İstanbul'daki kira artışı devam ederse korkarım seneye herkes memleketine ailesinin yanına dönerek organik tarıma başlamış hale gelecek. Öğrenci semti denilen yerlerde kiralar 15 bini aşmış durumda; öğrenci evi 15 bin olur mu hiç! Ev sahipleri yetmedi kiracılar da fırsatçılık yapmaya başladı. Düşük fiyattan kiraladıkları evi öğrenci ve turistlere pahalıya veriyorlar. Diğer yandan İstanbul'da ev sahibiyle kiracısının zam konusundaki anlaşmazlığı balyozlu saldırıya dönüşüyor. Bir kiracı ev sahibini dövüyor, diğeri öldürüyor. Şimdi de kiralardan mağdur tiyatrocular var.
Geçtiğimiz yıllarda oyun sayısı 100'ü aşmıştı, bu yıl az oyun sahneleniyor. Nedeni nedir diye araştırdığımda kiralar yüzünden olduğunu öğrendim. Ev kiralarındaki artış, tiyatro salon kiralarına da yansımış. İstanbul'da kiralanan bir tiyatro sahnesinin kirayı çıkarması için bilet fiyatı 100 TL olsa diyorum, yine kurtarmıyor diyorlar. Özetle içinden çıkılmaz üzücü bir hadise. Tiyatro kurucuları oyunu kiralayabildikleri salon kadar sergileyebiliyor. Keşke özel tiyatrolara para ödemedikleri boş salonlardan bazıları açılsa, hem salon boş kalmayacak hem tiyatrosuz kalmayacağız. Tiyatro oyuncusunun oyunundan öte kirayı düşünmesi gerçekten üzücü.
Tiyatrocu Burak Sergen de 10 bin lira ödenen tiyatro kiralarının 100 bin liraya ulaştığını, bilet fiyatlarının zorunlu olarak arttığını söyledi. Sergen, "70 liraya sattığımız bilet fiyatları 120-150 bandına çekildi ama yine maliyetler karşılanmıyor" dedi.
ENDİŞELİLER ADELE, KENDİNE GÜVENENLER BEATLES DİNLİYOR
Yine ilginç bir araştırmanın bilimselliğini sorguladığım bir gün. Kanadalı araştırmacılar, müziğin insanların ilişki durumlarında oynadığı rolü incelemişler. Sonuç şu; insanların dinlediği şarkıların sözleri, bu kişilerin bir ilişki hakkında ne düşündüğünü gösteriyor. İnsanlar bağlanma tarzı açısından 4 gruba ayrıldı. Reddedilmekten korkan ve ilişkilerinde güvence arayan 'endişeli', samimi olmaktan rahatsızlık duyan 'çekingen', iyimser bakış açısına sahip 'kendine güvenli' ve kafa karıştırıcı beklentilere sahip 'karma' bağlanma tarzlarına sahip.
Araştırmaya katılan 570 katılımcıdan favori parçalarını söylemeleri isteniyor ve katılımcıların, bir ilişkiye bağlanma tarzları ve kişilik özellikleri de belirleniyor. Yaklaşık 7 bin şarkı, söz konusu 4 gruba göre ayrılıyor. Katılımcıların seçtiği şarkıların sözleri incelenerek bağlanma tarzlarına göre analiz edilmiş. Bulgular, 'endişeli' gruptaki bireylerin Adele'in ünlü parçası 'Someone Like You' gibi kaygılarla dolu sözlere sahip şarkıları tercih ettiğini gösteriyor. Kendine güvenen kişilerin, The Beatles'ın 'Love Me Do'su gibi şarkıları dinlediği belirlenmiş. Özetle insanların en sevdiği şarkıların sözlerinin, onların düşüncelerini ve duygularını yansıtabileceğini savunan Psikolog Alaei, "Bunlar aynı zamanda ilişkilerdeki deneyimlerinizle ilgili fark etmemiş olabileceğiniz şeyleri de ortaya çıkarabilir" diyor. Benim ise hem araştırmanın bilimselliğinden hem de çıkan sonuçtan kafam karışık. Zaten en başından dinlediğim şarkıya göre değerlendirilmem, ilişkimin analizi vs fikri uzak geliyor. Tabii siz sevdiyseniz araştırmayı insanların dinledikleri şarkılara dikkat edin derim, belki de aradığınız, farkındalık yaşamanıza sebep olacak araştırma makalesi budur, kim bilir.
BİR İNTİHAL İDDİASI DAHA
Sinema ve dizi dünyasında bitmeyen bir intihal durumu var. En son 'Dark' dizisinin yapımcılarının yeni projesi '1899'un yayınlanması ve popüler olmasının ardından yapımcılara intihal suçlaması geldi. Brezilyalı çizgi roman yazarı Mary Cagnin, dizinin 2016'da yayınladığı Black Silence'la benzerliklerini öne sürdü. Brezilyalı yazar, "Şoktayım. 1899 dizisi, 2016'da yayımladığım Black Silence çizgi romanıyla birebir aynı. Hepsi burada. Siyah piramit. Gemide ölümler. Farklı ırklardan oluşan mürettebat. Görünürde tuhaf ve açıklanamayan şeyler. Gözlerdeki semboller" dedi.
Çıkın işin içinden çıkabilirseniz, ne intihal biter ne de davaları....