İstanbul Fulya'daki Polat Tower'da yangın başladığında biz yazı işleri toplantısındaydık...
Toplantı odamızın camlarından Polat Tower olduğu gibi görünüyor.
Alevlerin göğe yükselişini, binadan düşen parçaları, dumanları nefes nefese izledik...
Hepimizin korkusu aynıydı: Ya can kaybı olursa...
KÖTÜ HABER GELMEDİ
Daha üç-beş ay önce Esenyurt'taki inşaatta çalışan işçilerden 11'inin cayır cayır yanan çadırlarda nasıl can verdiği aklımızdayken...
Bu koca şehrin dört bir yanından her gün tuhaf tuhaf, akıl almaz kaza haberleri duyarken...
Her şeye 'Kötü kader' diye bakarken...
Polat'tan da böyle kötü bir haber bekliyorduk ama bütün ezberimiz bozuldu. Çünkü 'akıl' hayat kurtardı. İlk kez boynumuz bükülmedi, ilk kez ağlamadık, ilk kez feryat figan bağırmadık...
BÜYÜK SINAV VERİLDİ
Çünkü paradan kaçılmamış, müteahhit uyanıklığı yapılmamış. 15 milyon dolara kurulan akıllı güvenlik sistemi; gaz ve elektriği kesmiş. Devreye giren basınç sistemi alevlerin içeri girmesini engellemiş.
Daha bir sürü teknik ayrıntı... İstanbul, bu gökdelen yangınıyla bir büyük sınav verdi.
Demek ki; akılla yapınca işleri, kimse bir zarar görmüyor.
Polat'taki olayda ne yaşayanlar zarar gördü ne de o inşaatı yapan ve insanlara satan Adnan Polat...
Aksi bir olay olsaydı, bugün Adnan Polat'ın hali ne olurdu düşünebiliyor musunuz?