Danimarka'nın deplasmanda Portekiz'i yenmesi, Slovenya'nın sahasında Litvanya'ya karşı puan kaybetmesi, Slovakya'nın Lüksemburg deplasmanında kazanması, Polonya'nın İrlanda'yı yenmesi, İspanya'nın Ukrayna deplasmanında kazanması, Türkiye'nin İzlanda'yı yenmesi ve altı yıldır deplasmanda kazanamayan Kazakistan'ın Letonya'yı yenmesi gerekiyordu.
BÜYÜK İKRAMİYE GİBİ BİR ŞEY
Bu yedi ihtimalden herhangi biri gerçekleşmese Türkiye, 2016 Avrupa Futbol Şampiyonası'na direkt katılamıyordu.
Kısacası Türkiye'nin kupaya direkt katılması Milli Piyango'dan büyük ikramiye kazanmak gibi bir şey. Şimdi buna 'Fatih Terim şansı' diyenler var. Evet, çok ama çok şanslıydık ama o şansı sürdürebilmek için de son ana kadar pes etmememiz, inatla o çok küçük şansı gerçeğe dönüştürmemiz gerekiyordu. İşte Terim ve futbolcuları bu imkansız olanı başardılar. Bence bu zaferin özeti Fatih Terim'in Che Guevara'ya selam çaktığı şu yorumdu: "Kaybettiğinde değil, vazgeçtiğinde yenilirsin."