Birçok tatilci için bu yazın son düzlüğü, son şansı... Bu aralar şehirde kalan birilerini bulmak zor ama ben bayram boyunca İstanbul'da olmayı tercih ettim. Peki son bir kez tatile çıksaydım ne yapardım? İlk önce Bodrum'a gider, iki gün takılırdım.
Oradan da Çeşme'ye geçerdim. Peki nerelere giderdim?
Bodrum'da Kai Beach'te Doğuş Çabakçor'un çaldığı happy hour'a giderdim.
Zuma'da dev bir suşi tabağı söyler, tıka basa karnımı doyururdum.
Kavanoz'da gün batımını izler, yazlık kokteyllerini içerdim.
Çeşme'de Before Sunset'in yenilenmiş yerinde güneşlenirdim.
Spiaggia Grande Cabaret sahnesinde Defne Samyeli'yi dinlerdim.
Momo'nun pazar akşamüstü düzenlediği partilerde coşardım.
Reisdere köyündeki Kolburano's'ta hem pizza, hem de Frankfurter sosisli yerdim.
Sen de tezgaha gel!
Bu yaz Çeşme mekanlarının popüler bir müzik grubu var: Tezgah... Instagram'da sahne performanslarına sıkça denk geliyorum. İzmir'den çıkan bu grup, "Sen de tezgaha gel" diyerek dinleyicilerine sesleniyor. Türkçe-yabancı şarkılardan karışık bir repertuvarları var. Eğlenenlerin anlata anlata bitiremediği grubu İstanbul'a da bekliyoruz.
Bu parti kimin yalısında yapıldı?
Geçtiğimiz günlerde eski cumhurbaşkanlarından Fahri Korutürk'ün torunu Mehmet Korutürk'ün, Kanlıca'daki bir yalıda doğum günü partisi vardı. Partinin müziklerini, Les Benjamins markasının kurucusu Bünyamin Aydın yapmış. Partinin ağır bir misafiri de varmış; Alman milyarder/sanat kolektörü Nicholas Bergruen... Birçok popüler isim de o gece partideymiş. Tara De Vries ve Şeyma Subaşı da onlardandı. Ben de partiye davetliydim ama son dakikada planlarım şaştı, gidemedim. Mehmet'e 'Bu yalı kimin?' diye sordum ama cevap alamadım. Yalı sahibi, evini arkadaş hatrına böyle bir partiye açmış... Ama merak ediyorum, bu yalının sahibi kim? Ben bir Boğaz turu yapayım da keşfe çıkayım...
Flört uygulamalarında seviye atlamak şart
Geçenlerde arkadaşlarla toplanıp sosyal medya itiraflarında bulunduk. 'Hiç sosyal medyadan biriyle tanışıp randevuya çıktın mı?' diye sorduk birbirimize. Çoğumuz 'evet' dedi. Bu konuda eğlenceli tecrübeleri olanlar kadar, korkunç anıları olanlar da vardı. Mesela bir arkadaşım, takıntılı birine denk geldiğini ve ondan zar zor kurtulabildiğini anlattı. Sanırım artık flört/tanışma uygulamalarında da yeni bir döneme geçilmeli. Özellikle bizim topraklarımızda... Bakın New York'ta yaşayan bir arkadaşımın kullandığı The League isimli uygulamaya... Sadece referans göstererek kullanıcısı olabiliyorsunuz ve belirli aşamalardan geçerek profilinizi kabul ettiriyorsunuz. Bir de üstüne para ödüyorsunuz. Doğal olarak kullanıcılar da hali vakti yerinde kişiler oluyor.