Atv'nin fenomen programı 'Esra Erol'da bir kez daha Türkiye'nin gündemine oturdu. 18 yaşındaki Elif'in, 40 yaşında evli ve iki çocuk sahibi Kadir Akkoyun'a kaçmasının ardından genç kızın ailesi çareyi Esra Erol'a başvurmakta buldu.
Canlı yayına katılan genç kız, kameraların kendisini çekmesini istemedi. Esra Erol'un "Tamam, arkanı dönerek konuşabilirsin" demesine rağmen genç kız sinirlerine hakim olamadı. Elif'in yaşadıkları karşısında büyük üzüntü yaşayan Erol, ailelere önemli mesajlar verdi.
Gözyaşlarına engel olamayan ünlü sunucu, programı yapmaya başladığından beri genç kızları kurtarmak için çaba harcadığını dile getirdi. Kaldı ki Esra Erol'un bunu dile getirmesine bile gerek yoktu... Yıllardır genç kızlarımız için ortaya koydukları ortada... O program gününün gecesinde gözüne uyku girmeyen birisi Erol...
Peki sonrasında neler oldu?
Tabii ki yine belli bir algı grubu, olayın iç yüzünü farklı gösterip sosyal medyada Erol'u hedefe taşıdı. Hadiseyi bilmeyenler de ortaya çıkan balona inanıp yalan ve yanlışı daha da körükledi. Ancak bazı şeyleri göz ardı ettiler. Peki bazılarının görmek istemediği gerçek neydi? Hemen anlatayım...
■ Esra Erol, ailelere çocuklarına kendilerini korumayı öğretmelerini rica etti, yaşıtları ile arkadaşlık yaptıkları zaman onları kısıtlamak yerine arkadaşlarını yakından tanımaları gerektiği uyarısında bulundu.
■ Esra Erol çocukların bedenlerinin, hayatlarının ne kadar kıymetli olduğunu, o kıymetli hayatları bir erkek uğruna mahvetmemeleri gerektiğinin altını defalarca çizdi.
KOREL'DEN DESTEK
■ Esra Erol, özellikle babaların çocukların dertlerini dinlemesini, yanlış yaptıklarında arkalarını dönmemelerini, baskı uygulamamalarını, kıyafetlerine karışmamalarını, onlara şefkat göstermelerini istedi.
■ Esra Erol ailelere, "Çocuklarınıza, bazı kişilerin ufak bir güzel söz ile onları kandırmasına izin vermemelerini öğütleyin, onlara sorgulamayı öğretin" demek istedi.
Erol, aslında kişiye ya da olaya sinirlenmedi, daha önce de çokça yaşanan trajik durumların, bir kız çocuğumuzun aleyhine sonuçlanmaması için bir abla ve anne olarak isyan etti. Yuvayı kuranın da çocukları büyütenin de kadın olduğunu, çocukların idealleri ve hayalleri ne kadar büyük ve güzel olursa toplumun da o derece gelişeceğini belirtti.
Ortada ailenin yapmış olduğu bir kayıp ihbarı varken, 18 yaşındaki Elif'in ablası Münevver Yıldırım kardeşini eve geri getirmek istediğini söyleyerek yayına gelmişken, Elif'in anne ve babası kızları ile yayında kucaklaşmışken, niçin Esra Erol'a saldırılıyor? Masal dünyasında yaşayan bazı ünlü kahramanlar da gerçek hayatın içindeki bu durumu neden Esra Erol'a mal ediyor?
Bergüzar Korel'in gördüğü gerçeği hiçbiri göremedi mi? Korel, "Dün gece yavruları uyuttuktan sonra arkadaşımın programını izledim. Ve yaşanan korkunç olaydan sonra ders niteliğindeki isyanına şahit oldum. Programın bu kısmını istedim kendisinden. Anne babalar kulak verin bu sözlere... İyi ki varsın altın kalpli dostum" dedi. Unutulmaması gereken tek şey var; bir anne olan Esra Erol yıllarca gördükleri karşısında bir kız çocuğunun daha hayatının kararmaması için sessiz çığlıklarını yüksek sesle dile getirdi. Ailelerin bu çığlığa kulak vermesi gerek, boş sözlere değil...
***
ŞEMSEDDİN SİVASİ'NİN HAYATI 'LÂL' OYUNU İLE AKM'DE
Mevlâna'nın hocası Şems-i Tebrizi ve Akşemseddin'le beraber Türk-İslam dünyasının en önemli üç Şems'inden biri kabul edilen Şemseddin Sivasi; uzun yıllar sonra ilk kez, Sivas Belediyesi'nin katkılarıyla büyük bir tiyatro oyunu ile yeniden gündeme taşınacak. Yoğun bir çalışma ve hazırlığın sonucu olan 'Lâl' oyunu, 12 Şubat'ta Atatürk Kültür Merkezi (AKM) Tiyatro Salonu'nda görkemli bir gala gecesiyle sergilenecek. Sivas Belediye Başkanı Hilmi Bilgin ile şehrin ülke çapında tanınmış isimlerinin yanı sıra devlet, siyaset, akademi, kültür ve sanat dünyasından çok sayıda seçkin davetli o akşam 'Lâl' oyununu izlemek üzere orada olacak.
ÖDÜLLÜ İSİMLER HAZIRLADI
8 aylık bir hazırlık süreci olan oyun, Fatih Duman'ın 'Lâl' isimli romanından sahneye aktarıldı. Oyunu Ferah Tiyatrosu Sanat Yönetmeni Hakan Güneri sahneye uyarlayıp, yönetti. Müziklerini ünlü müzisyen Yücel Arzen besteledi. Ayrıca 5 adet sözlü parça yapıldı, bunların tamamı sahnede kullanılıyor. Oyunun dekor tasarımı; ödüllü tasarımcısı Cihan Aşar'a ait. Oyunun afişi ressam Hüseyin Ünlü'ye yaptırıldı. Ünlü, önce yağlı boya tablosunu yaptığı resmi afişe aktardı. Oyunun tablosu gala günü fuayede sergilenecek. Oyunun arka plan görüntüleri ve ghost perde tasarım ve modellemeleri Şencan Günaydın'a ait. Işık tasarımı devlet tiyatrosu sanatçısı Yüksel Aymaz imzalı. Oyunun dans ve savaş koreografisini başarılı koreograflar Sercan Doğantekin ve Ercan Ayata hazırladı. 24 kişilik oyuncu ve dansçı ekibinden oluşan oyunun teknik ekibi ise 16 kişiden oluşuyor. Projede reji ekibiyle birlikte yaklaşık 45 sanatçı ve tasarımcı görev aldı.
Gerçekten çok büyük bir prodüksiyon, oyunu ben de izlemek için sabırsızlanıyorum.