Türkiye'nin en iyi haber sitesi
FUNDA KARAYEL

Bir geçiş hikayesi: Patmos

Yaz bitmeden sezon başından beri çok tartışılan Bodrum ve Yunan adaları kıyaslamasını yerinde araştırmak için 12 Adalar'ın Kudüs'ü olarak bilinen Patmos'tayım. Mistik bir ada, ruha iyi geliyor ama en başa dönelim. 09.00'da Bodrum'dan Kos'a giden feribota binip rotanızı oluşturmak üzere yola koyuluyorsunuz. Kos'ta hafta içi hafta sonu fark etmeksizin inanılmaz bir pasaport sırası var çünkü sadece iki polis pasaport kontrolü yapıyor. Haliyle sıra epey uzun. Haberlerde sürekli gündeme gelen kapı vizesi alanların mağduriyetine şahit olmadım, aksine şanslılar çünkü feribottan ilk önce onlar indiriliyor ve bir odaya götürülüyorlar. Normal vizeyle geçenler güneşin altında uzun bir sırayı beklemek zorunda.




Bizim Patmos aktarmamız 1 saat sonra olduğu için biletlerimizi göstererek pasaport polisinden rica ettik ve öne geçebildik. Anlayışlı ve naziktiler. Evet pasaportu geçtik ama asıl sürpriz burada başlıyor çünkü Kos'tan indiğiniz noktadan Patmos feribotu kalkmıyor ve karşı limana geçecek taksi de yok. Limanın öteki ucuna yürümek zorundasınız bu çok önemli bir detay çünkü bavulunuz ne kadar büyükse o kadar perişan oluyorsunuz.




Kos-Patmos arası ise iki buçuk saat. Arada başka adalara da uğrayarak gidiyor: Kalimnos, Lipsi ve Leros onları da bahaneyle çok kısa da olsa ziyaret etmiş oluyorsunuz. White lotus dizisini aratmayan bir karşılama var adada. İlk anda 4. sezon keşke Yunan adalarında çekilse dedim. Adanın enerjisi diğer Yunan adalarından farklı, değişik huzuru var. Nedenini sordum, herkes aynı hikayeyi anlattı.




PATMOS NEDEN MİSTİK?
Patmos, Hristiyanlık'ta özel bir yere sahip. Havari Yuhanna, MS 95 yılında Roma İmparatoru Domitian tarafından sürgün edildiği bu adada İncil'in son bölümü Vahiy Kitabı'nı yazmış. Vahiy Mağarası olarak bilinen mekân, Yuhanna'nın ilahi ilhamları aldığı yer olarak kabul edilip ve Hristiyanlar için önemli bir yer haline gelmiş. Ayrıca adada yiyip içtiğiniz her şey çok kaliteli, ucuz ama Bodrum'la kıyaslanmayacak kadar farklı. Bodrum başka bir dünya Patmos başka, gelin huzurun keyfini çıkarın ama kıyaslamayın bence.





OLİMPİYAT PARADOKSU: RUSYA'YA HAYIR İSRAİL'E EVET!
Olimpiyat Oyunları, barış, birlik ve dostluk gibi evrensel değerleri temsil etmesi beklenen uluslararası bir spor organizasyon. Ancak son dönem yaşanan olaylar, bu değerlerin ne kadar sorgulanabilir hale geldiğini gözler önüne seriyor. Paris Olimpiyatları'nın kapanışa gideceğim ama içimde sıfır heyecan. Rusya'nın Ukrayna'ya açtığı savaş nedeniyle Olimpiyatlara katılamaması, ancak Filistin'e yönelik soykırım suçlamalarıyla karşı karşıya olan İsrail'in yarışabilmesi, büyük bir paradoks. Rusya'nın Ukrayna'ya karşı başlattığı savaş, uluslararası toplum tarafından büyük tepkiyle karşılandı. Rus sporcular 2024 Paris Olimpiyatları'na kendi bayrakları altında katılamıyorlar. Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC), savaşın yarattığı yıkım ve acılar nedeniyle Rusya'nın Olimpiyat ruhuna aykırı davrandığını belirtti. Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) tarafından yayınlanan son rakamlara göre, Rusya'dan sadece 15 ve Belarus'tan 18 atlet 'Bireysel Tarafsız Sporcu' (AIN) olarak yarışmaya hazırlanıyor. AIN sınıflandırması nedir? AIN statüsünde yarışmak, Rus ve Belarus bayraklarının, milli marşlarının ve formalarının Paris Oyunları'nda kullanılmasına izin verilmeyeceği anlamına gelir. AIN'ler, Uluslararası Federasyonlar (IF'ler) tarafından belirlenen kotalara ve belirli uygunluk şartlarına göre 2024 Paris Olimpiyat Oyunları'na katılmaya uygun görülen ve davet edilen Belarus veya Rus pasaportlu sporculardır.
Peki İsrail'e bakalım, oyunlardan men edilmesi çağrılarının ardından İsrailli sporcular protestolar, ölüm tehditleri ve tacizlerle karşılaştı. Fransız yetkililer, pazar günü İsrail-Paraguay futbol maçında seyircilerin 'Soykırım Olimpiyatları' pankartını açmasına ve "Yahudi karşıtı provokatif hareketler" yapması üzerine soruşturma başlattı, Le Parisien bildirdi.
Filistin bayrakları taşıyan bazı seyircilerin İsrail milli marşını yuhaladığı bildirildi. Paris 2024 sözcüsü, pankart ve hareketlere atıfta bulunarak, "organizasyonun bu eylemleri en güçlü şekilde kınadığını" ve "olimpiyatların uyum ve hoşgörü zamanı" olduğunu sözlerine ekledi. İsrail, 16 spor dalında 88 sporcuyu Paris'e gönderdi, bu ülkenin gelmiş geçmiş en büyük ikinci kafilesi. İnsan bazen böyle paradokslar karşısında ne diyeceğini bilemiyor. Haftaya olimpiyatların kapanışından daha detaylı bildireceğim merak etmeyin.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA