Şimdi bir halk otobüsüne bindiğinizi ve kendinizi bir tiyatro oyunun tam merkezinde bulduğunuzu hayal edin. Bitmedi oyunculardan biri de sizsiniz. Sıra dışı ve bir o kadar muhteşem bir fikirle hayata geçmiş bir tiyatro oyunundan bahsediyorum. Burcu Halaçoğlu tarafından yazılıp yönetilen 'Çok Uzak Çok' tiyatroseverlere unutulmaz bir deneyim yaşatıyor.
FARKLI BİR MACERA
Halk otobüsü sahnesinde gerçekleşen performanslar; Buğra Can Şahin, Cansu Başlılar, Erkan Akbulut ve Burcu Halaçoğlu'a ait. Oyun, aynı otobüsün farklı noktalarında duran dört karakter üzerinden ilerliyor. Farklı kültürel ve ekonomik koşullara sahip olan insanlarla geçirdiğiniz 58 dakikalık otobüs macerasında, bir hırsızlık şüphesi sonucunda polisin olay yerine çağrılmasıyla yaşanan çatışmalara şahit oluyorsunuz. Oyun seyirciye birçok mesaj verirken sorular da soruyor. Bu sıra dışı deneyime nasıl dahil olurum derseniz, bilet aldıktan sonra otobüs kalkış saatinde gerekli durakta bulunmanız yeterli. Eğer otobüs kaçarsa oyun da kaçıyor. Girişte kullanılan bilet ise bu projeye özel tasarlanmış bir toplu taşıma kartı. Kartınızı akbil cihazına okutup, istediğiniz yere oturup yolculuğa başlayabiliyorsunuz. Otobüs kalktıktan sonra oyunun akışına seyirciler de dahil ediliyor, yani sahnenin bir oyuncusu da siz oluyorsunuz. Bu fantastik deneyim kimin aklına geldiyse kendisine bin kez teşekkür ederim. Tiyatro dünyasının bu deneyime kesinlikle ihtiyacı varmış. Seyirciye daha otobüse binmeden otobüs içinde hareket edebileceği, yer değiştirebileceği söyleniyor.
Seyirci isterse oyuna dahil olarak sorulara yanıt veriyor, isterse sadece izliyor. Tercih sizin ama oyunun bir parçası olmak her zaman unutulmazdır. "Bu şehirde her gün yolda, sokakta, otobüste karşılaşan insanlar… Birbirine dokunan ya da çarpışan hayatlar… Ne kadar değiyoruz birbirimize ya da ne kadar mesafeliyiz? Tüm bu insanlara yakın mıyız, uzak mı? Peki ya yanımızdakilere?" Bu sözler oyunun tanıtımından. En yakın zamanda Kadıköy'ün arka sokaklarına doğru ilerleyen halk otobüsünde oyunu izlemeniz dileğiyle...
BİR SERGİ ÖNERİSİ: KERR
"Her şey tekrar ediyor. Dün tekrar ediyor, uçuş rotaları tekrar ediyor…Şapkalar, köpekler, boşlukta asılı eller, adreslerine ulaşmayan mektuplar tekrar ediyor. Fesler, saklı yüzler, menzilsiz kuşlar, arzular, İstanbul, gece görüş dürbünleri, yanlış anlamalar tekrar ediyor. Savaş tekrar ediyor…" Bu sözler sanatına hayran olduğum Tayfun Pirselimoğlu'nun yeni sergisi, yeni filmine dair birçok mesaj içeriyor. Çok yönlü sanatçı Pirselimoğlu'nun aynı isimli romanı ve 22 Nisan'da vizyona girecek uzun metrajlı filminin ardından şimdi de kişisel sergisi Kerr, sanatseverlerle buluştu. Mükerrer, tekrar, tekerrür kelimelerinin kökü olan Kerr, dönüp tekrar başlamak anlamına da geliyor.
Pirselimoğlu'nun bu döngüyü anlattığı filmi Kerr, geçtiğimiz sene 58. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde En İyi Yönetmen, En İyi Müzik ve ayrıca Film-Yön En İyi Yönetmen ödüllerini kazanmıştı.
Bu sene ise 41. İstanbul Film Festivali kapsamında Ulusal Yarışma bölümünde İstanbul prömiyerini yaptıktan sonra 22 Nisan'da vizyona girecek.
Sergideki bol hikâyeli, çarpıcı eserleri, 14 Mayıs'a kadar pazarpazartesi günleri hariç her gün görebilirsiniz.
ALKIŞLAR İKSV'YE
İKSV, şiddet faili olması sebebiyle bir yönetmenin filmini yarışmadan çıkardı. Bravo işte en güzel, en hızlı tepki böyle olur. İKSV ve İstanbul Film Festivali, 'Yeni Bir Dünya Doğuyor' belgeselinin yönetmeni Serhat Yüksekbağ'ın bir şiddet olayının faili olması sebebiyle Ulusal Belgesel Yarışması'ndan çıkardığını duyurdu.
Yapılan açıklamada, "Hayatın her alanında kadına yönelik şiddetin ve failin karşısında, maruz kalanın yanında olduğumuzu bir kez daha hatırlatarak, filmi Ulusal Belgesel Yarışması'ndan ve programımızdan çıkardığımızı bildirmek isteriz. Biletlerin iadesi başvurular aracılığıyla yapılacaktır" denildi.