Uyumayan şehir New York'ta, şehrin pazarlama dehalarının, insanların rahatça, konforlu bir şekilde reklam izleyebilmesi için oluşturdukları Times Square'da artık Türk sanatçılarımızı da görebiliyoruz. Sanatçıların bu meydanda albüm kapaklarının çıkması ülkemizde büyük bir haber olarak karşılanıyor. Ancak durum New York'ta hiç de o haberlerde yansıtıldığı gibi başarı ya da gurur tablosu değil.
Buradaki tablo reklam ücretlerinden oluşuyor, istediğiniz ekranı seçiyorsunuz, reklam bedelini ödüyorsunuz ve sizi belirlenen dakikada o ekranda tutuyorlar. Gerçek bu ise sanatçıların Times Meydanı'nda kendimi gördüğümde şöyle hissettim böyle hissettim açıklamaları ne kadar samimi tartışılır.
Burası dünyanın en ünlü meydanlarından biri ve her ekranın elbette belli bir ücreti var, peki parayla oluşturulan bu fırsat için neden tebrikler havada uçuşuyor dersiniz? Çünkü kimse ödenen paraları konuşmuyor da ondan.
Öncelikle büyük bir başarı algısı oluşturuluyor sonra aynı kişiler dergi kapakları da satın alıp dergiye kapak oldum diye çıkabiliyorlar.
Wall Street Journal'e göre New York Times meydanını aydınlatan o gösterişli, dijital veya neon reklam panolarından birini satın almak istiyorsanız, yılda 1,1 milyon ile 4 milyon dolar arasında bir rakam ödemeniz gerekiyor.
İNSANLARI KANDIRMAYIN
Times Meydanı, gece gündüz reklam görselleriyle dolup taşan büyük markalar için bir merkez üssü. Ortalama bir yılda 100 milyondan fazla insan Time Square'den geçiyor. Özetle buraya reklam vermek çok ama çok avantajlı parası olan yerini alsın, biz de olmayan başarıyı değil kaç para ödendiğini konuşalım ki daha gerçekçi ve aydınlatıcı olsun. Zor olan birini kandırmak ya da birinin seni kandırması da değil. En zoru birinin insanları kandırmasını hiç bozmadan izlemek zorunda kalmak, hayat...
ERZİNCAN'DAN HAMPTONS'A UZANAN BİR BAŞARI ÖYKÜSÜ: ZACH
Kaybettiğiniz ilhamla sizi yeniden buluşturacak sıfırdan zirveye çıkan bir başarı hikayesiyle tanıştırmak istiyorum sizi. Böyle hikayelere hem saygı hem de büyük hayranlık duyuyorum. New York'ta tanıştığım Zach Erdem bu bahsettiğime en iyi örnek. Öyle bir başarı ki onunki Erzincan'dan Southampton'a uzanıyor.
200 dolarla gittiği Amerika'da, günlerce sokaklarda yatıyor, çalıştığı yerden kovuluyor, birçok kez başarısız oluyor ama yine de vazgeçmiyor. Çünkü Zach şimdi New York'ta birçok ünlü restoranın gece kulübünün ve otelin sahibi. Hollywood yıldızlarının milyon dolarlık yazlık evlerinin bulunduğu tek bölgeye sahip olan Southampton, yaz sezonunda ünlülerin akın ettiği bir yer. Zach burada çok ünlü çünkü Amerikan başkanı Joe Biden'dan tutun da Leonardo Dicaprio, Kendal Jenner, Beyonce, Jay-Z, Madonna, Nicole Kidman, Roman Abramoviç, Anne Hathaway, Angelina Jolie, Mickey Rourke, 50 Cent, Hugh Jackman, Justin Bieber gibi birçok ünlü isim mekanının müdavimi. Hatta Kim Kardashian, kardeşi Kourtney Kardashian ile birlikte yeni reality show çekimlerinin bir kısmını onun restoranında yapıyor
Zach Erdem Erzincan'da çobanlık yaparken bugün Amerika'da yakaladığı başarıyı "Ben sıfırdan değil eksiden başladım" diyerek anlatıyor. Nedir bu başarının sırrı? diye soruyorum. Zach Erdem, "Benim mekanlarımda kalite en başta özen gösterdiğim şey, sır bu. Herkes aynı şeyi yapıyor, aynı şeyi farklı sunmak mesele, ayrıca mutfakta her şeyin en iyisi olmak zorunda bu konuda çok hassasım" diyor. Zach'in en sevdiğim hikayesi New York'ta kovulduğu mekan Nello'yu yıllar sonra satın alması oluyor. Zach Erdem'in hikayesi yakında Discovery plus ve Hbo max'te 5 bölümlük show olarak izleyiciyle buluşacak.