Son günlerde birçok ünlü ismin başı saplantılı hayranları ile dertte... Hadise, Aleyna Tilki, Serenay Sarıkaya, Ceylan Ertem, Ezgi Mola ve daha birçok ünlü, son günlerde soluğu karakol ve adliye koridorlarında aldı.
Sanatçıların yaşadığı bu travma gazete manşetlerinde, sosyal medyada da hemen hemen her gün karşımıza çıkıyor. Konunun hukuki boyutunu avukatlar, psikolojik yönünü uzmanlar değerlendirip açıklamalarda bulununca, ben de işin güvenlik kısmının nasıl değerlendirdiğini merak ettim... Hem Türkiye'ye gelen dünyaca ünlü yıldızları hem de ülkemizdeki birçok star ismin korumalığını üstlenen uluslararası özel güvenlik ve yakın koruma uzmanı Levent Ağaoğlu'nu aradım.
EĞLENCE SEKTÖRÜ FARKLI
Ağaoğlu, net bir şekilde sanatçı veya sanatçı tarafının kendilerine yakın koruma tutması gerektiğini, bunu da işlerinin bir parçası olarak görmek zorunda olduklarının altını çizdi. Ağaoğlu, "Her adımı olay olan popüler sanatçı, şarkıcı ve aktivist isimlerin sadece yoğunluğun olduğu zamanlarda ve alanlarda bile yanlarında profesyonel bir koruma ekibi bulundurması, riski en aza indirip bir bariyer sistemi oluşturur. Burada riski kontrol etmek, rencide edici ortamlardan ünlüleri uzak tutmaya yarayacaktır" dedi. Ağaoğlu, rahatsız edici kişi veya kişilerin sanatçıyı daraltacak boyuta gelmesi durumunda ise sanatçının sürekli bir ekip ile yol alması gerektiğini söyleyerek ekledi: "Ayrıca emniyet ve adli mercilerle resmi olarak temasın da sürdürülmesi gerekiyor."
Ağaoğlu, yaptığı işle ilgili de "Yakın koruma bir meslektir, önemlidir ve tanınmışlık potansiyeli yüksek olan her değerli isim için gereklidir. Ancak eğlence sektöründe çalışan yakın koruma ekibinin hizmet anlayışları daha yumuşak olmak zorunda... Çünkü sanatçının bir kitlesi var. Sanatçı ile hayranları arasında göz olabilirler ama asla bariyer olamazlar" diyerek diğer makamlardaki yakın koruma ile sanat dünyasındakinin aynı olmadığını belirtiyor.
Levent Ağaoğlu, "Ünlüleri abi-amca değil profesyoneller korumalı" cümlesi ile de o kadar haklı ki... Benim de yıllardır bildiğim birkaç isim dışında bu işi ciddiyetiyle önemseyen yok maalesef... Eş-dost veya akraba kontenjanıyla birçok sanatçı bu konuyu geçiştiriyor. Hem maliyeti düşürüyor hem de başka anlamda kendine avantaj sağlıyor. Ancak bu öyle hafife alınacak bir durum değil, her şeyde olduğu gibi bu konuda da işi ehline bırakmak mühim...
10 OYUNCUSUNU KORUYAMAYAN SANATA NASIL SAHİP ÇIKSIN!
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, 2014 yılından beri bünyesinde çalışan 10 sanatçıyı 'uygun ve boş pozisyon yok' bahanesiyle işten çıkarıyor. Evet yanlış duymadınız; Kültür Daire Başkanlığı'na bağlı olarak çalışan 7 oyuncu ve 3 metin yazarının iş akitleri İBB tarafından 3 Mart itibariyle sonlandırılıyor. Hani sanatın ve sanatçının yanında yer alan sizdiniz, hani sanatçıya en büyük desteği vereceğiz diye yeminler ediyordunuz? Yalan mı oldunuz! Daha 10 oyuncuya sahip çıkamayan İBB yönetimi, sanata nasıl sahip çıkacak çok merak ediyorum doğrusu...