Nişantaşı'nda bir kafe, masada oturma süresini 30 dakikayla sınırladı. Haberi önce Sabah Pazar eki gündeme getirdi, ardından dün Mevlüt Tezel olayla ilgili tepkileri köşesine taşıdı.



GÜNAYDIN'ın dün manşetinde yer alan haber öyle çok konuşuldu ki… Ben de işletmecileri arayıp konuyla ilgili fikirlerini aldım. Baştan söyleyeyim herkes böyle bir uygulamayı doğru bulmuyor. İşte o görüşler...



HER ŞEY PARA DEĞİL
İkinci durağım olan Boğaz hattında Lux Kuruçeşme'nin kurucusu Büşra Sevinç'e de Nişantaşı'ndaki uygulamayı sordum. Şunları söyledi: "Bu yurt dışında yaygın bir uygulama ama dinamikler bizimki ile aynı değil. Çok doğru bulmuyorum. Mekanıma gelen insanların bir hikayesini oluşturuyorum. Mesela birinin heyecanla saatlerce gelmesini istediği kişiyi beklemesini... Bazıları mekanımızda ilk buluşmasını yapıyor, bazıları evliliklerinin 40'ıncı yılını kutluyor. Yani mekanlar aslında çok özel anlara tanıklık eden yerlerdir. Bazen biz o karalerde olmasak bile yaptığınız pasta, kahve ya da çiçeğiniz müşterilerimizin albümünde kendine yer bulur. Para evet kazanacağız ama uzun vadede kazanmak için mekanlarımızda insanların hatıralarına ev sahipliği yapmamız gerekir. Marka olmak, misafirlere zaman koyup kalkmalarını istemekle bağdaşmayan bir durum gibime geliyor.



MİSAFİRE GİT DİYEMEYİZ
Kapalıçarşı'daki Cafe Rest'in işletmecisi Ahmet Karahan, Nişantaşı'ndaki uygulamayı çok garip bulduğunu söyleyip ekledi: "Misafirlerimize herhangi bir zaman uygulaması yapmamız söz konusu değil. Her şeyden önce şık bir durum değil. Özellikle yurt dışından gelen birçok misafirimiz oluyor. Türk millet olarak misafirperverliğimizle her zaman öne çıkıyoruz. Böyle güzel bir özelliğimiz varken evimize gelen misafire git diyemeyiz, biz böyle gördük."

BU TAVIR DOĞRU DEĞİL
Bambi Cafe'nin işletmecilerine bu uygulamayı sordum. Onlar da bana şunu aktardı: "Masadaki müşteriye şu kadar oturacaksın veyahut bu kadar yiyeceksin gibi bir tavır doğru değil. Biz esnafın kronometresinin olmaması gerektiğine inanıyoruz."



MÜŞTERİ VARLIK SEBEBİMİZ
Son olarak Kuruçeşme Kahvesi'nin kurucu ortağı İlhan Zeytun'un da görüşlerini aldım. Zeytun şunları söyledi: "Biz 14 yıldır Boğaz hattında hizmet vermekteyiz. Prensip olarak piramidin en üstünde bizim için patron değil, müşteri vardır. Dolayısıyla müşterilerin işletmemizin varlık sebebi olduğunu sürekli çalışanlarımıza tembihliyoruz. Verdiğimiz eğitimlerde de ilk önce bunu anlatırız. Bir gece bin lira harcayan bir müşteri, ertesi gün sadece kahve içebilir. Onu sınırlandırmayı doğru bulmuyorum. Ama her işletme kendi dinamiklerine sahiptir. Ekonomik kriz ve pandemi sebebi ile birçok işletme sıkıntı içinde. Onları ve bu kuralı niye koyduklarını da anlayabiliyorum. Ama biz ağırlıklı olarak müdavim müşteri kitlesine sahip olduğumuz için bu tür bir karar almamıza gerek yok."