Türkiye'nin en iyi haber sitesi
İLKER GEZİCİ

Sıradan yaşamak istiyorum her şey para değil

Bir dede-torun hikayesini anlatan ‘Kayıp Kamyon’ filminde rol alan usta oyuncu Bülent Emin Yarar, GÜNAYDIN’a konuştu... “Son zamanlardaki şiddet olayları hepimizin canını sıktı. Bu film herkese biraz nefes aldıracak” diyen oyuncu, şöhretin kendisi için çok önemli olmadığını belirtti: “Magazinel bir durumum yok. Sıradan yaşamak istiyorum. Yalnız kalmayı daha çok seviyorum. Vapura binmek en büyük eğlencem. Her şey para değil”

Sinehane'nin yapımcılığında hayata geçirilen 'Kayıp Kamyon' filmi seyirciyle buluştu. Hikâyesi Ercan Uçar'a ait olan, senaryosunu Kamuran Süner'le birlikte yazan Ekrem Arslan'ın yönettiği filmde Bülent Emin Yarar; başrolü Yetkin Dikinciler ve genç yetenek Ülkü Hilal Çiftçi ile paylaşıyor. Emekli zabıta memuru 'Vasıf'ı canlandıran deneyimli oyuncuyla, filmi ve kariyerini konuştuk...
Sizi pek vizyon filmlerinde görmeye alışık değiliz. Genelde 'sanat filmi' diye tabir edilen filmlerde boy gösteriyorsunuz. Bu projeye nasıl ikna oldunuz?
Evet haklısın. Genelde ben çok vizyon filmi yapan bir insan olmadım. Fakat bunda başka bir sıcaklık hissettim. Hatırlarsınız ben bir dönem çok popüler olan 'Süper Baba' dizisinin sonuna yetişmiştim. Bu filmde de oradaki sıcaklığı, samimiyeti buldum. İçinde her türlü güzelliğin, rengin olduğu bir film. Bu yüzden de bana iyi geldi. Yetkin (Dikinciler) de olunca tamam dedim.
Yetkin Bey'in de kadroda yer alması iyi hissettirdi değil mi?
Yetkin'le başrolü paylaşmak çok güzel. Biz birbirimizi yıllardır tanırız. Aynı oyunda oynuyoruz biliyorsunuz. 'Profesyonel', 15. yılında. Bir ara ailemizden fazla birbirimizi görüyorduk. Her türlü güzelliği yaşayabiliyoruz onunla. Tanıdığın biriyle oynamak büyük konfor.




Nasıl bir karakterde izleyecek seyirci sizi?
Ben 'Vasıf' adlı karakteri canlandırıyorum. Emekli bir zabıta memuru. Zeynep adında torunu var. Talihsiz bir kaza sonucu kızını ve damadını kaybetmiş. 15 yaşındaki torunuyla aynı evi paylaşıyorlar. Torunuyla kuşak çatışması yaşayan, teknolojiyi yakalayamayan ama hayatını tamamen torununa adamış, zaman zaman aksi zaman zaman esprili bir karakter. Sevdim 'Vasıf'ı.
Bir de yakın arkadaşı 'Fehmi' var değil mi?
Evet, Yetkin'in güzelleştirdiği, oynadığı 'Fehmi' karakteri, 'Vasıf'ın en yakın arkadaşı. Arada atışıyorlar ama genelde iyi anlaşıyorlar. Sonra kayıp kamyonun peşine düşüyorlar beraber.
Nedir bu kayıp kamyon hikâyesi?
'Vasıf'akrabasından miras kalan kamyonu satmış ama ruhsat hâlâ onun üstüne. Bu kamyon da Engin Hepileri'nin oynadığı karakterin eline geçmiş. Ama yıllar içinde kamyonun vergi borcu ödenmemiş. Kamyonu bulurlarsa anca o vergi borcunun silineceğini öğrenince, torunu Zeynep ve Fehmi'yle beraber kamyonu aramaya çıkıyorlar. Hep iyi insanlar var filmde.




ÖDÜLLÜ BİR SENARYOSU VAR

Peki, bu filmde ağlayacak mıyız?

Bilmem, ben ağladım. Ödüllü bir senaryo bu. Dolayısıyla beklentinin büyük olduğunun farkındayız. Mesaj kaygımız da yok açıkçası. Filmde yüzleşmeler var. Dostluğun önemini, yol arkadaşlığının kıymetini göreceksiniz. Seyircinin ilgisini çekeceğini düşünüyorum. Yaşadığımız son dönemdeki şiddet olayları tadımızı kaçırdı. Bu film biraz nefes almamızı sağlayacaktır.
Ana akımda olmamanızın özel bir tercihi var mı?
Ben daha tiyatro ağırlıklı gidiyorum. Ana akım bir işte yer almak tüm zamanımı, enerjimi alıyor. Onu yaşamak istemiyorum. Sinemada da bakıyorum hep bağımsız filmler yapmışım genelde. Bu benim tercihim. Çünkü ben tiyatroya daha fazla vakit ayırmak istiyorum. Şimdi 3 tane oyunum var mesela. Sonuçta her şey para değil.
Artık paraya ihtiyacım yok mu diyorsunuz?
Hayır, bu hep böyleydi. Para kazanma odaklı hareket etmedim hiç. Bir kere geliyoruz dünyaya. En çok kazanan, en beğenilen oyuncu, en çok takdir insan olmak istemiyorum. Biraz uzak kalıyorum.




YALNIZ KALMAYI SEVİYORUM

Şöhret peki?

Magazinel bir durumum yok, bana o daha zor geliyor. Yalnız kalmayı daha çok seviyorum. Vapura biniyorum mesela. Hayattaki en büyük eğlencemdir benim. Bir dönem 'Arka Sıradakiler' diye bir dizide oynuyordum hiçbir şeye binemiyordum. Kalabalığa karışamıyordum. Özgürlüğümün kısıtlanmasını istemiyorum, sıradan yaşamak istiyorum. O yüzden yazın da Bodrum'a değil Kuzey Ege'ye kaçıyorum.
Filmde dede-torun kuşak çatışması yaşanıyor. Sizin yeni kuşakla aranız nasıl?
Yeni nesille aram iyi. Konservatuvarda derslere giriyorum. Yol arkadaşlığı yapıyorum o meslektaşlarıma. Kuşak farkını tabii ki hissediyorum ama hayatı zorlaştıracak durumda değil. Gelecek nesilden umutluyum.
Yeni nesil demişken genç oyuncu Ülkü Hilal Çiftçi için ne söylemek istersiniz?
Hilal çok yetenekli çok iyi bir ışık. Çok güzel anlaştık. Umarım çok güzel bir yol olur onun için.




'PROFESYONEL'İ 3-4 KEZ İZLEYEN VAR

Profesyonel 15. yılında hâlâ çok izleniyor. Neye bağlıyorsunuz bu ilgiyi?
Duşan Kovaçeviç çok önemli bir yazar. Tanıştığımızda, "Profesyonel dramaturjisi en iyi olan oyunum" demişti. Gerçekten eskimeyen bir metni var. Yetkin'le de çok iyi bir uyumumuz var. O bizim için keyif. Turne olsa da gitsek diyoruz hatta.
Bilet bulamayanlar sizden talepte buluyor mu?
Bulunmaz mı? Biz buna şöyle çözüm bulduk. Her oyuna Yetkin'le ben kendi cebimizden bilet alıp isteyen arkadaşlarımıza veriyoruz. Hiç izlemeyen olduğu kadar 3-4 kere izleyen oluyor.

SAHNE BENİM İÇİN İLAÇ

Devlet Tiyatroları bünyesinde para kazandığı halde sahneye çıkmayan oyuncularla ilgili bir tartışma vardı... Bu konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Genelde Devlet Tiyatroları hep çalkantılıdır. Ben hiçbir arkadaşımı suçlu göremiyorum. Herkesin farklı gerekçeleri olabilir. Kimisi zaman içinde sahne korkusu yaşamaya başlayabilir, sağlıkla ilgili sorunu olabilir. Emin olun, maddi anlamda da sanıldığı kadar büyük bir karşılığı yok. Kimseyi suçlamak istemem. Ancak, sahne benim için ilaç, ben evde oturmak istemezdim. Ama kurumda seyirciyle dolması gereken boş sahneler var. Onların dolması, tiyatro sahnelerinin artması lazım. İstanbul'da Türkiye genelinde sahnenin artması lazım. Çok büyük ilgi var her yerde. Daha iyi olabilir noktasındayım.

KOMEDİ Mİ DRAM MI DİYE AYRIM YAPMAM

Dram ağırlıklı ciddi rollerde görüyoruz sizi ama komik tarafınız da var. Komediyi çok sevmiyor musunuz?
Aslında severim ama ben komedi mi dram mı diye ayrım yapmam. Hayatta da dramla komedi iç içe. Bir gülüyoruz bir ağlıyoruz. Ben her türlü rengin içine girmekten zevk alıyorum. Buradan tutturdum böyle devam edeyim diye düşünmedim hiç. O zaman heyecanlanmıyorum. Komedinin de dramın da kör göze parmak yapılanını sevmiyorum. Hepsi kararında, dengeli olmalı. O daha keyifli geliyor bana. Beni heyecanlandıran her rolü severim.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA