Bir eser düşünün ki, insanlığın kendi kırgınlıklarıyla barışmasına odaklanırken kırılganlığı bir zayıflık ve zaaf olarak değil tam tersine bir güç olarak ele alıyor. Bu yıl beşincisi düzenlenen ve Türkiye'nin ilk uluslararası çok-disiplinli (multi-disipliner) destinasyon festivali olan Cappadox'daki Hale Tenger'in eserinden başkası değil bahsettiğim.
Değişen Gökler sergisi kapsamında Güvercinlik Vadisinde yine doğayla çevrili ortamda sergilenen çalışmada sanki kayalar, ağaçlar ve hayvanlar hep bir ağızdan şu soruyu soruyorlar: Yapmadan olabilir misin? Tenger'in ses yerleştirmesi, kayaların sizinle konuştuğu hissini uyandırıyor. Varoluşsal sorular üzerine derin düşüncelere dalma alanı sağlıyor. Festivalin en güzel yanlarından biri eserleri harita üzerinde işaretleyerek keşfe çıkmaktı. Tenger'in eserinden sonraki durağım Nermin Er'in Dinle serisi eserinin bulunduğu tepe oldu. Eser sesin evrende kaybolmadığı bilgisinden yola çıkarak, sessizliğin sesini Kapadokya'nın vadilerinde yüzyıllardır yankılanan kayaların, çalıların, suyun, kuşların, sesini daha iyi dinlememizi sağladı. Ayşe Erkmen'in Üç Göz eseri de festivalin en dikkat çeken işlerinden biriydi. Uçhisar kalesinin tepesinde konuşlanan eseri görmek için epey bir yol yürüseniz de görünce değdiğine mutlu oluyorsunuz.
KEŞKE GERÇEK OLSA
Mardin'de doğan Halil Altındere son zamanlarda en konuşulan sanatçılardan biri. Altındere 1990'ların sonlarından bu yana sanat dünyasında kendine has, sarkastik diliyle dikkat çekiyor. Yerleştirme, heykel, video, fotoğraf, tuval ve neonlardan oluşan eserleriyle, toplumsal meseleleri mizahi ve eleştirel bir bakış açısıyla ele alıyor.
Son yıllarda Star Wars'un bilim kurgu evrenini Osmanlı murakka ve minyatür gelenekleriyle harmanladığı eserleriyle sanatı bir üst seviyeye taşıdı. Altındere'nin bu yeni seçkisi, izleyicileri alışılmışın dışında bir sanat deneyimine davet etti. Sergi, Mardin'de 10 Haziran 2024'e kadar açık kalacak ve sanatseverlere, geçmişten bugüne uzanan geniş bir yelpazede eserleri inceleme fırsatı sunacak.
Kapadokya'da ise Star Wars evrenini anlatan başka bir işi bulunuyor. Bu iş, Altındere'nin hayal gücünün sınırlarını zorladığını ve izleyicilere eşsiz bir bilim kurgu deneyimi sunduğunu gösteriyor. Kapadokya'nın mistik atmosferiyle birleşen bu eser, izleyicileri adeta başka bir galaksiye götürüyor. Altındere'nin Kapadokya'daki işi, sadece Star Wars hayranlarını değil, aynı zamanda geleneksel sanat formlarını modern bilim kurgu temalarıyla harmanlayan yenilikçi yaklaşımları takdir eden herkesi etkiledi.. Bu eser, gerçeklik ve hayal gücünün sınırlarını zorlayarak, izleyicilere "Gerçek olsa keşke" dedirten bir sanat deneyimi sundu diyebilirim.
SANAT DÜNYASINDA HACKLENME KORKUSU
Geçtiğimiz haftalarda geç bir saatte, bir grup siber şantajcı olan RansomHub, Christie's müzayede evini hacklediğini duyurdu. Bu olay, New York Müzayede Haftası'nın tam ortasında, sanat dünyasını derinden sarstı. Christie's CEO'su Guillaume Cerutti, bu ayın başlarında yaşanan olayı "teknoloji güvenliği olayı" olarak nitelendirerek üstü kapalı bir açıklama yapmıştı.
Şirketin web sitesinin kapatılmasına neden olan bu olay, müzayede evinin prestijini ve güvenilirliğini sorgulanır hale getirdi. Mayıs ayındaki önemli açık artırmalar boyunca müşterilerin şahsen, telefonla veya geçici bir site aracılığıyla teklif vermek zorunda kalması, Christie's'in dijital varlıklarını ne kadar koruyabildiği konusunda ciddi endişelere yol açtı.
Neyse ki Christie's açısından bu olay satışları ciddi şekilde etkilemedi; müzayedeler planlandığı gibi devam etti ve satışların toplamı 640 milyon doları aştı. Christie's hack olayı, sadece bir müzayede evi için değil, tüm sanat dünyası için bir uyarı. Sanat dünyasının dijital dönüşümü hızla devam ederken, bu tür tehditlerin de artması kaçınılmazdır. Ancak, gerekli önlemler alındığında, bu tehditler minimize edilebilir ve sanat dünyası dijital çağın getirdiği fırsatlardan tam anlamıyla faydalanabilir.