Okuyucu mektuplarını asla atlamam. Her sabah, düzenli olarak açıp okurum. Asistanım, sekreterim vs. de olmadığı için bana mail yollayanlar bütün yazdıklarının tarafımdan okunduğundan emin olabilirler. Ne var ki, "Gülse Birsel mail'inizi aldı, okudu. İlginize teşekkürler" tarzı otomatik bir kalıp yollamak bana ters gelir. Ancak, daha önce de muhtelif defalar belirttiğim gibi, her gün 50-60 kişiye cevap yazamayacağım, yazsam başka bir şey yapamayacağım için çoğu e-mail cevapsız kalır. Bugün, bu köşede, zaman zaman rastladığım ve hakikaten ilgi çekici bazı okuyucu mektuplarından örnekler vererek, onlara veremediğim toplu cevapları vermeye çalışacağım:
***
"Merhaba. Ben dizinizi ve yazılarınızı takip ediyorum. Çok güzel, bayılıyorum. Bana mutlaka cevap yazın! Yazmazsanız bir daha dizinizi seyretmeyerek sizi protesto ederim!"
CEVAP: Sevgili okuyucum... Sağolun, varolun. Ancak 'cevap', bir soruya verilir. Sizin mesajınızda herhangi bir soruya rastlanmamaktadır! Cevap beklemeyin. Diziyi seyredip seyretmemek size kalmış.
***
"Sevgili Günse Birse! İşte cep telefonum. Beni arayın, sizle sohbet etmek istiyorum. Ya da siz bana cep telefonunuzu verin, ben işyerimden ararım!"
CEVAP: Değerli okuyucum... Tanımadığım birini niye cepten arayıp sohbet edeyim? Ben manyak mıyım? Ayrıca adım Gülse Birsel. Sevgiler!
***
"Merhaba. Sen süpersin, bir tanesin, şahanesin. Yetenek abidesisin! Bende süper yetenekliyimdir ama elimden tutan yok! Senaryo denemelerim, komposizyonlarım var, metinlerim var. Benim elimden tutan olsa, ünlü olacağım. Reklam şirketlerine senaryolarmı gönderdim, ilgilenmediler. Heralde torpil lazım! Bi de televizyonlara gönderdim, heralde orda da torpil lazım. Bende sana yazılarımı hergün göndericem, sende onları hergün oku, yorum yap. Oldu? İlk yazım bizim Büyükçekmece'de yazlıkta bi kız var, onla ilgili. Oldu? Hemen cevap yaz sende. Senin tanıdıklar vardır, beni bi yere sokarsın artık di mi?"
CEVAP: Canımdan çok sevdiğim okuyucum... İşe önce Türkçe öğrenmekle başlayabilirsiniz! Sonra mesela, kitap okumakla devam edebilirsiniz. Bu işin okulları da var ayrıca. Ya da bahis konusu şirketlere daha küçük bir pozisyondan girip adım adım amaca ulaşabilirsiniz. Ama benim her gün sizin yazılarınızı okuyup yorum yapacağımı ümit etmeyin. Maalesef vaktim yok. Sevgiler.
***
OKUYUCUNUN CEVABA CEVABI:"Tüh, yazık be! Sizin gibiler bu ülkede nerelere geliyo! O köşeyi işgal etme, gençler işgal etsin! Bi yardım istedik. Şımarık, ukala, Beyaz Türk! Ben senden iyi yazarım, beş basarım. Dizin de bişeye benzemiyo, gag'ı da sevmezdim. Evinde otur daa iyi ya!"
***
"Merhaba. Geçen ay eşimden ayrıldım. Biraz bunalımdayım. Siz neşeli bir insana benziyorsunuz. Mail arkadaşı olalım, her gün chat yapalım, benim moralimi düzeltin. Beni güldürün, tavsiye verin falan, yapın birşeyler. ICQ adresinizi verir misiniz?! Yalnız akşamları erken yatıyorum, onbirden sonra bulamazsınız, ona göre! Bir de gelecek yazınızda ismimi vererek benden bahsedin, tamam mı?"
CEVAP: Bir tanecik okuyucum... Allah müstahakınızı versin! Asıl siz benim neşemi yerine getirdiniz. Hayata karşı bu 'her şeye hakkım var' tavrınızı devam ettirin, zaten sırtınız yere gelmez. Hatta siz beni yanınıza çırak alın!