Denizcilik dünyasında uzun süredir devam eden bir sorunla ilgili nihayet önemli bir gelişme yaşandı. İki haftadır kaleme aldığım yazılara en güzel cevap 'Denizlerde alkol denetimleri yapılmaya başlandı' haberiyle geldi. Bu süreçte, bir denizciden aldığım mesaj ise yapılan denetimlerin somut bir göstergesiydi. Mesajında, "İnanamayacaksın ama dün beni alargada çevirdiler ve alkol testi yaptılar" ifadelerine yer veren denizci, denetimlerin başlamasının olumlu bir gelişme olduğunu söyledi.



Bu denetimler, denizlerde güvenliği artırmak ve kazaların önüne geçmek adına atılan önemli bir adım. Denetimlerin başlamasıyla birlikte, özellikle motoryatlar gibi büyük tekneler mercek altına alındı. Ancak küçük botların hâlâ yeterince denetlenmediği ve bu durumun 'kamikaze' olarak nitelendirilebilecek tehlikeli durumlara yol açtığı bir gerçek. Denizcilik otoritelerinin bu konuda da hızlıca aksiyon alması gerektiğini düşünüyorum. Denizlerde güvenliği sağlamak, sadece aynı zamanda deniz turizmi ve ekonomi açısından da kritik bir öneme sahip. Bu süreçte emeği geçen tüm yetkililere ve destek veren herkese teşekkür ediyorum.





SUSUZLUĞA KARŞI ÖNLEM ALINMALI
Barajlardaki su oranı yüzde 17'lere kadar düştü. Bodrum'da normal koşullarda bir ayda harcanan su miktarı, 9 günlük Kurban Bayramı tatilinde tüketildi. Herkes bir çözüm arıyor ama yaz sonu susuz günler kapıda... Gelin görün ki bu duruma rağmen bazı zengin ve umursamaz kesim, sırf çimlerini sulamak için kuyu açtırıyor. Peki iklim krizine karşı geleneksel yöntemlerle mi mücadele edeceğiz, yoksa alternatif su kaynaklarını mı keşfedeceğiz? Yağmur suyu hasadı, atık su kullanımı gibi seçenekleri konuşmamızın zamanı geldi de geçiyor bile. Amerika'nın California eyaletinde, çim sulaması yasaklandı, duş süreleri 4 dakika ile sınırlandırıldı. Fransa'nın bazı bölgelerinde yüzme havuzu satışı yasaklandı. Ayrıca mevcut yüzme havuzlarının doldurulması, araç yıkama ve bahçe sulama da yasak. Bodrum'da da böyle uygulamalar yapılsa keşke. Yoksa duşumuzu deniz suyuyla almak zorunda kalacağız.