3,5 metre uzunluğunda dev bir kukla, mülteci çocuklar için tüm dünyayı geziyor. Gaziantep'ten 27 Temmuz'da yola çıkan 'Küçük Amal', göçmen çocukların, aileleriyle ya da aileleri olmadan Avrupa'ya uzanan yolculuklarındaki zorlukları gündeme taşımayı amaçlıyor. Türkiye'den çıkışını yakalayamadığım için üzülürken New York sokaklarında Amal'ın macerasına dahil oldum.
New York'taki Kennedy Uluslararası Havalimanı'nda Metropolitan Opera Orkestrası ve çocuk korosunun söylediği şarkılarla karşılanan kukla, Birleşmiş Milletler binasını ziyaret etti. Mülteci konularını işleyen İngiltere merkezli Good Chance Tiyatrosu öncülüğünde, Türkiye ve dünyadan birçok sanatçı, kurum ve kuruluşun desteklediği 'Yürüyüş (The Walk) Projesi' kapsamında hazırlanan kukla, annesini bulmak üzere yola çıkan bir kız çocuğunun hikayesini konu alıyor. Dünya çapındaki mültecilerin sayısı 280 milyon civarına ulaşmış, bunun yüzde 42'sini de çocuklar oluşturuyor. Yani çocuklar, göçmenlik durumundan en çok etkilenenler.
Küçük Amal'ın 'Yürüyüş'ü özellikle çocukların yaşadığı bu krize insani bir bakış açısı sunuyor. 'Amal'ın hikayesi neden bu kadar etkileyici?' derseniz; bu, yiyecek bulmaya giden ve bir daha geri dönmeyen annesini arayan Küçük Amal'ın dünya yolculuğu. Amal'ın yürüyüşü çok önemli çünkü birçok mülteci çocuğun eğitime erişim hakkının da savunuculuğunu yapıyor.
Yürüyüş'ün sanat direktörlüğünü üstlenen Amir Nizar Zuabi, Türkiye'nin projedeki önemini şöyle anlatıyor: "Türkiye'nin mülteci krizinde üstlendiği büyük rol nedeniyle hikayenin burada başlamasını istedik. Türkiye'nin kültürel yapısında köklü bir misafirperverlik geleneği mevcut. Projede, sanatsal iş birliğinin, hem insani hem de kültürel seviyelerde uzun dönemli bir dostluğa dönüşeceği inancını taşıyoruz."
BİZİ UNUTMAYIN
Amal'ın yürüyüşüne bir nevi mültecileri destekleyen, gezici sanat ve umut festivali de denilebilir. Amal'ı gören umut buluyor çünkü... Amal bazen sinirleniyor, bazen çok eğleniyor, Times Meydanı'nda dans ediyor, çocuklara sarılıyor, şarkı söylüyor, koşuyor, bazen de ağlıyor. Yerlerinden edilmiş, çoğu ailesinden ayrı düşmüş tüm çocukları temsil eden Küçük Amal, 8 bin km'yi aşan yolculuğu boyunca şu acil mesajı vurgulayacak: "Bizi unutmayın." Amal'ın yürüyüşü olağanüstü bir sanatsal tepki; unutulan insanlığın yeni hikayesi, yeni umudu... Unutmayın mülteci olmak bir seçim değildir o yüzden Amal'ı takip edip, destekleyin, kim bilir belki sizin de bir yolculuğunuza farklı bir ülkede yürüyüşüyle eşlik edebilir.
NEW YORK'TA 'ATIKTAN SANATA' SERGİSİ
21. yüzyılda tüketim çağına inat geri dönüştürülen, farkındalık oluşturan sanat eserlerini görmek geleceğe dair umut veriyor. Atık malzemeleri geri dönüşümle şahane sanat eserlerine çeviren sanatçı Deniz Sağdıç bu kez de New York'ta sanat, çevre ve doğa bilinci ile estetiğin uyumlu bir şekilde sanata dönüşmesini Türk Evi'nde sergiledi. Deniz Sağdıç'ı ilk olarak tekstil atıklarından aldığı materyalleri geri dönüşüm ve ileri dönüşüm teknikleri kullanarak sürdürülebilir bir şekilde yarattığı eserleriyle tanımıştım.
"Artık çevreye ne kadar az zarar verebilirim?", "Karbon ayak izimi nasıl küçültebilirim?" diye düşünen pek fazla insan yokken onu bunu merkezine alarak ürettiği eserleri dünyanın bir ucunda görmek hayranlık uyandırıcı. Sürdürülebilir sanatın en iyi örneklerini Sağdıç'ın eserlerinde görebilirsiniz. Tablolarda pil, ilaç, plastik, tekstil, şişe kapakları ve elektronik eşya gibi çok farklı atıklar sanat eserine dönüşmüş durumda. Öyle çarpıcı ki, sağdıç, insanın tükettiği gündelik ürünler başta olmak üzere mümkün olan her atığı çalışmalarında malzeme olarak kullanıyor. Bir başkasının vazgeçtiği, attığı dünyadan bambaşka bir hayat yeniden doğuyor. İşte 'Atıktan Sanata' sergisinde yeniden doğan güzel dünyayı görüyorsunuz.