Koronavirüs tüm dünyayı ele geçirdi, ölüm karşısında hepimiz eşitiz. Hayatımız, tüm dünya insanlarıyla beraber aynı kaygıları yaşayarak geçiyor. Hazırladığım dünyanın dört bir yanından karantina günlükleri serisi için farklı hikayeler dinlemeye devam ediyorum... Serisinin bugünkü konuğu Barcelona'da yaşayan başarılı ressam Melis Binay. Kendisine İspanya'da son durumun ne olduğunu sordum... Binay'ın izolasyon günlerini kendi kaleminden dinleyin... "Hayat bize sanki 'Bütün bahanelerinden sıyrıl ve tek umursadığın şey; kendi sağlığın, sevdiklerinin sağlığı ve bütünün sağlığı olmalı' diyor. Daha önceleri hayattan sıkıldığımızı, yorulduğumuzu o kadar çok söyledik ki, şimdi hayatın, bizden onu sevdiğimizi duymaya, bizim de sevgiyle paylaşmaya ihtiyacımız var. Barcelona'da resmi olarak OHAL'deki dördüncü haftamızdayız. Ben normal hayatımda da üretim süreçlerimde kendimi karantinaya alıyorum. O yüzden benim için çok garip bir durum değil bu kadar uzun süre evde olmak ama tabii ki gündemi, acıları olanları izlemek, camdan, terastan bakıp başka hayatları sorgulamak, dünyanın bir olma hali, bir düzenin kapanması ya da dondurulması, geleceğin sisli bir bulut gibi görünmesi benim için yaşanılabilecek en değişik ve en acı deneyimlerden biri... Anda kalmaya çalışıyorum, bunun içindeki hayırları görmeye çalışıyorum. Biz Covid-19'u İtalya'yla birlikte yakın merceğimize almıştık, takip ediyorduk ve gelen dalgayı hissederek önceden önlemlerimizi almıştık aslında. Yani resmi dışarı çıkma yasağı öncesi biz kendi karantinamızı yapmıştık. Normal şartlarda 10 gün önce solo sergimi açıyordum. Öte yandan 2018 yılında yaptığım We Need Space sergimde tam da bu günleri anlatmak istemiştim. Bazı kişiler anlattıklarımı çok ütopik bulmuştu. Oysa ki doğanın, çağrılarını görmezden gelişimize karşılık yine de çok kibar olduğunu düşünüyorum.
'EVDEN ASLA ÇIKMAYIN'
Türkiye birçok anlamda erken önlem aldı ama halkın bireysel olarak işin ciddiyetinin bilincine geç vardığını düşünüyorum. İnsanların kesinlikle evlerinden çıkmamaları gerçeğini kabul etmeleri gerekiyor. Bunun, birinin size koyduğu bir yasak olmadığını, kendimiz, sevdiklerimiz ve tanımadığımız birçok kişinin hayatı için olduğunu ve 'Bana bir şey olmaz' demememiz gerektiğini hatırlatmak isterim. Hayatın durması gerektiğinin önemle farkına varmalıyız. Türkiye'de halkın kendi imkanlarıyla sağlık çalışanlarına ekipman ve gereçler konusundaki yardımları yadsınamaz bir mutluluk, maalesef burada böyle şeyler olmuyor. Aynı zamanda ihtiyaç sahipleri için başlatılan yardım kampanyalarını uzaktan duygulanarak takip ediyoruz ve Türkiye'nin ne kadar güzel insanlarla donatıldığına şahit oluyoruz; büyük bir özlemle. Burada o anlamda bir yardımlaşmayı görmek pek mümkün değil"
'Buz pateni sahaları morga çevrildi'
Ülke genelinde vaka ve ölüm sayısının yüksek olduğu şehirlerde bazı buz pateni sahalarının morga, bazı büyük fuar alanları ve otellerin hastaneye çevrildiğini söyleyen Melis Binay, yazısına şöyle devam etti: "Hükümet; kurallara uymayanlar sebebiyle uygulamayı sert ve ciddi bir boyuta taşıdı. Polis kontrolünde olan sokaklara; market, eczane ve postane, bir de köpeği olanların tuvalet ihtiyacı dışında çıkmak yasak. Polisler sokaklarda kimlik kontrolü yapıyorlar. Her market, eczane önünde 1.5 metrelik aralarla bekleme çizgileri var. 65 yaş ve üzerini belirli saatlerde alışverişe alıyorlar. Kuralların ihlali durumunda 60 bin Euro'ya kadar ceza kesiyorlar."
'Balkon konserleri bize moral oluyor'
Barcelona'daki karantina hayatını anlatan ressam Melis Binay, bu süreçte mahallesindeki her gün gördüğü ama hiç dikkat etmediği, selam bile vermediği birçok insanı uzak mesafelerden tanıma şansı elde ettiğini yazdı. Herkesin hemen hemen aynı saatlerde uyanıp kendisini balkonuna ya da camının önüne attığını belirten Binay, yazısına şöyle devam etti: "Sabah kahvelerimizi hep birlikte göz göze selamlaşarak içiyoruz. Örneğin bizim tam karşımızdaki apartmanda Gürcistanlı bir müzik grubu yaşıyormuş. Her gün saat 19.00-20.30 arası, yağmur soğuk demeden balkonlarına çıkıp konser veriyorlar. Bu bize şahane bir moral oluyor. Bu aralıkta hepimiz danslar ediyoruz, birbirimize selam veriyoruz, şarkılara eşlik ediyoruz. Bazılarımızın doğum günü oluyor, bütün mahalle hep bir ağızdan kutlama şarkıları söylüyoruz. Tüm İspanya ve Barcelona'da saat 20.00'de tüm sağlık çalışanlarını alkışlıyoruz. Kalplerimiz ve dualarımız hepsiyle."