Pek kıymetli okuyucu, dikkat dikkat! Merkür geri gidiyor hadiseler sarpa sarıyor... Valla ya, çok ciddiyim. Şimdi Allah'ıma bin şükür yıldızlar alemine dadanmış değilim. Haşa Rezzan Kiraz'ın, Filiz Özkol'un, Yasemin Boran'ın, Ayda Ersan'ın da yerinde gözüm yok (adamı yıldızlar çarpar valla) . Gelin görün ki, her Türk genci gibi astroloji, burçlar, kahve falı, su falı merakım var... Yani var-dı!! Misal; lisede kızlar toplanır toplanır falcı bacılara giderdik. Hepsi de; "Valla süper bildi, ben böyle bilenini görmedim!" tarifli adreslerdi. Kimi yumurta kırar, kimi taşları sallar, kimi kahve fincanını içten dışa kapatmazsan bakmaz, kimi asla fincanı çalkalatmaz, kimi bir kağıda geometrik şekiller çizerdi. Ama sağ olsunlar topu da bir halt bilemez, bizim harçlıklar gümbürtüye giderdi. Yani şimdiyi ucundan accık tuttururlardı da, geleceği asla! Eh tabii benim karşıma da üç liseliyi verin, ruh raporlarını anında çıkartmazsam bana da Ayşe demesinler. Bir kere liselisi, annesi, dulu, evde kalmış kazık kadarı... Falcıya müracaat eden tüm hem cinslerimin tek derdi vardır; erkekler! Ya kavuşamamışsındır ya adam yüz vermiyordur, lisedeysen 'Ben sana hayran sen cama tırman' durumlarıdır, evliysen 'Acaba hayatında bir zilli var mı?' dır, sevgili aday adayın bile yoksa 'Bu yaşta bu ne yalnızlıktır beyaz atlı prens yolda mıdır?..' Falcı da der ki; üç vakte kadar kavuşursun, yoldan biriyle de, gelecektir, sarmaş dolaş olursun. Hiç tartışmasız şöyle yılan gibi bir düşmanın da vardır. Ya da bir adak adamışsın ama unutmuşsun, kısmetin tıkanmıştır. Bir kurşun döktürüverirsin, okunup üflenmiş muskayı takıverirsin geçer. Ah o ne göz, ne nazardır (elem tere fiş kem gözlere şiş)... Faldan boyumun ölçüsünü aldıktan sonra önce gazetelerin günlük köşelerinde sonra kitaplarda astrolojiye bulaştım. Ben Akrep, sevgilim Boğa, yaniiiii? Pek ateşli. İkizler erkeğini hiç sevmem, Balık üstüne kanka tanımam. Aslan bir patrona dayanamam... Derken baktım iş çığırından çıkacak. Şu gezegenler de bizi rahat bıraksınlar yanii... Tam hadiseyi Susan Miller'ın aylık falları düzeyine çekmişken olan oldu... Merkür'ün geri gittiği tespit edildi. E gitsin bana ne değil mi? Değil! Ablam başta olmak üzere herkes Merkür'e takmış. Neymiş; bu Merkür geriye gitmeye görsünmüş. Teknoloji altüst olurmuş. Bilgisayar, cep telefonu gibi aletler bozulurmuş. İletişimde ve anlaşmalarda aksaklıklar olurmuş. Veeee... Eski sevgililer hortlarmış. Tabii tabii... Bak sen şu her halta maydanoz, kuyu kazıcı, işleri bozucu Merkür'e. Gel de inan... Gerçi ülkemize teşrif eden dünyanın en ünlü astroloğu gözleri faltaşı insan, 'bilmemkim' de söyledi ama... Eğer siz de eski sevgilinizi aniden düşünüyor (bende o çip mevcut değil), kitap aralarındaki fotoğrafları buluyor, yüklükten sevgili kutularını indirip didikliyor (sevgili kutusunda gidilen filmlerin biletleri, abuk canım cicim kartları, çifte kumru fotoları, ilk ağzını sildiği peçete tonunda ıvır zıvır bulunur), 'Allah'a yakın bana uzak olsun' dediğiniz kişiyi sempatiyle anıyor (tövbe de) ve kankanızdan fırçayı yiyorsanız üzülmeyin... Bilgisayarınız çökmüşse tepişmeyin. Cep telefonunuz arızalanırsa delirmeyin. Çamaşır makinesi sıkmazsa, bulaşık makinesi çalışmazsa, beklenen telefon gelemezse yolunmayın. Televizyonunuzun ayarıyla oynamayın. Hepsi Merkür'ün suçuymuş, 13 Nisan'da gerilemesi duracakmış. Hani belki astrolojiye inanıyorsunuz ya da derdinize derman arıyorsunuzdur diye çiziktirdim. 13.Nisan'a kadar selametle....