Harita mühendisinin verdiği noktalara göre kolon yapmak yerine, kolonlara göre noktaların ayarlandığını söyleyen bir inşaat işçisinin 2020 yılında paylaşılan videosu depremleri tartıştığımız şu günlerde sosyal medyada gündem oldu.
İşçi, "Haritacı geldi, noktayı verdi. Kurtarmadı mı, hemen noktaları söküp yan tarafa koyuyoruz. Kolonu kaçırdık diyelim üst katlarda kolonu düzeltmiyoruz, belirlenen noktaları düzeltiyoruz? diyor.
Videoyu çeken kişinin "Bina yamuldu mu?" sorusuna ise işçi gülerek "Yamuldu tabii" diyor ve kendisinin herhangi bir sıkıntı yaşamadığını ancak haritacının zor durumda kaldığını söylüyor.
Ve gülerek şu itirafta bulunuyor: "Hatta Samsun 19 Mayıs Stadyumu'nda benim eserlerim var."
Bu video gündem olduktan sonra, Samsun 19 Mayıs Stadyumu'nun 5. katındaki Basın Tribünü'nde depremden sonra olduğu düşünülen duvardaki çatlak ve zemin yarılması haber oldu!
Ve akıllara "İşçinin itirafı doğru mu?" sorusu geldi.
Yerel basını araştırdım. Samsun Kent Haber'de iddialarla ilgili ismi belirtilmeyen bir yetkiliden görüş alınmış. Haberde, stadının inşası sırasında kolonların hileli bir şekilde yerinin değiştirilmesinin söz konusu olmadığı belirtilerek, "Bütün tribün basamaklarına precast standart kalıplar döküldü. Kolonlar hileli bir şekilde değiştirilmiş olsaydı, o tribünler yerine oturmazdı.
Diyelim ki kolonları kaydırdılar arası 7 metre gelecekken 7,10 metre oldu. Ancak precast tribün basamakları fabrikada standart 7 metre üretiliyor. Böyle bir durumda o tribünler yerine oturur mu?" bilgisine yer verildi.
ARAŞTIRILMASI GEREK
Her şeye rağmen işçinin itirafları korkunç. Araştırılması gerekiyor.
Eğer itirafları doğruysa, bu inşaat işçisi acaba kaç yapıda mimari hesapların dışına çıktı acaba?
Hep müteahhitleri suçluyoruz.
Demek ki, inşaatlarda zincirin son halkası işçilerin hatalarını da hesaba katmak lazım.
Dürüst çalışanların yanı sıra ustasına, müteahhite, mimara kızıp işini iyi yapmayan işçiler de olabilir!
Ünlü Alman düşünür Goethe'nin dediği gibi; "Harekete geçmiş cehalet kadar tehlikeli bir şey yoktur." Demek ki, yapılar yapım sürecinin her aşaması denetlenmeli!
***
MÜTEAHHİTLERİN İLK SAVUNMASI NE OLACAK?
Depremde yıkılan binalarla ilgili başlatılan soruşturmalarda 133 kişi tutuklandı.
Bu 133 kişinin çoğu müteahhit. Peki, bu binaları denetleyenler ve inşat planlarına aykırı yapılan değişiklikleri görmezden gelenler ne olacak?
Yapı denetim kuruluşları, bir inşaatın başlangıcından bitimine kadarki süreçte inşa faaliyetlerini denetlerler.
Bakanlıktan aldığı izin belgesi ile yapı denetimi görevini yapan kuruluşlarda denetçi mimar ve mühendisler ile yardımcı kontrol elemanları yer alır.
Depremde çöken binalarla ilgili açılacak davalarda müteahhitlerin ilk yapacakları savunma şu olacak; "Belediye ve yapı denetim kuruluşu binama onay verdi. Suçsuzum..."
O zaman ne olacak? Yıkılan binalara sağlam raporu verenler de yargılanacaktır diye düşünüyorum.
***
HER MAHALLEYE JENERATÖR
Depremin ilk günlerinde yaşanan elektrik kesintileri arama, kurtarma ve yardım organizasyonlarını olumsuz etkiledi.
Yönetmeliğe göre elektrik dağıtım şirketlerinin acil durumlarda nüfusu 100 bini geçen ilçelerde jeneratör bulundurması gerekiyor.
Ancak elektrik dağıtım şirketlerinin depremden hasar gören bazı ilçelerde jeneratör bulundurmadığı iddia ediliyor.
Yıkılan binalardaki baz istasyonlarının yerine mobil istasyon kurmaya çalışan GSM şirketleri de elektrik hizmetinin kesintiye uğramasından şikayetçiydi.
Umarım bu iddia doğru değildir. Doğal afetlerde elektrik dağıtım şirketlerinin ilçeleri geçtim her mahallede büyük jeneratörleri hazır durumda bulundurması hayati bir önem taşıyor.
Elektrik olmazsa arama kurtarma faaliyetleri de zorlaşıyor.
***
BTK YENİ KURALLAR BELİRLEMELİ!
Geçtiğimiz cumartesi yazımda, deprem bölgesinde yaşanan iletişim sorununu 3 GSM operatörün birbirlerinin baz istasyonlarını kullanabilmesini sağlayacak "National Roaming/Ulusal Dolaşım" protokolünün olmamasına bağlamıştım.
Bu durumu benden önce kaleme alan bir köşe yazarının "BTK'nın yıllar önce söz konusu protokolü devreye aldığını ancak piyasanın hakim gücü olan Turkcell, Danıştay'a giderek kararı iptal ettirdiği hakkındaki sözlerine de yazımda yer vermiştim.
Turkcell'den konuyla ilgili bir bilgilendirme notu geldi.
Notta, 2001 yılında gerekli düzenlemenin iptaliyle ilgili "Önce Telsim, sonra da Turkcell tarafından Telekomünikasyon Kurumu aleyhine dava açılmıştır. Telsim'in açtığı davada mahkeme, kurum tarafından belirlenen roaminge ilişkin hüküm ve şartların işletmeciler arasında makul ekonomik açıdan oranlı ve teknik açıdan imkân dahilinde bir ulusal roaming anlaşmasının gerçekleştirilmesini sağlayacak nitelikte bulunmadığı sonucuna ulaşılmış ve iptaline karar vermiştir.
Dolayısı ile iptal kararı bizatihi Telsim tarafından açılan davada verilmiştir" yazıyor.
Yani notta Turkcell'in de dava açtığı belirtiliyor! İki şirket protokolün iptali için mahkemeye gitmiş.
'MEVZUATA UYGUN'
Kararın Telsim'in açtığı dava üzerinden verilmesi yazımdaki ana fikri değiştirmiyor!
Turkcell ayrıca yazımda yer alan "GSM baz istasyonları genelde binaların üstüne kuruluyor.
Baz istasyonu kurarken ilk ihtiyaç duydukları kapsama alanına bakıyorlar. Yani bu bina depremde yıkılır mı diye düşünmüyorlar bölümüyle ilgili olarak şu bilgilendirmeyi yaptı:
"GSM işletmecileri baz istasyonlarını, ilgili tüm kurumlardan izin almak suretiyle ve mevzuata uygun olarak kurmaktadırlar.
Bu minvalde, GSM işletmecileri tarafından bu istasyonlar kurulmadan önce, kurulum yapılacak olan binanın imar mevzuatına uygun olup olmadığını da incelenmekte ve eğer aksine bir durum söz konusu ise böyle bir yapıda istasyon kurulmamaktadır." Yani devletin imar onayı verdiği binalara baz istasyonu kuruyoruz deniyor. Normalde imar mevzuatına uygun yapıların depremde bu kadar büyük oranda yıkılmaması gerekiyor! Ama Türkiye'de yıkılıyor!
Ne yapacağız şimdi?
Yazımda en azından baz istasyonlarının kurulu olduğu yapılar kontrol edilsin. Gerekiyorsa baz istasyonlarının yeri değiştirilsin diyorum.
Zaten yıllardır birçok uzman, baz istasyonları mümkün olduğunca bağımsız kulelere kurulmalı diyor.
"National Roaming" protokolünü hayata geçirme konusunda da GSM operatörleri bir açıklama yapmadı.
Demek ki, bu iş yine BTK'da bitiyor! Olası yeni depremlerde telefonların çalışması için ne gerekiyorsa belirlenmeli ve GSM şirketleri de ona göre aksiyon almalı.