Yazı işleri müdürümüz Barış Soydan, "Sence Süreyya Yalçın'ın hiçbir şey yapmadan bu kadar ünlü olması ve medyada ilgi görmesi nasıl açıklanabilir?" diye bir soru sordu. Çünkü Yalçın'la ilgili haberler gazetenin internet sitesinde her zaman en çok okunan haberler oluyor. Tabii gazete ile internet okuyucusunun profili farklı ama Süreyya'nın ülkenin en ciddi meselelerini konu edinen haberlerden daha çok okunması sahiden nasıl açıklanabilir? Bu neyin merakıdır? Benim bu sorularla ilgili bir yanıtım tabii ki var. Ama her gün aynı insanların haberini yaptığımız için "Bir 'körleşme' sorunu olabilir mi?" diye düşündüm ve Barış'tan Süreyya ile ilgili düşüncelerini yazmasını rica ettim. (Olay bu mudur diyenleriniz olabilir. Olay budur maalesef. Yurdumun sıkılmış insanı Süreyya haberlerinde demek ki gülümseyebilmektedir.) Buyrun Barış Soydan'ın kaleminden durum tespitine: Sabahları gazetede ilk iş, haberlerin internetteki tıklanma istatistiklerine bakarım. Süreyya Yalçın fenomeniyle işte orada karşılaştım. Ne Ergenekon, ne küresel kriz, ne 'Domuz Gribi...' Hiçbiri, Süreyya'nın reytingiyle boy ölçüşemiyordu. Türk halkının dizi takip eder gibi, bölüm sektirmeden, her 'çıktığını', her evliliğini takip ettiği Süreyya Yalçın kimdi? Fotoğrafına tekrar baktım. Cosmopolitan ve InStyle gibi kadın dergilerinden değil, Anadolu'nun bağrından fırlamış, esmer bir kadın gülümsüyordu bana... Süreyya'nın reyting rekortmenliğiyle ilgili ilk hipotezimi o anda kurdum: 'Bizden biri', 'ailenin esmer kızı olduğu için, Süreyya Yalçın bu kadar çok okunuyordu. Aristo mantığıyla devam edersek, okurun Hande Yener, Pelin Batu gibi ünlülere pek teveccüh göstermiyor oluşu da, bu isimlerin 'yerli' değil 'ecnebi' görüntüleriyle açıklanabilirdi. Geliştirdiğim hipotezi yazı işleri toplantısında, magazin müdürü Şengül Balıksırtı'na açtım. Şengül, tek harekette çürüttü. Ona göre Süreyya'nın çok okunma nedeni başka bir yerdeydi:
O BİR ÖZGÜR KIZ!
O 'Özgür Kız'dı. Para ona özgürlük veriyor, okur 'Özgür Kız'ın maceralarını imrenerek takip ediyordu. Turkcell'in 'Özgür Kız'ından çok daha sahici bir özgürlüktü, Süreyya'nınki... Ama sonra bu hipotez de yetersiz geldi bana. Bilim, sonsuz bir arayıştı, ben de yeni bir hipotez buldum: Süreyya, Yeşilçam'daki 'zengin ailenin şımarık kızı' modelinin ete kemiğe bürünmüş haliydi. Halk, çok sevdiği o karakteri Süreyya'da bulmuştu, Yeşilçam filmi izler gibi onu izliyordu... Hangi hipotez doğru, bilmiyorum. Tek bildiğim, insanlara bu dizinin yeni bölümünde (Bkz. üçüncü evliliğinde) neler olacağını fena halde merak ettirip, maceralarını gazetelerden takip ettirdiği için, ona bir teşekkür borçlu olduğumuzdur.