Cansel Buse K.'nın intiharını sadece adli bir vaka olarak değerlendiremeyiz; bir de bunun sosyolojik, toplumsal boyutu var. Öğrencilerin; yetişkin insanların cinsel istismarına maruz kalması tüm dünyada büyük sorun. Çocuklarımızı okula yolluyoruz, sonra öğretmenlerin, yöneticilerin, servis şoförlerinin, kantincilerin vs. pedofilik (sübyancı) çıktığını gazetelerden okuyoruz. Elbette tüm bir eğitim sistemini zan altında bırakamayız; bu hasta ruhlu insanlar, sepetteki çürük elmalar.
Ama bu çürük elmalar, öğrencisine sulanan sapık öğretmenler; meslektaşları ve toplum tarafından görmezden geliniyor.
Çünkü bir zamanlar 'liseli kız' fantezisi, popüler şarkılara konu olacak kadar toplumun damarlarına işlemişti.
Rahmetli Yıldırım Gürses'in 'Liseli Kız' diye bir şarkısı vardı: 'Bir liseli kız vardı/Bir liseli esmer kız/Gözleri yıldız yıldız/ Saçları gece gibi/ Simsiyah dökülürdü/Çocuksu dudakları...' Şarkı o kadar popüler olmuştu ki, tribünlerde bile söylenirdi. İnanılır gibi değil ama bir liseli kız fantezisi herkesin dilindeydi. 'Liseli kız' teması; 80'li, 90'lı yıllarda arabesk ve taverna müziğinde de popülerdi.
Burhan Çaçan'ın da, 'Liseli vardı ya, ah o liseli/kısacık etekli, dar elbiseli' sözlerine sahip bir şarkısı vardı.
O yıllarda; Cengiz Kurtoğlu'nun 'Liselim', Ümit Besen'in 'Okul Yolunda' şarkılarının gazıyla, büyük abiler, amcalar liselileri okul yolunda beklerdi.
Şarkılarda hep 'Bana abi deme' ruh hali vardı, liseli kızların gürbüzlüğü, tazeliği öne çıkarılırdı. Kelli felli adamlar bu şarkılara klip çekerdi, milyonlar da onları dinlerdi. Nereden nereye...
Şimdi biri 'Ah o liseli kısacık etekli' diye şarkı söylese ne olur acaba?
Bu şarkıların bir dönem toplumumuz tarafından kabul görmesi üzerine sosyolojik araştırmalar yapılmalı.
Ne yazık ki, 'Okul Yolunda', 'Liselim' gibi şarkılarla büyümüş, ergenlik döneminde sağlıklı ilişkiler yaşayamamış birçok çürük elma var aramızda!