İstanbul'da önceki gece otomobilleriyle evlerine giden iki kadına, ticari taksi kullanan bir kişi dehşeti yaşattı. Taksici, 120 kilometre hızla giderken takip ettiği hiç tanımadığı kadınların aracına dört kez çarptı.
Çarpma sırasında Fahrettin Kerim Gökay Caddesi'nde devriye görevi yapan polis ekibi durumu fark etti. Hemen harekete geçen ekipler, aracın peşine düştü.
Kaçan taksici R.Ş. daha sonra kamera kayıtlarından bulundu.
Yıldız S. taksiden kurtulmak için dakikalarca kaçmak zorunda kaldıklarını anlattı.
Olay yerinden tesadüfen ekip arabası geçmese belki de kadınlar hayatını kaybedecekti ve olay kaza diye kayıtlara geçecekti!
Şansa yaşıyoruz!
63 suç kaydının olduğu ortaya çıkan taksi şoförü 'Şikâyetçilere 250 metreden daha fazla yaklaşmamak, her türlü taşıtı kullanmamak ve sürücü belgesini teslim etmek' şeklinde adli kontrol hükümleri uygulanarak serbest bırakıldı.
Elbette 63 suç kaydı olmak, 63 kez kesinleşmiş cezası olduğu anlamına gelmez.
Peki, 120 km/h ile giderken 4 kez arkadan çarpmak cinayete teşebbüs sayılmaz mı?
R.Ş. 64'üncü suç kaydından sonra nasıl serbest kalıyor?
65'inci suç kaydı olacak mı diye bırakıldı acaba?
Ve sabıka kaydı bu kadar yüksek olan kişiler neden sürekli karşımıza taksi şoförü olarak çıkıyorlar?
***
MUHALEFET ADINA DÜŞÜNDÜRÜCÜ TABLO
Görselde gördüğünüz siyasi partilerin güncel üye sayısı. Bazen insanlar desteklemediği bir siyasi partiye üye olduklarını öğreniyorlar.
Böyle olunca da partilerin üye sayısına şüpheyle yaklaşılıyor.
Her üye bir oy demek değildir! Bazı insanların iş bulma umuduyla iktidar partisine üye olmasını da doğal karşılarım.
Ama AK Parti'nin en yakın rakibi CHP'nin 10 katı üyeye sahip olması.
İyi Parti'nin bile 617 bin üyesinin olması. Muhalefet açısından düşündürücü bir tablo!
Parantez içindeki sayılar ise 12 Mayıs 2022 tarihli üye sayılarına göre kıyaslanarak ortaya çıkan değişimler.
Ekonomik sorunların yaşandığı bir dönemde AK Parti yine en çok üye artıran parti olmuş!
Muhalefet teşkilatlanma konusunda resmen sınıfta kalmış!
Üye toplayamayan nasıl oy toplar?
Bu tablo aynı zamanda AK Parti'nin teşkilatlanma konusunda rakiplerinin ne kadar ilerisinde olduğunu gösteriyor.
***
PLAJDA SİGARA YASAKLANSIN MI?
İspanya'da sigara izmaritlerinin temizliği için tütün firmalarının, yeni çevre düzenlemeleri kapsamında ödeme yapması zorunlu hale getirildi.
Sigara üreticileri, insanları halka açık alanlara izmaritlerini atmamaları konusunda eğitmekle yükümlü olacak.
Ancak temizliğin nasıl uygulanacağı, maliyetinin ne olacağı veya tütün şirketlerinin bu maliyeti müşteriye yansıtıp yansıtmayacağı belirsizliğini koruyor.
Sigara izmariti deyip geçmeyin, deniz kirliliğine plastiklerden daha fazla yol açıyorlar.
En kötüsü de Türkiye'deki birçok plajın izmarit çöplüğü olması.
Elinizi kuma attığınızda mutlaka izmarite ya da çekirdek kabuğuna rastlıyorsunuz.
Aslında çekirdek kabuklarının temizliğini de kuruyemiş firmalarına ödetmeliyiz!
Yok mu artıran?
İspanya genelinde ise 500 sahilde dumansız hava sahası ilan edildi.
Çevre Bakanlığı'na sesleniyorum; sigara içmenin yasak olduğu plajlar bizim de hakkımız!
***
'TÜRK' TANIMINI İSTEMİYORLAR!
"Anayasadan 'Türk' tanımını kaldırmak istiyoruz, doğrudur." Bu açıklamayı DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Sanem Oktar yaptı.
Bu söylem, ABD ve Avrupa'nın 'Türk' kimliğini yıpratma stratejisinin dile gelmiş halidir.
Daha önce de farklı siyasetçilerden buna benzer açıklamalar duyduk.
Bazıları DEVA'nın Kürt oylarına oynadığını söylüyor ama Kürt oylarının gideceği adres bellidir!
Oktar, etnik siyaset yapmak istemiyoruz da diyebilir. Peki, 'Türk' tanımını kaldırmak Türklere karşı uygulanan etnik siyaset değil midir?
Kemal Kılıçdaroğlu'nun kendisine danışman atadığı PKK sempatizanı Nuşirevan Elçi de ilk röportajını örgüte yakın yayın organlarından Rudaw'a verdi.
Elçi'nin özerlik istediği röportaj sırasında Atatürk'ün kurduğu CHP'nin Genel Merkezi'ndeki Türk bayrakları kaldırıldı, iyi mi? Biri Türk tanımı istemiyor...
Biri Türk bayraklarını kaldırıyor... İşte bunlar '6'lı Masa'nın ne kadar ucube bir girişim olduğunun da göstergesidir!
Söz şimdi milliyetçi İYİ Parti'de! Bakalım ortakları için ne diyecekler?
***
ALKOLÜ BIRAKMASAYDI...
Anthony Hopkins, 29 Aralık günü Instagram'da yaptığı paylaşımda 47 yıl önce çaresiz halde olduğunu ve bir şeyleri değiştirmezse çok uzun yaşayamayacağını fark ettiğini söyledi ve ekledi:
"İçkiyi bırakmamın 47. yılını kutluyorum. Amacım üstünüze gelmek değil, mesajımın teşvik edici olmasını umuyorum. Bağımlılık için yardıma ihtiyacınız varsa bunu biriyle paylaşın..."
86 yaşındaki aktör demek ki, 29 Aralık 1974 tarihinde içkiyi bıraktı. Bence bu kararı aldığı için sinemaseverler de şanslı.
Hopkins, 1992'den bu yana altı kez Oscar'a aday gösterildi ve bu ödülü iki kez kazandı. Alkol bağımlığından kurtulmasaydı belki bugün ondan hiç bahsetmeyecektik.
Hopkins'in şu sözü de anlamlı: "Bu zorbalık ve nefret çağında kendinize nazik davranın. Size zarar veren kişileri hayatınızdan çıkarın." En zoru da zarar veren kişileri hayatımızdan çıkarmak. Bu kişiler bazen yakınlarınız bile olabilir!
Hopkins gibi hem başarılı hem sevgi dolu hem de bilge olmak ulaşılması zor standartlar.
***
Altyazı
"Bazen bir iyilik, seni kurşundan daha hızlı ölüme götürür." (Carlito's Way)