan sonra demek ki, yapamıyorsunuz demektir" demişti.
Bir fıkra gibi açıklama da CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu'dan geldi:
"İzmir'de Kemal Kılıçdaroğlu'nun aldığı oy, Erdoğan'ın aldığı oydan yaklaşık 1 milyon 20 bin fazladır. Bu şu demek; eğer seçim sadece İzmir'de olsaydı Kılıçdaroğlu kazanırdı."
Peki, seçim sadece Bayburt'ta olsaydı ne olacaktı?
Allah akıl fikir versin.



Seçim sonrası ana muhalefet partisinde 'CHP Fıkraları' diye bir kitap çıkaracak kadar çok gaflar, absürt olaylar yaşanıyor.
Aslında kabahat Kılıçdaroğlu'nda. İstifa etmemesi utanç verici.
Genel başkanlarının hâlâ koltuğunda oturması CHP'lilerin ayarını bozdu. Bu durumla ilgili gelen eleştirilere doğru dürüst bir savunma geliştiremedikleri için absürt açıklamalar ve kararlar almak zorunda kalıyorlar.
Biri kaybederse istifa edeceğine şerefi üstüne yemin edip partide önemli bir konuma geliyor...
Biri Türkiye'yi sadece İzmir'den ibaret sanıp hayaller kuruyor...
Diğeri de 13 yılda 12 seçim kaybeden Kılıçdaroğlu'nun artık bırakmasını isteyen CHP'lileri resmen AK Partili ve Cumhur İttifakı trolü ilan ediyor!
Ben böyle koltuk sevdası görmedim!

***


KİBAR VE ANLAYIŞLIYSANIZ SİZİ EZERLER!
"Uzun bir süredir çağrı merkezinde müşteri temsilciliği yapıyorum. İnanın bana artık insan olduğumu hissetmiyorum... Sabahtan beri sadece küfür, hakaret ve aşağılama işitiyorum. Hem de çalıştığım kuruma değil şahsıma.
İstedikleri olmayınca insanlıktan çıkıp türlü hakaretler ediyorlar, sanki talebini biz yerine getirmiyormuşuz gibi...
Sadece müşteriler değil, aynı zamanda çalıştığımız kurum tarafından da aşağılanıp hor görülüyoruz. Bizimle hiçbir alakası olmayan sorunları bize mal ediyor.



Örneğin müşteri geldiğinde şahsımızla hiç alakası olmayan bir sorundan dolayı görüşme anketinde sıfır veriyor, fakat günün sonunda bunun hesabı bizden soruluyor.
Müşteriler, onlara hiçbir şey söyleyemeyeceğimizi bildikleri için bizimle istedikleri gibi konuşabiliyorlar. Küfür etmedikleri zaman bile 'Siz ne işe yarıyorsunuz, siz orada boşuna oturuyorsunuz, size boşuna maaş veriyorlar' diyorlar..."
DonanımHaber'in forum sayfasında yer aldı bu yazı.
Çağrı merkezi çalışanı olmak en zor mesleklerden biri.
Telefonun diğer ucunda hiç tanımadığınız biri hakaretler ederken, sesiz kalmak, kibar olmak için demir gibi bir iradeye ve sabıra ihtiyaç var.
En kötüsü yapılan işin karşılığında alınan ücret de düşük.
İnsanlar günlük hayatta yaşadıkları sorunların bile acısını çağrı merkezi çalışanlarından çıkarıyorlar.
Özveriyle çalışan bu insanların suçu ne?
Çağrı Merkezi çalışanlarına küfretmenin bir cezası olmalı!
Ne yazık ki, ülkemizde kibar, anlayışlı olmak zayıflık, güçsüzlük olarak algılanıyor.
Ve bu yüzden size karşı saygı azalıyor, hatta ezmeye kalkıyorlar!

***


DEPREMZEDE ÇOCUKLARIN LGS ZAFERİ
Sakarya Valisi Çetin Oktay Kaldırım, depremin merkez üssü Kahramanmaraş'a kurdukları Muhsin Yazıcıoğlu Eğitim Kampında eğitim alan iki öğrencinin LGS'de tüm soruları doğru yanıtladığını açıkladı.
Kamptaki ilk denemelerinde 75'er net yapan Muhammed Talha ve Ömer Faruk isimli öğrenciler, LGS'de 90 sorunun tamamını doğru cevapladı.
Okulları, evleri yıkıldı. Yakınlarını kaybettiler, büyük bir travma yaşadılar.



Kitapları bile enkaz altında kaldı.
Ama buna rağmen yılmadan azimle çalıştılar.
Çadırda, konteynerde, açık alanda eğitim gördüler. Tüm bu zorluklara rağmen Muhammed ve Ömer tüm soruları doğru cevapladılar.
Büyük bir alkışı hak ediyorlar.
Bu çocukları zor şartlarda özveriyle çalıştıran öğretmenlerimizi de kutluyorum.
Demek ki, öğrenmemenin bahanesi olamazmış.
İnsan isterse en zor şartlarda bile en yüksek puanı alabilirmiş.

***


NEDEN KADIN YOK?
Yeni bakanlarımıza başarılar dilerken, ilk eleştiri hakkımı Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak'tan yana kullanmak isterim.
Bak, çalışma arkadaşlarıyla gerçekleştirdiği ilk toplantıdan bu fotoğrafı paylaştı sosyal medyada.
Bak ve ekibine hayırlı uğurlu olsun ama sormadan edemeyeceğim; bu fotoğrafta neden kadın yok?



16 erkek var ama bir kadın bile yok. Genç sayısı da az!
Belki Bak'ın ekibinde kadın çalışanlar da vardır ama paylaşılan ilk fotoğrafta bunu göremedik.
Oysa AK Parti, kadınlara fırsat eşitliği ve pozitif ayrımcılık konusunda önemli işler yaptı!
İlk toplantı fotoğrafı ilk izlenimdir ve sembolik açıdan önemlidir!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA