Geçtiğimiz günlerde Ömer Karahan'ın gazetemizdeki haberinden sanatçıların yılbaşı gecesi alacakları sahne ücretlerini öğrendim. Rakamları görünce aklımda binbir soru belirdi, bu sanatçılar gerçekten bu rakamları alıyorlarsa o zaman bu senenin vergi rekortmeni listelerinde kendilerini göreceğimiz bir gerçek. Göremiyorsak aklımıza ilk olarak bu rakamların rekabet ortamı için abartıldığı geliyor. Bir diğer iddia da sanatçıların elden aldıkları paralar. Bir sektör büyüğüm, bu çantayla para alma olayının bazı sanatçılarda normal para çantasından bavula evrildiğinden bahsetti. Düşünsenize konser bitti, bir bavul dolusu parayla ayrılıyorsunuz mekandan!
Gerçekten filmlerde izlesek 'Ne kadar da abartı' deriz ama böyle konuşulduğuna göre gerçeklik payını da düşünmeden edemiyorum. 'Sanatçıların yılbaşı konserlerinden alacakları ücretler dudak uçuklattı' haberini okumadığımız bir yeni yıl daha geçmiyor ama şaibelerle. Bu ödenen rakamların vergileri bir araştırılsın derim ben, bakalım kim elden alıyor ödemesini ya da kim en çok vergisini ödüyor, denetlensin. Biz de soru işaretlerinden kurtulalım. Sonrasında haberlerdeki milyonlar banka hesaplarına yatıp vergiler ödenmiş mi, hep birlikte görüp rekortmenlerini örnek davranışlarıyla tebrik edelim. Gelir İdaresi Başkanlığı'ndan 2022 yılında en fazla vergi ödeyen isimleri açıklamasını merakla bekliyoruz.
GÜLMEYEN İNSANLA ÇALIŞMAMA TERCİHİ
Sosyal medyada karşıma duygularıma tercüman olmuş, yıllarca anlatmaya çalıştığım bir meseleyi ünlü bir iş insanının açıklamalarında okuyorum. Büyük mutluluk çünkü ben bunu çok söyledim ve 'Ne diyorsun ya!' diye karşılandım. Bülent Eczacıbaşı söylemiş, öyle güzel söylemiş ki, çerçeveletip tüm iş dünyasına göndermek geldi içimden. Eczacıbaşı, "Asık suratla çalışma ortamını bozmaya kimsenin hakkı yok. Gülmeyen insanlarla çalışmak istemiyorum. İşverenlerin de çalışanlar için en huzurlu ortamı sağlaması gerekir" diyor. Enerjiniz ne kadar yüksek olursa olsun girdiğiniz ortamda o alanın ortalama enerjisini hissediyorsunuz. Düşük enerjili çalışma ortamına girdiğiniz zaman, ortalamadan aşağı çekiliyorsunuz. Gülmeyen insanlarla çalışmak öyle büyük bir psikolojik savaş ki, bilinçaltına işler o maruz kaldığımız mutsuz suratlar! Bir konu vardır asla anlatmak istemezsiniz. Bilirsiniz vereceği tepki negatiftir. Alkışlamayı bilmez, hayattan zevk almayı bir öğrense, küçük şeylerden mutlu omayı denese, her şeyden öte şükretmeyi öğrense inanın daha çok yüzü gülenlerle çalışırız. Hayatı yaşamayı bilmek bir sanattır, bunu bilmeyen de sadece işte değil hayatın her alanında asık suratla gezmeye devam edecektir. Eczacıbaşı'nın gülmeyen insanla çalışmama tercihi müthiş bir karar değil de ne?
TABLOYA ZARAR VERENLERE HAPİS CEZASI
Beklenen oldu, iklim aktivistlerinin sanata zarar vererek aslında anlamlı mesajlarını yok ettikleri gerçeği yetkili merciler tarafından da onaylandı. Aktivistler hapis cezası aldı. Eylülde Londra'daki bir müzede Vincent Van Gogh tablosunun çerçevesine zarar veren iki çevre aktivistinden bahsediyorum. 'Çiçek Açan Şeftali' tablosunun 18. yüzyıldan kalma çerçevesine kendilerini yapıştırmışlardı.
Savcı Francesca Cociani, "Geride büyük miktarda yapıştırıcı kalmış ve çerçevenin yaldızlarına sızmış solvent alanları vardı. Çerçevenin bazı kısımları düşmüştü" dedi. 2 bin 426 dolar'lık hasara neden olduğu için Brocklebank'a 21 gün hapis cezası verildi, 6 ay ertelendi ve 6 hafta sokağa çıkma yasağı verildi. Dilerim bu cezalar caydırıcı olur ve daha fazla sanat eseri zarar görmez.