Onu ilk ne zaman gördüğümü hatırlayamayacağım ama çok küçüktüm diyebilirim. Her zaman bir şekilde hayatımın parçasıydı. Televizyonu ne zaman açsak yüzde doksan karşımıza o çıkardı. Maç anlatır, yarışma programlarını, eğlence programlarını... Artık TRT ne yarattıysa, her şeyi o sunardı. Kim mi? Tabii ki Türkiye'de sunuculuğun demir başı Halit Kıvanç. Halit Kıvanç daima çok zariftir, jilet gibi ütülenmiş giysileriyle, sıcak gülümsemesiyle dolaşır. Papyonsuz ya da kravatsız asla sahneye çıkmaz. Yazları beyaz, kışları siyah pantolon üstü çizgili ceketleriyle meşhurdur. 'Bugün 23 Nisan neşe doluyor insan' sloganını ona borçluyuzdur. Yıllar yılı TRT'deki 23 Nisan çocuk şenliklerini sunmuş, kahramanımız olmuştur. Zıpkın gibidir, fişek gibidir. Karizma ve şeytan tüyü sahibidir. Elli yıl işini büyük bir aşkla ve disiplinle yapmış. Anavatan sınırlarında onu sevmeyen kalmamış. Mesleğinde ondan iyisi daha doğmamıştır. Hani derler ya bi'tanedir! İşte pazartesi gecesi bi'tanemiz, Halit abimizin onuruna muhteşem bir gece düzenlendi. Eh ben de koştum gittim tabii. Salon tıklım tıklımdı. Her yaştan insan mevcuttu. Halit Kıvanç yine şıklıkta kusur etmemişti. Beyaz gömleği, sarı beyaz kravatı ve sarı mendiliyle gençleri cebinden çıkartacak kadar hoştu. Sezen Aksu, Cem Yılmaz, Nükhet Duru, Sezen Aksu, Müjdat Gezen, Korhan Abay, Çiğdem Tunç, Emel Sayın... Herkes oradaydı. Anılar anlatıldı, şarkılar söylendi... Ama ben kulisteki ekrandan Halit Abi'nin gözlerine takıldım. O ne güzellikti Halit Abi? O nasıl bir mutluluk, gurur... Ha ben niye mi kulisteydim? Eh meraklıyız dedik ya. Bakalım böyle nefis bir gecenin perde arkasında neler dönüyor? Bir kere çok sıkı bir güvenlik vardı. Önüm, arkam, sağım, solum FBI ajanı kılıklı kişiler doluydu. Gecenin akışı dakikası dakikasına planlanmıştı. Birçok sanatçı sahneye çıkmasına iki dakika kala geldi. Çiğdem Tunç'un fuşyalı, mavili askılı etekleri uçuşan elbisesi çok konuşuldu. Cem Yılmaz en popüler ve fakat Lütfü Kırdar'a en erken arz-ı endam kişiydi. Şimdi görmemişin Cem Yılmaz'ı olmuş kıvamına gelememek için uzatmıyorum da, kendisi çok şekerdi... Diğer tarafta mavi gözlü yakışıklı adam Uğur Dündar, Müjdat Gezen, İzzet Öz ve Korhan Abay laflıyorlardı. "Sizler kaçıncı yılınızdasınız?" diye sordum. Müjdat Bey 45, İzzet Öz 38, Uğur Dündar 35, Korhan Abay 31 yılını doldurmuş. Bu arada Gülben Ergen gördüğüm en güzel Gülben Ergen'di. Hamilelik yaramış, etrafına ışık saçıyordu. Nükhet Duru aksıra tıksıra geldi. Gripmiş... "Halit Abi olmasa evden çıkmazdım valla" dedi. Ha gecenin sonunda kırmızı büstiyeri ve İspanyol eteğiyle de en fıkır fıkır oydu... Müthiş gecenin ardından nostalji yapasım tuttu. Evde eski resimleri talan ettim. Bulduğum resme bakın; beş altı yaşlarındayım... O zamanlar Şan Tiyatrosu'nda pazarları çocuk günleriydi. Böyle Adile Naşit, Müjdat Gezen, Cenk Koray, Ayşen Guruda falan çocuklara eğlence düzenlerdi. Çocuk oyunları sergilenir, yarışmalar yapılır, eğlenilirdi. Tabii ki Halit Kıvanç sunardı. İşte birinde ben ve ablam 'evlere şenlik annem kreasyondan' çam ağacı motifli elbiselerimizle....Yanımda Halit Kıvanç. Dikkatli bakarsanız ablamın yanağını okşayan elin sahibi de Adile Naşit (Bkz: ortadaki resim). Yaşım 25, ama benim de kendi çapımda geçmişim var, pardon yani... Buradan Halit Kıvanç'a sevgiler. Popsav'a çok çok teşekkürler....