Tarım ve Orman Bakanlığı, Belçika'da üretilen 'Kinder' markalı bazı ürünlerde tespit edilen salmonella bakterisine, Türkiye'deki ürünlerde rastlanmadığını duyurdu. Ancak Kinder markalı Schoko Bons ürününün iki partisi için toplatma kararı alındı.
Ve 750 denetçi, market market dolaşıp bu ürünleri toplayıp yok etmeye başladı.
Bu konuyu ilk yazanlardan biriyim. İnsanlarda hastalığa yol açabilen bakteri türlerinden salmonellanın, Kinder Sürpriz (Kinder Surprise) ve Schoko Bons ürünlerinde yer aldığı tespit edildi.
Birleşik Krallık'ta ise 73 vaka görüldü. AB'de 83 vaka, 29 da potansiyel vaka tespit edildi.
Salgın tehdidi ilk anlaşıldığında Kinder'in sahibi olduğu Ferrero, başta İngiltere olmak üzere bazı Avrupa ülkelerinde bakterinin olduğu tespit edilen çikolataları hemen geri çekti. Ama Türkiye'de buna gerek duyulmadı.
Firma şimdi toplatılan çikolatalar için "Bahse konu ürünlerin Ferrero Çikolata Türkiye tarafından ithalatı ve satışı yapılmamaktadır" diye bir açıklama yaptı.
Bakanlığın toplattığı çikolatalar ne oluyor o zaman? Sorun yoksa neden 750 denetçi market market dolaşıp Kinder çikolata topluyor?
Ferrero şimdi "Geri çağırma kapsamında olan bu ürünlerin, yurt dışı yolcu veya farklı yollarla alınmış olma ihtimaline karşın, tüketicilerimizden tedbir amaçlı bu ürünleri tüketmemeleri..." diye açıklama yapıyor!
Farklı yollar nedir? Yurt dışından gurbetçi çikolata getirip marketlere mi satıyor yani? Kelime oyunlarına gerek yok! Lütfen halkın zekasıyla dalga geçmeyin!
Ferrero, Türkiye'yi 3. dünya ülkesi mi sanıyor? Normalde Avrupa ülkelerinde yaptığı gibi sakıncalı ürünleri kendisi geri çağırmalıydı!
Türkiye'de üretilmeyen ama firmanım deyimiyle 'farklı yollarla' dışarıdan gelen ürünleri de hemen tespit edip, geri çağırması gerekirdi!
Bakanlık harekete geçmeseydi belki de o iki parti ürün satılmaya devam edecekti!
Bakanlığın, Kinder marka ürünlerin ithalatında salmonella analizi yapılması zorunluluğu getirmesi de olayın ciddiyetini gösteriyor.
***
PİTBULL=ATEŞLİ SİLAH!
İstanbul Maltepe'de geçtiğimiz salı günü bir pitbullun saldırısına uğrayan Mustafa Özen, kendisini korumak için park halindeki bir otomobilin üzerine çıktı.
Pitbullun defalarca ısırdığı Özen, yoldan geçen bir otomobile binerek kurtulmayı başardı.
Özen'e pitbull'un sahipsiz olduğu söylenmiş. Ama Özen daha sonra bir mahalle sakininin köpeği sahiplendiğini duymuş. Elbette bu ona mantıklı gelmemiş.
Kim bir insanı parçalamaya çalışan sahipsiz pitbull'u sahiplenir öyle değil mi?
Meğer köpek sahipsiz değilmiş. Köpeğin sahibi E. A'ya para cezası kesildi ve köpek belediyeye bırakıldı.
Asıl dikkatimi çeken E.A'nın farklı suçlardan 15 suç kaydının olması! Bu tip tehlikeli köpekleri genelde arıza tipler sahipleniyor zaten!
Özen gibi yetişkin bir insan yerine bir çocuk olsaydı belki de hayatını kaybedecekti! O zaman da E. A. köpeği geri evine alır mıydı? Ne alması! Hemen mahalleyi terk ederdi!
İşte pitbull meselesi bu kadar derin bir konu! Bir insanı ciddi bir şekilde yaraladığında ya da öldürdüğünde sahipleri ortadan kayboluyor. Köpek sahipsizmiş kabul ediliyor ve olaydan kimse sorumlu tutulmuyor!
Belki de E. A. pitbull'un saldırdığını gördü ve müdahale etmedi! O zaman bu olay adam yaralama ve öldürmeye teşebbüsüne girer mi girmez mi?
Pitbulllar silahtan farksız canlılar! Normalde pitbull saldırılarında tüm sorumluluk sahibinde olmalı!
Pitbull=ateşli silah gibi görülmeli. Pitbull sahipleneceklerin sabıkası olmamalı ve psikolojik testten geçirilmeli!
***
ARDA'YA EMEKLİ İKRAMİYESİ
Fenerbahçe maçında oyuna sonradan giren Arda Turan'ın "Hocam beni niye oyuna soktun" der gibi isteksiz yüz ifadesi, fazla kiloları çok konuşulmuştu.
Arda, Malatyaspor maçında da yedekler arasındaydı.
2020'nin yazında geri döndüğü Galatasaray'da bir türlü isteneni veremeyen ünlü futbolcu, bu sezon sakatlığı yüzünden tam 35 maçı kaçırdı ve sezon boyunca sadece 1 asist yaptı.
Arda'nın transferine bir dönem taraftar da yönetim de karşıydı ama Fatih Terim sayesinde Arda, Galatasaray'dan emeklilik ikramiyesini kaptı.
Yalnızca 289 dakika süre alan Arda'nın Galatasaray'a yıllık maliyeti 8 milyon TL! Muhtemelen sezon sonu Galatasaraylı Arda olarak futbolu bırakır. Ben Arda'nın teknik direktörlükle uğraşacağını düşünmüyorum. Arda'nın çok renkli, konuşkan bir karakteri var, ekran yüzü olarak kariyerine devam edebilir.
***
TELEFONU GÜNDE 1 SAAT BIRAKIN
Almanya'nın Ruhr Üniversitesi'nde yapılan araştırmaya katılan 619 kişi, bir haftalığına telefonu tamamen bırakacak, telefon kullanımını günde 1 saat azaltacak ve kullanım alışkanlığını hiç değiştirmeyecek şekilde 3 gruba ayrıldı.
Sonuçlar, telefonun tamamen bırakılmasının en iyi yöntem olmadığını, her gün yalnızca 1 saatlik de olsa azaltılmasının kişiyi daha az endişeli ve hayattan daha memnun yaptığını gösterdi.
Akıllı telefonlar hayatımızın vazgeçilmez bir parçası. Para yerine geçiyor, arabada yönünü buluyorsun, işini ödevini yapıyorsun, sosyal medyada kendini milyonlara ifade etme şansın oluyor, canın sıkılınca oyun oynuyorsun, film dizi izliyorsun vs. vs.
Akıllı telefonlar çağımızın nimeti, hayatımızı kolaylaştırdı ve hızlandırdı. Ama kutsal kitaplarda da bahsedilen 'denge' unsuru bu araştırmada da kendini gösteriyor. Bir story daha atayım, diziden bir bölüm daha izleyim yerine telefonu kenara koyun, eşinizi, çocuğunuzu, sevdiklerinizi, doğayı dinleyin.
En önemlisi kendinizi dinleyin! Konuşun içinizdeki sizle "Nasıl gidiyor hayat", "Bugün ne yapmak istiyorsun" diye kendinize sorun.
Her şeyin fazlası zarardır. Cep telefonunu vücudunun uzvu gibi yapan, kafasını ondan hiç ayırmayanlardan olmayın!
***
Altyazı
"Hayattaki en güzel şey, bir kişide hem aşkı hem de arkadaşlığı bulmak." (Ölü Ozanlar Derneği)