Magazin yazılacak bir gün değil bugün. Aslında epeydir magazin yazılacak bir gündem yok. Siyasi tartışmalar ve terör; ülkenin bütün pozitif enerjisini aldı götürdü.
Normalde kendini yazarak ifade eden biriyim ama yazacak cümle bulamıyorum. Ne yazsak da boş aslında. Ölen öldüğüyle kalıyor; terör olaylarını uzaktan, TV başından izleyenler de birbirini yiyor!
Bu seferki rakam korkunç!
Tam 95 insan hayatını kaybetti; en son açıklanan rakam bu. 246 da yaralı var; umarım ölü sayısı daha da artmaz.
KAYBEDEN İNSANLIK
Son birkaç aydır aradan onlarca yıl geçse de unutulmayacak bir terör sürecinin canlı şahitleri olarak yaşıyoruz.
Ankara'da patlayan bombalar cumhuriyet tarihinin en kanlı terör saldırısı. Bugüne kadar büyüklerimiz bize hep en büyük terör saldırısı olarak kanlı 1 Mayıs'ı anlatırdı. Herhalde bundan sonra biz de; çocuklarımıza, torunlarımıza kanlı 10 Ekim'i anlatacağız.
Saldırıdan hayatını kaybedenlerin çoğu genç; 'İnadına barış' isterlerken terör inadına onları aramızdan aldı.
Saldırıyı kim düzlendi? O bombaların patlaması kime yaradı? Bu sorular da belki de kanlı 1 Mayıs'ta olduğu gibi hep tartışılacak. Belki ortak bir kanıya varılacak ama insanların kafasında hep bir soru işareti olacak. Aradan yıllar geçse de hep yeni iddialar ortaya atılacak.
Daha bombaların patlamasının üstünden 5-10 dakika bile geçmeden ülkece yine sosyal medya'da birbirimize düştük.
Her siyasi oluşum saldırıyı kendi görüş çerçevesinde yorumladı, herkes birbirini suçladı; 'Siz yaptınız', 'Hayır, asıl siz yaptınız...' Bu saldırıyı kendi siyasi menfaati için kullananlar bile vardı. Daha ilk dakikadan itibaren algı yaratma savaşına girişildi.
BU FİLMİ İZLEMİŞTİK!
Durun ya; o kadar insan öldü, insanlık öldü! O ölen insanlar az önce sizin benim gibi yaşıyor, nefes alıyordu. Hepsinin bir derdi, sevdikleri, bir hayali vardı. O saldırıda insanlar evlatlarını, eşlerini, sevgililerini kaybettiler. Bırakın, önce insanlar yasını tutsun.
Sen, ben, hepimiz o meydanda olabilirdik.
Yarın da olabiliriz; bombalar adres sormaz!
Farkında değil misiniz; her patlayan bombadan sonra birbirimize düştükçe, daha da büyük katliamlar yaşanıyor.
Biz bu terör filmini daha önce defalarca izledik. 12 Eylül öncesinde yaşananları hatırlayın! O zamanlar sağcı-solcu kavgası vardı. Şimdi ise solcusu, milliyetçisi, Kürtçüsü, dindarı, laiki, ulusalcısı vs. daha fazla bir kutuplaşma içerisinde yine birbirimizi yiyoruz!
Terör ekarşı birlik olmazsak bu acıları yaşamaya devam ederiz. Birbirimizi yemeye devam edersek teröre karşı kaybedeceğiz.
Sadece hayatını kaybeden insanlara bakmamız yeterli; hepsi orta direkten masum insanlar. Kaybeden sen, ben, biziz aslında.
Kaybeden bu ülke sadece! Kanlı 10 Ekim milat olmalı; köşe yazarları, yorumcular, siyasetçiler vs. bu ülkeye ihanet etmek istemiyorlarsa artık birbirlerinin kuyusunu kazmaktan vazgeçsinler! Bu son katliamdan sonra tüm siyasi oluşumları asgari bir noktada birleştirecek ortak akla, sağduyuya ihtiyacımız var. Eğer bu sağduyu oluşturamazsak, terör hepimizi bitirecek!