Elektrik faturalarını düşürecek formüller Kabine'de görüşülecek. Evlerde KDV'nin indirilmesi ve kademenin yükseltilmesi, esnafa da kademeli tarife gündemde.
Peki, çocuklu aileler ne olacak?
Elektrikte indirimli tarifenin 210 kilovata yükseltilmesi güzel ama çocuklu aileler, tek başına yaşayanlardan ya da çocuksuz çiftlerden daha fazla elektrik tüketmek zorunda.
Bekârlar ve çocuksuz yaşayanlar doğal gaz ve elektriği az kullanmak için daha kolay formül üretebilirler. Örneğin ışığı kapatıp, battaniyenin altına girip, bir dizi açtın mı geceyi geçirirsin!
Ama çocuklu ailede süpürge, çamaşır, bulaşık ve kurutma makinesi, TV, kombi vs. sürekli çalışır.
Çocuklu ailenin ütüsü bitmez! Çocuklar sabah okula gideceği için kirlilerin yıkanması, ütülenmesi elektrik tarifesinin en yüksek olduğu saatlerde yapılır!
Çocuk sabah erkenden okula gideceği için üşümesin diye kombinin ısısı yükseltilir, lambalar yakılır vs. Yani çocuklu ailenin elektriği ve doğal gazı fazla kullanması mecburiyettendir.
ADİL DEĞİL!
Bu zamanda çocuk büyütmek zaten zor. Bir de elektriği mecburiyetten daha fazla kullanmak zorunda olup, 210 kilovatı çok kolay aşan çocuklu ailelere faturayı yüksekten ödetmek haksızlık!
Bekârlar ya da çocuksuz çiftler 170 kilovatı tutturabilirler ama çocuklu ailelerde bu daha zor!
Şimdi çocuksuz çiftler ya da bekârlar "Çocuk yaparken bana mı sordunuz? Bu ayrımcılık olur", "Sen de taktın bekârlara" diyebilir.
Bu tarz fatura indirimlerine pozitif ayrımcılık denir! Her doğan çocuk sistemin çarklarının dönmesini sağlar. O çocuk büyüyüp çalışmaya başlayınca yarattığı ekonomik değerden emeklilerin de maaşı ödenir! Çocuklar doğmazsa medeniyetin sonu gelir!
Ülkemizde yıllık nüfus artış hızı, 2019'da binde 13,9 iken 2020'de binde 5,5'e geriledi. Bu çok radikal düşüş!
Hem doğum oranlarının düşüklüğünden yakınıyor, daha çok çocuk yapılmasını istiyoruz hem de doğal gazı, elektriği en çok çocuklu ailelere ödetiyoruz.
Sizce bu adil mi?
***
ÇANAKKALELİLER KÖPRÜYE NE ÖDEYECEK?
1915 Çanakkale Köprüsü hem Çanakkale Boğazı'dan geçişi kolaylaştıracak hem de bölgenin kalkınmasına faydası olacak büyük bir hizmet.
26 Şubat tarihinde açılması planlanan köprünün geçiş ücretinin kullanımı özendirmek için otomobillerde 184.5 TL'ye (12 Euro) denk bir düzeyde olacağı konuşuluyor.
Feribota ödenen ücret ve feribot bekleme süresi hesaba katılırsa köprüden geçiş daha cazip gözüküyor.
Peki, Çanakkaleliler ne ödeyecek? Ben Çanakkaleli olsam "İstanbullular otomobille köprüyü geçerken tek yön 8,25 TL ödüyorlar. Orası da boğaz, burası da boğaz" diyebilirim.
Sadece Çanakkale'de yaşayanlara köprü geçiş ücreti düşük tarifeden uygulanmalı.
Böylece Çanakkale birbirinden ayrı iki şehir olmaktan kurtulur. Kentin kaderi değişir ve daha hızla gelişir.
***
AÇ HAYVAN DOSTUMUZ KALMAZ
Tarım ve Orman Bakanlığı, hayvan sağlığı ve refahı göz önüne alınarak, gıda atıklarının hayvan beslemede yem olarak kullanılabilmesi için bir çalışma grubu kurdu. Yemlerde bozulmamış endüstriyel gıdalar kullanılabilecek.
Bu proje üzerinde çalışanları kutluyorum. Eğer başarılı olurlarsa Türkiye'de aç hayvan dostumuz kalmaz.
Çünkü Türkiye'de günde 4,9 milyon ekmek çöpe atılıyor. Yılda 18,8 milyon ton gıda çöpe gidiyor.
Bu israfın en büyük kalemlerinden biri de hizmet sektöründe yaşanıyor. Kafe, restoran, otel vs. gibi işletmelerde işletme başına yılda ortalama 4,2 ton gıda israf ediliyor.
Ülkemizde gıda israfının maliyeti 300 milyar TL'ye yaklaştı.
Gıda israfını önlemek ve atıklardan faydalanmak için daha birçok proje üretebiliriz.
***
BU AĞIR OLDU
Buket Aydın, Instagram'dan şöyle bir paylaşım yaptı: "Herkesin 14 Şubat Sevgililer Günü'nü kutluyorum. Gerekirse kuşu sevin, köpeği sevin, kediyi sevin... Karaktersiz Habeş maymunlarını tepenize çıkaracağınıza bunları sevin daha iyi. Sevgi çok güzel bir şey..."
Aydın'ın sözleri, sosyal medyada olay oldu.
Aydın'ın Habeş maymunu benzetmesini, Sibel Can ile ilişkisi ortaya çıkınca ayrıldığı Emir Sarıgül'e yaptığı söylendi.
Evlilik hazırlıkları yaptığı bir süreçte Sarıgül'ün ihanetine uğrayan Aydın'ın yaşadığı hayal kırıklığı elbette büyük. Ancak paylaşımdaki benzetme eski sevgiliye yapıldıysa ağır olmuş!
***
KESKİN NİŞANCI BELEDİYE BAŞKANI
20 yıl sonra Afganistan'da kontrolü eline alan Taliban'ın en ünlü keskin nişancısı Damullah Mohibullah Mowaffaq'ın Maymana kasabasının yeni belediye başkanı olduğu ortaya çıktı.
Mowaffaq'ın roketatar kullanan arkadaşı da vali olmuştur herhalde! Ee uzun yıllar savaşan bir rejimin liyakat anlayışı da böyle oluyor.
Önemli olan işini yapmak. Varlıklı bir tüccar aileden gelen 25 yaşındaki Mowaffaq, "Savaşırken hedeflerim çok spesifikti: Yabancı işgalini, ayrımcılığı ve adaletsizliği sona erdirmek. Artık hedeflerim net: Yolsuzlukla mücadele etmek ve ülkeyi refaha kavuşturmak" demiş.
Bakalım keksin nişancı vaatlerini gerçekleştirebilecek mi?
***
ARJANTİN ARMUDU TAYLAND'DA PAKETLENİRSE
Arjantin'de üretilen armut, Tayland'da paketlenip marketlerde armut kompostosu olarak satılıyormuş.
İşte küresel ekonomi böyle bir şey. Eğer kazanç maliyetten yüksekse isterse armut Mars'tan gelsin!
Ancak Arjantin armudu "Sebze, meyve yiyorum vejetaryen besleniyorum ve böylece sera gazı salınımım düşük oluyor" söylemini boşa çıkarıyor.
Arjantin'den Tayland'a oradan da dünyanın birçok yerine dağıtılan armudun uzun ticari yolculuğu su ile yapılmıyor! Benzin, mazot kullanılıyor! Ve sera gazı salınımı artıyor!