Ah, Akyaka! Azmak Nehri'nin serin suları, yemyeşil doğası ve… piknikçiler. Evet, Akyaka'nın aziz Azmak Nehri, koruma altına alınması gereken canlıların son sığınağı olmaktan çıkıp karpuz soğutma merkezi haline gelmiş durumda. Yasak mı? Evet. Uyan var mı? Hayır. Belediyeler değiştikçe, kuralların da değiştiğini söylemek yanlış olmaz. Bir dönem yasakların ciddiyetle uygulandığı, çevrenin korunduğu Akyaka, şimdi kuralların hiçe sayıldığı bir yere dönüştü. Yeni yönetimle birlikte, doğal güzelliklerin korunmasına yönelik çabalar yerini "herkes bildiğini yapsın" anlayışına bıraktı.
Akyaka Azmak Nehri, sadece bir su kaynağı değil, aynı zamanda birçok canlı türüne ev sahipliği yapan eşsiz bir ekosistemdir. Bu zengin biyoçeşitliliğin korunması, hem doğal dengenin sürdürülmesi hem de gelecek nesillere sağlıklı bir çevre bırakılması açısından büyük önem taşıyor. Ancak maalesef şu günlerde Azmak Nehri, artık sadece doğal güzellikleriyle değil, karpuzlarla da ünlü. Nehirde serinletilen karpuzlar, piknikçilerin gözdesi haline gelmiş durumda. Nesli tükenmekte olan canlılar mı? Kim umursuyor, kimse! Önemli olan karpuzun soğuk olması.
Her geçen gün daha fazla insan nehrin serin sularına karpuzlarını bırakıyor, doğal yaşamın bozulmasını hiçe sayarak üstelik kocaman yasaktır tabelasının arkasında gece gündüz fark etmeksizin. Akyaka'ya bu gelişimde beni üzen tek şey, Azmak Nehri'nin bu halini içler acısı halde görmek. Yasakların neden konduğunu anlamayan, sadece kendi keyfini düşünen insanlar yüzünden, Azmak Nehri'nin eşsiz ekosistemi yok oluyor.
Bu duruma acil bir çözüm getirilmesi gerekiyor. Belediye yetkililerinin denetimlerini artırması, yasakların ciddiyetle uygulanması şart. Doğal güzelliklerimizi korumak için hepimize büyük sorumluluk düşüyor. Aksi halde, Azmak Nehri'nin serin suları sadece karpuz soğutmak için kullanılmaya devam edecek ve nesli tükenmekte olan canlılar tamamen yok olacak.
YÜKSELEN YILDIZLAR: DİYARBAKIR EKSPRESİ VE ZEYREK ÇİNİLİ HAMAMI
Son yıllarda Türkiye, her alanda dikkat çekici başarılarla dünya sahnesinde parlıyor. Bu başarının en son örneklerinden biri, Time dergisinin 2024 yılında 'dünyada gezilecek ve görülecek en iyi 100 rota' listesine Türkiye'den iki önemli destinasyonu dahil etmesi oldu.
yerleri' özel sayısında yer alan Diyarbakır, tarihi ve kültürel zenginlikleriyle dikkat çekiyor. Diyarbakır Ekspresi, Harput Kalesi'nden Hazar Gölü'ne, tarihi Diyarbakır surlarından Fırat Köprüsü'ne kadar uzanan bin kilometrelik bir rotayı ziyaretçilere sunuyor. Bu güzergah, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun eşsiz doğal ve kültürel zenginliklerini gözler önüne seriyor. Türkiye'den listeye giren bir diğer önemli destinasyon ise İstanbul'daki Zeyrek Çinili Hamamı. İstanbul'un tarihi yarımadasında yer alan bu eşsiz hamam, şehrin zengin tarihini ve kültürel mirasını yansıtıyor. Osmanlı dönemine ait olan Zeyrek Çinili Hamamı, zarif çini işlemeleri ve mimarisiyle ziyaretçilerine adeta bir zaman yolculuğu sunuyor. Dünya basınında Türk destinasyonlarının yer alması, Türkiye'nin turizmdeki yükselen değerini bir kez daha kanıtlıyor. Bu başarı, sadece Türkiye'nin doğal ve tarihi zenginliklerinin tanıtılması açısından değil, aynı zamanda ülkenin turizm potansiyelinin dünya genelinde daha fazla bilinirlilik kazanması açısından da büyük bir önem taşıyor.