Elektrikli scooter'ları kaldırımlara park edildikleri ve yayalara tehlike arz edecek şekilde kullanıldıkları için çok eleştiriyoruz ama scooter sektörü giderek büyüyor.
Şu an beş marka büyük bir rekabet içerisinde. Ve elektrikli moped, elektrikli bisikletlerin kullanıma girmesiyle araç yelpazesi de büyüyor.
Başta İstanbul, İzmir ve Ankara olmak üzere birçok şehirde scooter'ların kullanımı artıyor. Trafiğe takılmamak için kullananların yanı sıra eğlence için, drift yapmak, TikTok videosu çekmek için bile kullananlar var.
Öte yandan scooter'ların sayısı artınca hırsızlar için de yeni bir kapı açıldı. Türkiye'deki scooter markalarına günde 500'e yakın 'kayıp-çalıntı' bildirimi geldiğini biliyor muydunuz? Bunların hepsi çalındı anlamına gelmiyor, sistemsel arızalardan dolayı da bu bildirimler geliyor ama özellikle son üç ay içinde hırsızlık vakaları katlanarak artıyor.
BOYAYIP SATIYORLAR
Demek ki, hırsızların kiralık scooter'ların içlerindeki yazılımla takip edildiğinden haberleri yok! Çalınan scooter mobil yazılım sayesinde uzaktan kullanılamaz hale getiriliyor. Örneğin Kayseri'de yaşanan bir scooter hırsızlığına mahkeme 5 yıl hapis cezası verdi ve hırsız denetimli serbestlik aldı.
Ama hırsızlar buna da bir çözüm bulmuşlar!
Kullanılmaz hale gelen scooter'ı hurdacıya 90-100 liraya satıyorlar ya da aracı tamamen boyayıp internetteki ikinci el satış sitelerinde ucuz fiyattan satışa koyuyorlar. Bu cihazlar çalındığında kullanılmaz olduğunu bilmeyenler de 'ucuza buldum' diye sevinirken dolandırılıyorlar.
1 Nisan'da Alanya'da bir işletme sahibi restoranın önüne scooter'ların park edilmesine sinirlenip, üç scooter'ı taşlama makinesiyle kesmişti. Bu olay gibi Türkiye'deki scooter vandalizmi de artmaya başlamış.
Bu araçları söküp denize atanlar, kırıp bırakanlar vs. birçok örnek var. Scooter'lara zarar verdiği tespit edilenlere de dava açılıyor!
İnternetten ikinci el scooter alırken çok dikkatli olun! Çalıştığını görmeden, almayın!
KIRMIZI EV NEDEN YANDI?
Tarsus 82 Evler Mahallesi'nde 'kırmızı ev' olarak hafızalara kazınan yerde Tarsus Müze Müdürlüğü başkanlığında bir yıl süren bir kazı çalışması yapılmıştı.
Milletvekillerinin bile kazı alanına alınmadığı, polislerin gözetiminde yürütüldüğü söylenen kazı çalışmaları 3 Kasım 2017'de bitirilmişti.
Kazıyla ilgili uzman raporunda 1 adet bronz sikke, kırık sütun parçası, seramik parçaları haricinde envanterlik nitelikte kültür varlığına rastlanmadığı belirtilmişti.
Oysa kazıyla ilgili 'Kral Dakyanus'un hazinesi bulundu', 'Hz. Musa'nın 2600 yıldır kayıp sandukası aranıyor', 'Yeraltı şehrine ulaşıldı' gibi şehir efsaneleri internete kadar düşmüştü.
İşte o meşhur 'kırmızı evde' önceki gün yangın çıktı ve itfaiye yangını söndürdü. Şimdi yangının neden çıktığı ya da çıkarıldığı tartışılıyor.
Bazıları bir hazine bulunduğunu, şimdi de yangınla delillerin karartıldığını söylüyor. Hiç güleceğim yoktu! Beş yıl sonra mı deliler yok edildi yani!
Herkes bir komplo teorisi üretiyor. Aslında 'kırmızı ev'den tam 'Ben Sadettin Teksoy...' belgeseli çıkar. Sahi Teksoy şimdi nerede, ne yapıyor acaba?
90'lı yıllarda TV kanallarının ne kadar eğlenceli olduğunu şimdi daha iyi anlıyoruz!
ERKEKLER BOYUNU 5 SANTİM FAZLA SÖYLÜYOR
@samanthalea96 adlı TikTok kullanıcısı, flört uygulamalarında boyları hakkında yalan söyleyen erkeklerden sıkıldı ve bu yalanı ifşa etme planıyla ilgili bir video çekti. Videoda Samantha kapısının yüksekliğini mezurayla ölçüyor, 180 cm'ye bir işaret koyuyor ve 'Takılmak için en az bu boyda olmalısınız' diyor!
3 milyondan fazla izlenen video ile ilgili yorumlar kadını kısa boylu erkeklere ayrımcılık yapmakla suçluyor. Birisi de "Bir erkek 180 cm boyunda değilse, 150 cm boyundaki bir kız için ne fark eder ki?" diye sormuş.
Halbuki asıl sorun erkeklerin boyunu genelde olduğundan yüksek söylemesi! Yapılan bir anket flört sitesindeki erkeklerin çoğunun gerçek boylarına yaklaşık 5 cm daha eklediklerini ortaya çıkarmıştı.
Erkeklere sorsanız genelde "Ha 1,75 ha 1,80 ne fark eder" der! Oysa kadınlar için ise fark ediyor! Örneğin video için yorum yapan bir kadın "Kısa olmak sorun değil ama bu konuda yalan söylemeyin işte" diyor!
Yani bugün boyunu yalan söyleyen yarın başka ne yalanlar söyler diye düşünüyorlar! Ve böyle düşünmekte haklılar.
2 YAŞINDA ALIŞVERİŞ YAPIYOR
2013 yılında çekilmesine rağmen şu sıralar Netflix'te popüler olan 'Old Enough!' adlı reality show büyük tartışma yaratıyor.
Japon yapımı programda yaşları 2-6 arasında değişen çocuklar yürüyerek, otobüs kullanarak pazar, market hali gibi evlerinden uzaktaki yerlere tek başlarına gidip, evin eksiklerini alıyorlar. Babalarına öğlen yemeği taşıyorlar.
Habere inanmadım birkaç bölüm izledim. Örneğin 3 yaşındaki Yuka beş şeritli yolda karşıdan karşıya geçip balık halinden balık alıp eve dönüyor.
Program çekimi sırasında çocuklara görünmeden onların güvenliklerini sağlayan özel elemanlar var ama iki yaşındaki Hiroki evinden iki kilometre uzaktaki bir süpermarkete gidip balık köftesi ve bir buket çiçek alıp geri dönüyor.
Elbette Japonya'da yollar bizimki gibi güvensiz değil. Hiroki elindeki sarı bayrağıyla 'Dur' işareti yaptığında bütün arabalar duruyor!
Çocuk gelişimi uzmanı Toshiyuki Shiomi bu hayret verici durumu şöyle açıklıyor: "Bu, tipik bir Japon çocuk yetiştirme biçimi... Japon kültüründe bağımsız olmak başkalarıyla tartışıp kendini ifade etmek demek değildir. Yemek pişirmek, getir-götür işi yapmak gibi günlük işlerini görürken gruba kendini adapte etmek anlamına gelir."
'Old Enough'taki çocukların maceraları sadece Türkiye değil birçok ülkeye uç örnekler ama bu bizim çocuklarımızı aşırı korumacı yetiştirme hatamızı normal kılmaz.
DÜZELTME
Geçtiğimiz Salı günü başıboş köpek sorunuyla ilgili yazımda Van'da köpeklerin parçalayarak öldürdüğü altı yaşındaki Ruken Kolcu'yu, artık nasıl bir akıl tutulması yaşadıysam 'Erzurumlu Rukiye' diye yanlış yazdım. Dün de Hıncal Abi (Uluç) başıboş köpeklerle ilgili yazısında benim yazıyı örnek göstermişti. Hem Hıncal Abi'den hem okurlarımdan hem de Ruken'den özür dilerim.