Şaşkınlıkla dinlediğim bir olaydan bahsedeceğim size. Mevzu; bir Türk kızımızla yabancı erkek arkadaşı arasında geçiyor. Malum bizden kız almak zor iş. Annebaba hemen ilişkinin içine dahil edilir. Damat kimdir, kimlerdendir, ince ince araştırılır.
Kızımız şöyle anlatıyor:
"Erkek arkadaşımın ailesiyle tanışmak istiyordum.
Hayatında kalıcı mıyım, yoksa gönül eğlencesi gibi mi görüyor, bilmek istiyordum. O da benim dırdırıma dayanamadı ve İtalya'dan anne-babasını getirdi. Vakit kısıtlıydı, tek akşam yemeğimiz vardı ama olsun sonunda ailesiyle tanışacaktım. Yemek boyunca oğullarıyla ilgili konuştum, dert yandım, tavsiye istedim.
Garip bir tepkisizlik vardı. Genel geçer cevaplar veriyorlardı. Yemek sonunda fotoğraf çektirmek istedim.
Başta erkek arkadaşım tepki verdi 'Ne gerek var?' diye ama benim ısrarım ağır bastı. Daha sonra fotoğrafı paylaşmak istedim, bu yüzden benimle sert bir kavgaya girişti. İşte orada bir şeylerin ters gittiğini anladım.
İsimlerini yazdığım kişilerin Instagram'da bambaşka profilleri vardı ve fotoğraflar uyuşmuyordu.
Sonradan anladım ki; erkek arkadaşım, oyuncu kiralayıp sahte anne-baba getirmiş karşıma! Tabii ki bunu duyar duymaz ilişkimiz bitti. Beni geri döndürmek için çok dil döktü ama nafile..." Arkadaşımın başına gelen bu olayı dinlerken kulaklarıma inanamadım. Olmaz olmaz demeyin; bu devirde duyuyor ve görüyoruz ki, her şey oluyor.
İsviçre'den Tuz Gölü'ne...
Yaz tatili kafasından çıktığımıza göre, önümüzdeki yeni serüvenlere bakabiliriz. Peki ajandamda neler var?
- İlk olarak İsviçre Crans Montana'da yapılan ve sadece ünlü isimlen katıldığı Omega Golf Turnuvası'na gideceğim. 1992 yılından beri düzenlenen bu organizasyona katılmadan önce bir-iki golf dersi alayım diyorum. Bir de oraya kadar gitmişken fondü yemeden dönmek olmaz elbette.
- İsviçre'den döner dönmez Tuz Gölü üzerinde düzenlenen RunFire maratonuna katılacağım. Benden maraton koşucusu çıkar mı? Bu tartışılacak bir konu ama profesyonel sporcularla sıra dışı bir deneyim yaşamak için sabırsızlanıyorum.
- Son olarak New York Moda Haftası'na gidiyorum. Tasarımcı ikizler Raisa- Vanessa'nın defilesi var. Hem de Soho'nun tam göbeğinde bir ay boyunca açık kalacak bir mağazaları olacak.
Sahil hattında yenilik
Kuruçeşme-Bebek hattında sıra sıra dizilmiş elektrikli scooterları gördünüz mü? Bu scooter'ların adı Martı... Onu kullanmak için akıllı telefonunuzla QR kodunu okutuyorsunuz ve kilidi açılıyor. İlk olarak Anadolu yakasında başlayan bu scooter uygulaması, şimdi evimin önüne kadar gelmiş. Martı'yla 3 lira karşılığında yolculuğa başlayabiliyorsunuz. Daha sonrasında ise her bir dakika için 0.75 TL ödüyorsunuz. Çevreci ve akıllı bir kullanım aracı olarak ilgimi çekti ama henüz deneyimlemedim. Kullananların söylediğine göre; araçta bir zil veya korna olmamasının eksikliğini duyuyorlarmış. Sahil hattı çok kalabalık; balık tutanlar, koşuya çıkanlar, yürüyüş yapanlar... Korna şart tabii... Bu uygulamayı yurt dışında kullananların ana yola çıktığı tespit edilince bazı şehirlerde yasaklanmış. Bizimkilerin de scooter'ı alıp trafikte başlarına iş açmamalarını diliyorum. Yoksa ben fikri çok sevdim; bir cesaret alıp deneyeceğim.