Dini nikâhlarını camide kıyan bir çift, pasta kesti, konuklara hediyeler dağıttı.
O anları 14 Aralık'ta sosyal medyada paylaşan kişiye "Bunu yapmak için kimden izin aldınız?" diye soruldu.
O da "İmamla konuştuk, kendisini ikna ettik" yanıtını verdi.
Birçok vatandaş, "Camiler sadece ibadet yerleridir" fikrini savunarak görüntülere tepki gösterdi. Ve 'Camide dini nikâh töreni yapılır mı yapılmaz mı?' tartışması başladı.
Ben camilerin ibadetin yanı sıra sosyal alanlar olması taraftarıyım. Çocukların cami içinde top oynadığı görüntülere de sempatiyle yaklaştım. Elbette abartmamak şartıyla!
Çocuklar camileri oyun alanı gibi görüp mutlu olurlarsa daha çok camiye giderler!
Balkanlar'a gidenler görmüştür. Cami avluları ve bahçelerinde kahve, çay içiliyor. İnsanlar oturup vakit geçiriyor, çocuklar oynuyor.
Hafta sonu kuran kursları, kandiller, teravih, bayram ve cuma namazları dışında Türkiye'deki 89 bin 259 cami vakit namazlarında ön saftaki 10-15 kişiye hizmet ediyor!
Sayı bazı yerlerde daha az ve daha çok olabilir ama camiler genelde boş kalıyor. İmamlara da boş vakit kalıyordur diye tahmin ediyorum.
İŞLEVSEL OLMALI
Camilerin boş kalması, kapılarının kilitli olması vs. uzun bir tartışma konusu ama camilerin daha işlevsel, yaşayan mekânlar olması herkesin arzusudur.
Bence camilerin kapıları yaz-kış 24 saat açık kalmalı. İsteyen istediği saatte ibadetini yapmalı. Camilerin bir bölümü kütüphane olarak da kullanılabilir.
Soğuktan üşüyen evsizler de gerektiğinde camilere sığınabilmeli. Çünkü camiler Allah'ın evi.
Elbette bu özgürlüğün bir oranı, kontrolü de olmalı. Bir berduş camiyi pisletmemeli, çocuklar da camiyi halı sahaya çevirmemeli.
Kilisede, sinagogda dini nikâh töreni oluyor da camilerde neden olmasın?
Ama fotoğraflardaki gibi dini nikâh şatafatlı şova dönüşmemeli. Bizde abartma huyu fazla! Camiler düğün salonuna da dönüşebilir!
Yani görgüsüzlüğe, lüks gösterisine dönüşmeden, mekânın ruhuna da ters düşmeden nezih, sade dini nikâhlar camide yapılabilir.
Konuyla ilgili olarak Diyanet'in nasıl bir tepki vereceğini merak ettim doğrusu.
KAZANAN GÜRCİSTAN OLDU
Gürcistan'dan telefon alıp Sarp Sınır Kapısı'ndan geçtikten sonra telefonlarını kaydettirenler öyle büyük bir kuyruk oluşturdu ki, kalabalıkta bayılanlar oldu!
Şimdi bu kuyruğa bakıp "Hani ekonomik kriz vardı?" diyenler olabilir!
Aslında bu, Türkiye'deki kurun ve verginin yüksek olması nedeniyle ortaya çıkan 15 bin TL farktan faydalanma kuyruğu!
2023'de IMEI kayıt ücreti 6 bin 91 TL olursa kuyruk da azalır!
Ama bu süreçte kazanan Gürcistan oldu. Son bir yılda Gürcistan'da 2,8 milyon iPhone satıldı. Bunun yüzde 85'i son iki ayda gerçekleşti ve büyük bir bölümü Türklere satıldı.
Bir de bunun Kuzey Irak hesabı var!
BU DA SAHTE MİMAR!
Sahte doktor vakalarından sonra bu kez de Antalya'dan 'sahte mimar' çıktı. 42 yıldır mimar ve şantiye şefi olarak çalışan Avni Tekinaslan'ın diplomasının sahte olduğu anlaşıldı.
Gerçek mimarlar işsiz gezerken 'sahtekâr' Avni, 2016'da Antalya'da Selçuklu dönemine ait Av Köşkü ve 2018'de yine Selçuklu dönemine ait Antalya Mevlevihanesi'nin restorasyonunda görev almış!
Hıdırlık Kulesi'nde 2021'de başlatılan arkeolojik kazıda da şantiye şefliği yapmış, iyi mi?
Asıl komedi 1982 yılında kurulan Gazi Üniversitesi Mimarlık Fakültesi'nden, 'sahtekâr' Avni'nin 1980'de mezun olmayı başarması!
Adam çekirdekten yetişmiş!
Bu sahtekârın görev aldığı arkeolojik kazı ve restorasyonlarda eserlere zarar da verilmiş, hırsızlık da yapılmış olabilir!
Sahte diploma vakalarında dikkatimi çeken; sahte diplomalıların geç fark edilmesi! Oysa bir mimarın, sahte mimarı anlaması birkaç soruya bakar!
Kapsamlı bir denetleme yapılsa kaç mühendis, avukat, doktor, öğretmen vs. sahte çıkar acaba? İnternette e-devlet onaylı sahte mezuniyet belgesi bile satılıyor! Acilen başta devlet kurumları olmak üzere tüm diplomalar incelenmeli!
DARP CEZASI ARTIRILMALI
Piiz Grubu'nun davulcusu Mehmet Dudarık, 14 Aralık gecesi Ankara'da konser verdikten sonra sahneye inip çocukluk arkadaşıyla dans ederken güya B.K.K'nın ayağına basmış.
Saldırı anının videosunu izledim kanım dondu.
B.K.K, dışarıda telefonla konuşan arkası dönük Dudarık'a kalleşçe saldırıp kafasına ölüm vuruşu diyebileceğimiz yumruğu atıyor! Yerde de defalarca vuruyor!
Çetin Altan "Batıda düello vardır, doğuda pusu" demişti. Bir de düelloya çağırıp pusu kuranlar var!
Bizde kavgalarda genelde birkaç kişi bir kişiyi döver! Sonra dövenler karşı taraf küfür etti vs. yalanlarıyla ceza bile almazlar.
B.K.K. da yalan söylüyor olabilir. Yalanlarına mahkemede de devam edebilir.
Ülkemizde darp eden az ceza alıyor. Gücü yeten dövüyor.
Hatta saldırganın aklında cinayet varsa, bir adam tutar. Düzmece husumet yaratır. Ve döverek öldürür, kışkırtıldım bahanesiyle az ceza alır!
Darp, kasten yaralama suçlarının cezası artırılmalı!
'ASKERİ' DEĞİL, 'ASGARİ'!
Asgari ücretin ne kadar olacağı bir ay daha gündemde kalır. Ve bir ay daha 'asgari' sözünü 'askeri' diye söylenmesine şahit oluruz.
Ünlü haber spikerleri bile 'askeri' diyor!
Hadi konuşurken bu hata yapılıyor. Yazarken yapılmasın bari!
Altyazı
"Bir insanın kaderi, zaferiyle nasıl zevk çıkardığı değil; yenilgisiyle nasıl başa çıktığıyla ölçülür." (House of Cards)