Bu yıl, yine Türkiye'de çalışan insanların kullanabileceği iki uzun tatil dönemi var. Oysa bu iki tatil, aslında bayram. İki önemli ve kendine özgü törenleri olan dini bayram. Uzun süredir yaşanılan yerden uzaklaşmak amaçlı kullanılan bayramlar. Çalışanların dinlenmeye hakları olduğunu biliyorum. Gerçi bu tatiller genellikle bir koşturmaca, uzun yolculuklar, adeta çalınan zamanlar olduğu için kaçırılacakmış gibi yaşanan yoğun eğlenceler nedeniyle pek de dinlenme olarak geçmemektedir. Oysa ben gerçek törenleriyle bayramları özledim. Sabah uyanıp, 2-3 gün her an misafir gelecek ya da biz gidecekmişiz gibi özenli giyinilmesini, kapıyı çalan mahallenin tanımadığınız çocuklarının şeker istemesini, bahşiş için kapıya gelen bekçiyi, davulcuyu, iş yoğunluğu nedeniyle uzun süredir görülemeyen tanıdıklarının bayram nedeniyle ziyaret edilmesini, böylece insanların özellikle büyük şehir karmaşası ve yüzyılın getirdiği telefon, mail gibi sanal haberleşme araçları nedeniyle unutmaya başladığı dostlukların yeniden hatırlanmasını, sarılıp-öpüşerek temas edilmesini özledim. Evde yapılan tatlıları, sunulan kahveleri, likörleri özledim. Artık eskisi kadar sık ziyaret edilmeyen yaşlıların çocuklarını, torunlarını, yeğenlerini gördükleri zaman oluşan gözlerindeki parıltıyı, yüzlerindeki gülümsemeyi özledim. Onlar ellerini öperken duydukları gururu hissetmeyi özledim. Bez mendillerin içinde ellerini öpenlere verdikleri bayram harçlıklarını özledim. Dört günlük bir bayram var önümüzde. Gelin bu sefer sadece bir bayram olsun, uzun bir 'bayram tatili' değil. Hiç olmazsa birkaç gününü özlediklerimizi yaparak geçirelim. Belki hem biz çocukluğumuzu bir yerlerden yakalarız hem de çocuklarımız bayram çocuğu olmayı öğrenirler. Ben çocuğumun bayramın anlamını öğrenmesini istiyorum. Bayramlık yeni giysi, yeni ayakkabı alınmasını zevkle beklemesini, bayram sabahının heyecanıyla ayakkabılarını başucuna koyarak uyumasını, alacağı bayram harçlıklarını hesaplamayı, harçlığın elden değil, zarif bir şekilde mendil arasında verilmesinin kibarlığını, sevdiklerini görmenin ve onlara sarılmanın zevkini, büyük eli öpmenin yaşa olduğu kadar, kendinden fazla yaşanan tecrübeye ve bilgiye saygı olduğunu, bilgisayarın oluşturduğu sanal dünyadan çıkıp, sadece bayram süresince de olsa gerçek dünyayı görmenin mutluluğunu yaşamasını ve öğrenmesini istiyorum. Kısaca ben tatilimi ayarlayabildiğim başka bir zamanda yapıp, çocuğuma bayramın anlamını öğretmek ve onunla paylaşmak istiyorum. Burada yaşayan ve tam zamanında buraya ziyarete gelen herkesin bayramları kutlu olsun.