PKK'lılar öldüğünde Diyarbakır'da, Hakkari'de anında yas ilan edilir. Hayat durur, kepenkler kapanır.
Kepenk kapatmada örgütün de zorlaması vardır ama esnafın çoğunluğu gönüllü girişir bu protestoya.
Aradaki en büyük fark da budur. Büyük şehirlerde bırakın kepenk kapatmayı, TV yayınlarının ağırlaştırılmasını; eğlence tam gaz devam eder.
VUR PATLASIN...
Evet, TV'de eğlence programları olmasa da, konserler iptal edilse de yas tutmak kişisel bir eylemdir.
Acıyı paylaşmak istemeyen bir insana zorla yas tutturamazsın.
Evinde açar müziğin sesini sonuna kadar, dans eder.
Ancak hayatın bu katı gerçeğine rağmen, devlet yine de yas ilan etmek zorundadır.
Eğer 13 askerin yanarak ölmesine rağmen hayat vur patlasın çal oynasın devam ederse, yas tutmak isteyen insan bile duyarsızlaşır.
Durduracaksın hayatı arkadaş, ulusal yas ilan edeceksin!
Oğlu yanarak ölen bir anne, TV'yi açtığında bir günlüğüne bile olsa eğlence programı görmemeli.
Daha önce de yazdım; sorunun temelinde aslında 'acıyı paylaşmayı' unutmamız yatıyor.
Belki de acıyı paylaşmadığımız, ateş sadece düştüğü yeri yaktığı için bu kirli savaş devam ediyor.