Ben bu 'Ezel' dizisinin hastasıyım. Kenan İmirzalıoğlu'nu tek geçerim de, konu sadece Kenan değil.
Esas konu, beni benden alan Ezel diyalogları tabii.
Misal bakınız Ramiz Dayı ve Ezel arasındaki bir diyalog:
Ezel: Gerçeği öğrenmek istiyorum gerçeği...
Ramiz Dayı: Sen gerçeği öğrenmek istemiyorsun yeğen.
Ezel: Söyle, sen söyle ne istiyorum ben?
Ramiz: Sen bu kadını affetmek istiyorsun.
Heyyyt Ramiz Dayııı yürü beee...
Koydun yine lafını.
Dünkü gazetelerde de beklenen Eyşan (Cansu Dere)- Ezel (Kenan İmirzalıoğlu) öpüşme sahnesinin diyaloğu vardı. Şimdi lütfen diyaloğa gelin sayın seyirciler.
Eyşan: Niye seni tanıyormuş gibiyim?
Niye ellerine sarılmak istiyorum? N'olur doğruyu söyle, "Öyle değil" de...
Ezel: Benim için seni ilk gördüğümden beri daha fazlası...
Eyşan: (İstiklal Caddesi'nde yürürken saçlarını savurarak) Yanacağız cehennemde!
Ezel: Yanalım!
Vaaayyy, yanalım, yanalım, kavrulalım valla.
Bu ne tutku, bu ne tehlike, bu ne kavuşamama, bu ne aşk, bu ne edebiyattır be!
4 Ocak'ta Ezel'in yeni bölümü için ekran başında mıyız?
E tabii ki.
Yanacağız cehennemde!