Art Basel, bu yıl bir kez daha dünyanın farklı ülkelerinden galerileri, koleksiyonerleri ve sanatçıları bir araya getirdi. Manşetler 'Art Basel piyasa korkusuyla açıldı' şeklinde olsa da satış rakamları aslında korkunun yersiz olduğunu gösterdi. Fuarın direktörü Marc Spiegler, "Piyasa kesinlikle gergin, ancak koleksiyoncular hala sanat satın almak istiyor" dedi. Örneğin bu yıl Amerikan ressam Mark Rothko'nun bir eseri 40 milyon dolardan fazla bir fiyata satıldı. Alman ressam Gerhard Richter'in bir eseri de 25 milyon dolardan fazla bir fiyata satıldı.
Piyasa zayıflasa da, Art Basel sanat dünyasının en önemli fuarlarından biri olmaya devam ediyor. Fuar, dünyanın her yerinden galerilere, satıcılara ve koleksiyonculara ev sahipliği yapıyor ve sanat dünyasının son trendlerini görmek için ideal bir yer. Bu yıl fuarda en çok hangi eserler konuşuldu ve satıldı diye sorduğumda, şu cevabı aldım: "Pek çok koleksiyoner satın almaya istekli olsa da birçoğu satın aldıkları şeyleri daha dikkatli tartıyor." Öte yandan sanat danışmanı Amanda Schmitt, yeni ortaya çıkan sanatçılardan ziyade tarihi çalışmalara veya kariyerlerinde olgun bir aşamada olan sanatçıları keşfetmeye daha fazla güvendiğini söyledi. Koleksiyonerler, piyasada sağlam bir yere sahip olan ama aynı zamanda büyüme alanı olan sanatçıların eserlerini istiyor gibi görünüyor. Zürih sanat danışmanı Grace Rong Li, "Krizli dönemler satın alma için harika fırsatlar sunuyor. Müşteriler için en aktif satın alma dönemlerinden biri, sanat piyasasının 2008 sonbaharından 2009 sonuna kadar gerilediği dönemdi.
Bu dönem, müşteriler için en iyi kalitedeki sanat eserlerini en iyi fiyatlarla elde edebildikleri bir dönemdi" dedi. David Zwirner, Joan Mitchell'in iki parçalı Ayçiçekleri'nin (1990–91) öğle yemeğinden önce satıldığını söyledi, bu da anlaşmanın kapılar açılmadan önce kesin olduğunu gösteriyor. 20 milyon dolarlık fiyat etiketi onu fuarın en pahalı eserlerinden biri yapıyor. Mitchell'in son serilerinden birindeki tablo; John Cheim'in kasım ayında 28 milyon dolara sattığı ve müzayede rekoru kıran tabloya benziyor. Goodman Gallery'nin kıdemli yöneticisi Jo Stella-Sawicka, "Şu anda piyasada pek çok kötümser görüş var. Ancak bu çalışmalar kalitesine uygun şekilde fiyatlandırılırsa satılır" dedi.
RUSSELL CROWE'SUZ GLADYATÖR
Usta yönetmen Ridley Scott, beş dalda Oscar kazanan ve başrol oyuncusu Russell Crowe'a En İyi Erkek Oyuncu Oscar'ını kazandıran ünlü 'Gladyatör' filmini 23 yıl sonra yeniden çekiyor. İlk filmde Maximus karakterine hayat veren Avusturyalı oyuncu Crowe, Gladyatör'ün ikinci filminde yok. Scott'un filmle ilgili de bir sitemi var:
"Başka bir tane daha yapacakları gerçeğinden biraz rahatsız oldum çünkü ben filmde öldüm ve ne yapacakları konusunda hiçbir söz hakkım yok. Ama bazı şeyler duydum ve kendime 'Hayır, hayır, hayır, bu film o karakterin yolculuğuyla alakalı değil' dedim. Ama yeni film hakkında hiçbir şey söyleyemem, benim haddime değil." Gerçekten Russell Crowe olmadan Gladyatör nasıl olacak bekleyip görelim...