Sizin de hiç "Canım bir şey yapmak istiyor ama ne olduğunu bilmiyorum?" diye düşündüğünüz zamanlar oluyor mu? Benim bir süredir ruh halim tam olarak böyle, ne tesadüf ki en yakın arkadaşım Ekin Türkmen de aynı sendromdan muzdarip. Tuhaf bir huzursuzluk hissi, bir yandan tatsızlık, durgunluk, isteksizlik, odaklanma ve motivasyon eksikliği... Ekin'den bir gece yarısı gelen Klinik Psikolog Beyhan Budak videosuyla aydınlandım. Meğer çok yeni popüler olan bir sendroma yakalanmışız, adı languishing.
Depresyon desen değil, herhangi bir psikolojik rahatsızlık değil, en temelde bıkkınlık, hevessizlik, heyecanın bitmesi... "Tam olarak bu belirtilere sahipseniz, sendromunuz 'Languishing', hayırlı olsun" diyor Budak videoda. 'Mental sağlığın yokluğu durumu' olarak da bilinen languishing, 2007 tarihli bir makalede şöyle tanımlanmış: "Bireylerin yaşama karşı hissettikleri olumlu tutumların eksikliği, potansiyellerini ortaya koyamamaları ve ilham verici kaynakların ya da amaçların eksik olması."
Test yapıyor videoda Budak. Ne mutlusun ne mutsuz, eskiden çok keyif aldığın şeyleri yapmakta çekimsersin, içinde bir sıkıntı var, odaklanamıyorsun, yabancılaşma hissi yaşıyor, hayata karşı heyecansız hissediyorsun. İçin durgun bir göl gibi... Bunların hepsine evet yanıtını veriyorsanız, yeni sendromunuz hayırlı olsun. Budak'ın durumlara pozitif taraflarından bakma huyunu seviyorum. "Bu sendroma yakalandıysanız bu bir mesaj aslında. Hayatında bir şeyleri sorgula, bu hayatı yeniden inşa etmek için yeni yola bak" diyor.
KÜÇÜK HEDEFLER KOYUN
Languishing, tükenmişlik sendromuyla karıştırılmamalı, bu daha çok, huzursuzluk veren boşluk hissi sendromu. Psikolog Adam Grant, The New York Times'ta yayınlanan makalesinde bu sendromun içinde bulunduğumuz yılın baskın duygusu olduğunu söylüyor. "Tükenmişlik değil, hâlâ enerjiniz var sadece biraz neşesiz ve amaçsız hissetme durumu. Akış, çürümeye karşı panzehir olabilir. Akış, anlamlı bir meydan okumada veya anlık bir bağda, zaman, yer ve benlik duygunuzun eriyip gittiği, anlaşılması zor bir özümseme halidir. Akışı bile kaybetmiş olabilirsiniz ama küçük hedefler koyarak başlayın işe."
Budak ise "İnsan psikolojisi belirsizlikle dengesini kaybediyor" diyor videoda. Ne kadar doğru değil mi? Gerçekten de netliği olmayan her şey insanın dengesini bozar, altüst eder.
DUYGULARIMLA OYNAMA
Bir sergi düşünün, her eserde ayrı anlamlı bir mesaj, varoluşsal sorgulama var. Türkçede duygularımla oynama' anlamına gelen 'Don't Play with My Emotions' sergisi, Esra Gülmen'in insan psikolojisinden ve problemlerden esinlenmesinin kanıtı niteliğinde. Dolapdere'de bir galeride yer alan sergi, insanların etrafına bıraktığı işaretler olan imgeler üzerinden sorular soruyor. Bir kavramı veya duyguyu inceleyerek sorularına başlayan sanatçı, bu kavramla 'oynayarak' ve onu anlamaya çalışarak eserlerini yaratıyor. En sevdiğim eseri olan, bir baterinin üzerine yazılmış 'Duygularımla Oynama'yı sergi açılışında Ferit Odman'ın performansıyla hem sesli hem hareketli görmüş olduk. Sanatçının gelenekselin dışında farklı mecra ve tekniklerden de yararlandığı sergi, Gülmen'in kendi duygularıyla 'oynadığı' ve ziyaretçiye de oyun alanı sunduğu bir mekan yaratıyor. Gülmen gündelik hayata ait objeleri ve müzik enstrümanlarını da tuval yüzeyi gibi değerlendiriyor. Sanatçı, ziyaretçileri duyguları, alışkanlıkları, sevme ve sevilme biçimleri üzerine düşünmeye davet ediyor.