Bizim ünlüler toplumsal konularda önde olmak, önderlik etmek, görüş bildirmek konusunda çekinirler. İsterler ki biri öne çıksın, taşın altına önce bir başkası elini koysun. Fazıl Say, facebook'ta yazdığı mektupta Sezen Aksu'ya sitem etmiş ve "Sezen Aksu tek bir sorum var. Daha ne kadar sessiz kalacaksın? Türkan Hoca'yı o halde görünce için acımadı mı?" demişti. Niçin Sezen Aksu? Çünkü elini taşın altına koyan her zaman önce Sezen Aksu oluyor da ondan. Nitekim geçen akşam bir haber bülteninde konuştu, "Benim ülkeme ve Türkan Hoca'ya borcum var. Bir asker gibi her zaman görevdeyim. Ne gerekiyorsa yapmaya hazırım" dedi. Yani kendisinden bekleneni yaptı. Bir de Hülya Avşar internet sitesinde bir şeyler yazmış. Yazmış da, yanlış tespitlerde bulunmuş. Diyor ki; "Askeriyeden sonra çekinilmesi gereken tek örgüt sanat camiasıdır ve ben bu konuda gerekli kişileri uyarma ihtiyacı duyuyorum." Bu da komik... Hangi sanat camiasından, hangi örgütlenmeden bahsediyorsun Hülya! İnsanlar birbirinin ayağını ezmeye o kadar meraklı ki, değil örgütlenmek bir yürüyüşte yan yana bile yürüyemezler. İşin özeti kimse başkalarından bir ses falan beklemesin. Çünkü çoğunluğun buna ne aklı yeter ne de cesareti.