Oyuncular Sendikası tarafından yapılan son duyuru, adeta sektördeki karanlık gerçekleri su yüzüne çıkardı: Oyuncu seçmeleri sırasında çıplaklık ve cinsel simülasyon istenemez. Evet, yanlış duymadınız!
Sanat adına yapılan seçmelerin bir parçası olması beklenen yeteneğin yerine, ahlak dışı taleplerle karşı karşıya kalınan bir sistemde, bir kez daha genç oyuncu adayları risk altına sokuluyor. Bu durumun sadece Türkiye'de değil, dünya genelinde profesyonel bir yaklaşımın yokluğuna işaret ettiğini belirtmek zorundayız.
"Başarı için soyun" ya da "Rolü kapmak için sınırlarını zorla" gibi akıl dışı telkinler, oyuncu olmak isteyen gençleri, sanatın özünden uzaklaştıran ve onlara fiziksel ve ruhsal zarar veren bir anlayışın dışavurumudur. Bu taciz kültürü, hiçbir sektörde olduğu gibi, sanat dünyasında da normalleştirilemez ve kabul edilemez.
Sendika yayınladığı mesajda "Tanınmış cast direktörlerinin ve menajerlerinin adı kullanılarak yapılan audition'larda bu ve benzeri talepler olduğu sendikaya bildirilmiştir. İfşa olma kaygısıyla durumu sendikamıza bildirmekten imtina eden tüm meslektaşlarımıza da güvence veriyoruz" dedi.
TACİZE 'HAYIR' DE
Sendikanın tutumu gerçekten takdire şayan. Sınırlarınız sizin onurunuzdur. Hiçbir seçme, yeteneğinizi sergileme bahanesiyle sizi soyunmaya, bedeninizi teşhir etmeye ya da cinsel simülasyonlar yapmaya zorlayamaz.
düzenleyenlere de seslenmek istiyorum.
Bu tür etik dışı taleplerle mesleğin itibarını yerle bir ediyorsunuz.
Genç oyuncu adaylarını sömürmeye son verin. Tacize kılıf arayan bu tür yöntemler, hem hukuk önünde hem de toplum vicdanında cezalandırılmalı.
Gençler, bu yolda ilerlerken sanatın yüceliğini savunun. Onurunuzu koruyun ve her türlü tacize "Hayır" demekten çekinmeyin!
Bu tür ahlaksızlıklar cezasız kalmamalı ve sorumlular en ağır şekilde yargı önüne çıkarılmalıdır. Oyuncu adaylarını istismar edenlere karşı hem hukuki süreçler hızla işletilmeli hem de sektörde kapsamlı bir denetim mekanizması kurulmalıdır.
Gençlerin hayalleri üzerinden prim yapan bu kirli zihniyet, toplumsal bilinçle durdurulmalıdır.
YENİDOĞAN ÇETESİ SKANDALI
Artık insanlıktan utandığımız bir çağdayız. Yenidoğan bebekleri, dünyaya gözlerini açmadan önce karanlık bir planın kurbanı haline getiren bir çeteden bahsediyoruz. Ve bu olay, aklı başında olan herkesin kanını donduracak cinsten. İnsanın hayal bile edemeyeceği bir vahşet, bir rezalet. Ortaya çıkan telefon kayıtları, insan olma utancını bir kez daha hissettiriyor.
Yenidoğan bebekleri anlaşmalı hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlamakla yetinmeyip, kasıtlı bir şekilde ölüme neden olan bu çetenin, hastanelerde dönen karanlık ticareti akıl alır gibi değil. Bir hemşire ile bir çete üyesi arasındaki konuşma, insan aklının alamayacağı derecede korkunç: "Mehtap çocuğu öldür, elli satürasyonlu çocuk mu olur?.."
Bu cümle, insanlık için bir sonun işareti mi? Masum bir bebeğin hayatı, böyle alaycı, böyle kayıtsızca sonlandırılabilir mi? Bu korkunç olayda sadece çete üyeleri suçlu değil, sistemin bu insanlık dışı uygulamalara göz yumması da en az onlar kadar büyük bir suç. İhmalkarlık ve çıkarlar, masum bebeklerin hayatına mal olurken, bu insanlıktan nasibini almamış yaratıklar, sadece bebekleri değil, vicdanımızı da öldürüyor. İsyan etmemek elde değil. Bu çağın insanı olmaktan utanıyorum.
DUBAİ ÇİKOLATASI BİR BAŞARI ÖRNEĞİ
Dubai çikolatası bir süredir dünyayı kasıp kavuruyor. Evet, yanlış duymadınız, bu bir çikolata değil, bir fenomen! Künefe, fıstık kreması ve çikolata kaplamasıyla adeta baş döndüren bu tat, dünyanın dört bir yanını sardı; Amerika Birleşik Devletleri'nden Singapur'a, Yeni Zelanda'dan Türkiye'ye, herkesin dilinde bu lezzet var.
Peki, bu çılgınlığın fitilini kim ateşledi? Dubai'de yaşayan gurme Maria Vehera, Aralık 2023'te TikTok'ta paylaştığı bir video ile. Videoda çikolata tabletini bir ısırıkta dünyaya tanıttı. O andan itibaren bu video 80 milyondan fazla izlendi ve izlenmekle kalmadı, insanlar çikolata dükkanlarının önünde kuyruk oluşturdu. Ancak bu tat gerçekten bu kadar ilgiyi hak ediyor mu, yoksa sosyal medyanın yeni bir oyunu mu? Bunu deneyimlemeden bilmek zor ama dünya ayaklanmışken denemek şart gibi!