Müzik sektörü sürekli şikayetçi. Herkesin dilinde aynı nakarat: Artık albümler satmıyor. Battık, batıyoruz... Geçenlerde yazmıştım: "Hep şikayet, hep şikayet... İyi de sizler; şarkıcısından yapımcısına sizler, geleceğe yatırım yaptınız mı, sizlerin hiç mi suçu yok?" diye... Yalan mı? Müzik sektörüne benim ya da sizlerin bir katkısı olamayacağını göre, bu kimin sorunu? Geçenlerde Avrupa Müzik'in sahibi Cengiz Erdem ile sohbet ettik. Sanırım, sektörden ve işlerinden şikayetçi olmayan tek kişi o. Üstelik, krize inat sürekli yeni atılımlar yapıyor. Yeni bombası ise Hande Yener... Yener'in Avrupa Müzik'e transferini duyduğumda, "Herkes krizden şikayet ederken, siz transferler yapıyorsunuz? Nasıl oluyor?" diye sordum. Şöyle yanıtladı: "Hem büyümek hem de krizle baş etmek için üretmek durumundayız. Müzikteki krizin tamamıyla teknolojik değişimlerden kaynaklandığını düşünüyorum. Bu değişime ayak uyduramayanlar 'kriz var' diye daha çok bağırıyor. Müzik değişiyor, müziği satın alan insanların satın alma mecraları da değişiyor. İşte bu değişime ayak uydurmak gerekiyor." Hande Yener'i transfer etmesi ise çok iyi hesaplanmış bir adımmış. Bunun gerekçelerini de şöyle anlattı Cengiz Erdem; "Hande Türkiye'nin en iyi vokali. Yenilikçi olması da bizi çok heyecanlandırıyor. Çünkü sektördeki en büyük eksiğimiz bu. Radyo araştırması yaptığımız zaman, her şarkısı ile playlist'lerde ilk beşe girdiğini görüyoruz. Bu listeler, dijital ortamlar izlenerek oluşturuluyor. Ayrıca ben dersimi çalışır, sanatçının kapısını öyle çalarım. Hiçbir zaman onlar bana gelmezler, ben onlara giderim..." Bu transfer Hande'nin müzikal kariyerinde bir şeyleri değiştirecek mi peki? Hayır? Ekibi aynen korunacakmış. Ve albüm pazarlaması sırasında teknolojinin bütün imkanlarından yararlanılacakmış. Bu arada Hande'nin hem eski hem yeni tarzında onlarca yeni beste yaptığını öğrendim. İşte böyle... Herkes krizden sızlanırken, sektörden birinin hiç şikayet etmeden atılımlardan, dünyadaki gelişmelerden, yeni projelerden söz etmesi beni çok heyecanlandırdı... Böyle olmak gerekiyor çünkü... Yoksa hayat üzerimize üzerimize gelir!